Mersin Barosu, muhtarlara yönelik bilgilendirme toplantısı düzenledi. Baro Hizmet Birimi Gökdelen 16. katta yapılan toplantıda muhtarlara Cmk, Adli Yardım, Aile İçi Şiddet ve Çocuk Hakları Komisyonları tarafından yapılan çalışmalar anlatıldı. Toplantının açılışında konuşan Mersin Barosu Başkanı Antmen, "Halkımız avukatsız iş yapmasın. Vatandaşımız parası var ise kendi avukatını çağıracak yoksa da biz destek vereceğiz. Ücretsiz avukatların paraları devlet tarafından ödenmektedir. 'Avukat istemiyorsun değil mi?' denildiğinde kesinlikle 'Hayır istiyorum' demelisiniz. 7/24 göreve atanan avukat en geç yarım saat içerisinde yanınızda olacaktır" dedi.

Mersin Barosu Cmk Merkezi Başkanı Ferhat Fazıl Çetin de yasal düzenlemelerle 1 Ocak 2013'te komisyonken merkeze dönüştürülen Cmk Merkezi'nin temel amacının avukat isteme talebi olduğunu kaydetti. Vatandaşlara, maddi kriter aranmadan ceza davalarında savunma hakkı temini sağlamak için faaliyet gösteren Cmk Merkezi'nin şu an mesai saatleri içerisinde hizmet verildiğini ifade eden Çetin, ancak merkezin önümüzdeki günlerde 24 saat hizmet verir hale geleceğini kaydetti. Merkezde yaklaşık bin 500 avukatları olduğu bilgisini veren çetin, "Herhangi bir suç işlendiğinde sistem otomatik olarak faal olan avukatlar anında görevlendirme yaparak, kişilerin kabulü ile ilgili birime sevk sağlanmaktadır. Merkezimizin görevi adil yargılanma çerçevesinde en iyi hizmeti vermektir" diye konuştu.

Bu noktada muhtarlara da halkı bilinçlendirmeleri konusunda büyük iş düştüğünü dile getiren Çetin, "Bu hizmetlerin daha çok bilinmesi için desteğiniz şart. Ancak özellikle imkanı olmayan herkes her aşamada avukat isteme hakkına sahiptir. Devlet bu giderleri karşılamak zorundadır. Sizden ricamız; Cmk ile ilgili halkı bilinçlendirmenizdir. Özellikle karakollar dosyaların bir an önce ellerinden çıkması için avukatın gelmesini istemeyebiliyorlar. Bir an önce işlem yapmak için baskı yapabiliyorlar. Bu nedenle de hak kayıpları yaşanabiliyor" ifadelerini kullandı.

BARO'DAN 5 AYDA 380 ADLİ YARDIM DESTEĞİ

Adli Yardım Merkezi Başkanı Emine Ayten Cengiz ise adli yardım hizmetinin sadece ücretsiz avukatlık hizmeti anlamına geldiğini, devletin istediği bazı masraflar olduğunu söyleyerek, "Biz baro olarak sadece avukatın hizmetini ödeyebiliyoruz. Görevlendireceğimiz avukatımız; 'bu kişi masrafları ödeyebilecek durumda değil' deyip ilgili belgeyi mahkemeye sunar ve hakim de bu belgeyi kabul ederse vatandaş masrafları ödemeyebiliyor" şeklinde konuştu.

Kadın Sığınma Evi'nde olan kadınlar haricindeki vatandaşların, avukat tutacak ekonomik güce sahip olmamaları ve bunu belgelemeleri halinde Adli Yardım kapsamında ücretsiz avukatlık desteğinden yararlanabildiğini aktaran Cengiz, ayrıca asgari ücretli olup mal, mülk sahibi olmayan vatandaşların da adli yardımdan yararlanabildiğini bildirdi. Mersin'de adli yardım kapsamında 5 ayda 380 avukat görevlendirmesi yaptıklarını ve bunların 330'unun kadınlara yönelik davalar olduğunu vurgulayan Cengiz, şöyle devam etti: "Fakirlik belgeleri muhtarlarca verilmekte olup, en az iki aza ve muhtar tarafından imzalayacağı belgeler yasa tarafından kabul edilmektedir. Fakirlik belgesinin yanı sıra Baro olarak biz de başvuran kişi ile ilgili araştırma yaparak tapu, Sosyal Güvenlik Kurumu, trafik tescilden bilgi alıyoruz. Vatandaşlar yasal haklarını yeterince bilmiyorlar; her türlü yasal hakkınız, hukuki sorununuz ile ilgili bizlere başvuru yapıp bilgi alabilir, destek isteyebilirsiniz."

ŞİDDET ARTIK SAKLANMIYOR

Mersin Kadın Hakları Merkezi Başkanı Seher Yalçınkaya Çetin, toplumu bilgilendirmek, bilinçlendirmek ve şiddete maruz kalmış kadınlara adli yardım ve destek sunmak amacıyla faaliyet gösteren merkezi anlatmak ve şiddet mağduru kadınların kendilerine ulaşmasını sağlamak konusunda muhtarlardan destek beklediklerini söyledi. Özellikle çocuk gelinler konusunda muhtarlardan yardım isteyen Çetin, kadınların örf, adet ya da toplumsal ahlak gereği yıllarca şiddete maruz kaldıklarına dikkat çekerek, "Aslında şiddet hep vardı ama artık insanlar bu şiddeti saklamıyor. Şiddet, maruz kalanın değil uygulayanın suçudur. Şiddet mağduru kadınlarımız nereye gitmeleri gerektiğini bilirlerse haklarını daha kolay arayabilirler. Bu anlamda Şiddeti İzleme ve Önleme Merkezi (ŞÖNİM) önemlidir" şeklinde konuştu.

Mersin Cumhuriyet Başsavcı Vekili Süleyman Bal ise uzlaşma kültürü ile ilgili muhtarlara kısa bir sunum yaptı. Adliyeye intikal eden olaylarda iki tarafın da memnun edilmesinin pek mümkün olmadığına işaret eden Bal, bu memnuniyetsizliğin ise yargıya güven alanında geri döndüğünü belirtti. Hukuk felsefecilerinin geliştirdiği uzlaştırma sisteminin Türkiye'de 2005 yılından itibaren uygulanmaya başlandığını söyleyen Bal, şunları kaydetti: "Basit yaralamalar, tehditler, konut veya iş yeri dokunulmazlığını bozma, özel hayata müdahale gibi suçlar uzlaştırma kapsamındadır. Ancak ne yazık ki, ülkemizde uzlaştırma konusunda vatandaşa inemedik, bu müesseseyi toplumumuza yeterince anlatamadık. Bu sistem ile ilgili insanlarımızı bilinçlendirirsek öncelikle taraflar sabıkalı olmayacak ve aralarındaki husumet de devam etmeyecek, yargıdan memnuniyet artacak."