DSP'nin Tes-İş Konferans Salonu'nda düzenlenen ve Sosyal Demokrasi Derneği Genel Başkanı Erol Tuncer tarafından yönetilen ''Anayasa Paneli''ne eski Adalet Bakanlarından Hikmet Sami Türk, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden ile Bağımsız Cumhuriyet Partisi Genel Başkanı Mümtaz Soysal katıldı.

Eski Adalet Bakanlarından Türk, konuşmasında, Türkiye'deki Anayasa çalışmaları ve değişikliklerini anlattı. Türk, 1982 Anayasası'nın yüzde 60'ını 1961 Anayasa'sından aldığını belirterek, ''Yeni bir Anayasa yapılsa bile mevcut anayasadan faydalanılacak. O nedenle yapılması gereken Anayasa değişikliğidir. Yeni olarak ne getirmek istiyoruz, önemli olan budur'' diye konuştu.

Anayasa değişikliğini yapacak olan kurumun TBMM olduğunu ifade eden Türk, kurucu meclis oluşturulması için Anayasa'da değişiklik yapılması gerektiğini söyledi.
Türk, değişikliği yapacak organ kadar, değişikliğin içeriğinin de önemli olduğunu vurguladı.

Belli amaçlara yönelik değişikliklerin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilebileceğini de belirten Türk, ''Aslında bugünkü iktidar, Anayasa'nın tamamının değişmesinden yana, ancak hazırladıkları taslak tepki görünce başörtüsü, türbanla ilgili maddeleri değiştirdiler. Bunlar laiklik ilkesini zedelediği için iptal edildi. Dolayısıyla bütün değişiklikler Cumhuriyetin değişmez nitelikleriyle uyumlu olmalı'' diye konuştu.

Bağımsız Cumhuriyet Partisi Genel Başkanı Soysal da Anayasa değişikliği tartışmalarına değindi. Gerekli hava yakalanamadıkça herhangi bir Anayasa değişikliği çabasının olumlu sonuç vermeyeceğini ifade eden Soysal, ''Anayasa değişikliği için gereken hava henüz dönmedi. Her geçen gün toplumu ve cumhuriyeti başka yöne çekmek isteyen rüzgar devam ediyor. Bu hava bizlerin üfürmesiyle dönmeyecek kadar sert esiyor'' dedi.

Soysal, 1982 Anayasası'nın neredeyse ruhu farklılaşacak kadar değiştirildiğini belirterek, bazı değişikliklerin olumsuz olduğunu dile getirdi. Dünyada yaygın olsa da uluslararası konularda kararı yabancıların tahkimine vermenin, yabancıların yargımıza güvenmemesini kabul anlamına geldiğini, toplumun kendi yargısına güvenmesinin önüne geçtiğini, bunun da yargının saygınlığını zedelediğini söyledi.

Soysal, partilerin son seçim öncesinde anayasa konusundaki çalışmalarını dile getirmeleri halinde bugün bir fikir sahibi olunabileceğini, ancak bu yapılmadığından sonraki seçime kadar beklenmesi gerektiğini ifade etti.


''Anayasa geleceğin de ihtiyaçlarını karşılamalı"

Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden de ABD'de bir kaç yüz yıldır aynı anayasanın kullanıldığını belirterek, günlük ihtiyaçları değil, geleceğin de ihtiyaçlarını karşılayacak bir Anayasa yapılması gerektiğini söyledi.

Anayasa'nın ulusal yaşam andı olduğunu, devletin çatısını belirlediğini, bireysel hak ve özgürlükleri güvence altına aldığını anlatan Özden, siyasal iktidarların bunu kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmeye çalıştığını savundu.

Özden, mevcut Anayasa'nın yaklaşık 90 maddesinin değiştirildiğini ancak yine de şikayet edildiğini belirterek, şöyle konuştu:
''Bana göre Anayasa'yı baştan değiştirmek lazım. Yeni Anayasa'da erkler ayrılığı güçlendirilmeli. Cumhurbaşkanının yetkileri çok ağır. 1961 Anayasası'nda Anayasa Mahkemesi üyelerini kendi seçiyordu, 1982 Anayasası bu yetkiyi Cumhurbaşkanına verdi. Danimarka'da Anayasa Mahkemesi'nde bir üyenin yeri boşalınca kendileri 6 aday belirliyor, meclis bunu 3'e indirerek Kral'ın onayına sunuyor. Kral bu kişilerden birinci olanı seçiyor. Bu 105 yıldır böyle.

Bizde rektör seçimlerine bakarsanız nasıl yandaş davranıldığını görürsünüz. Anayasa Mahkemesi'ne üye seçme yetkisini verirseniz Türk yargısının nasıl hapishaneye dönüştüğünü görürsünüz.''

Parti kapatma kararlarına da değinen Özden, ''Hastane, okul kapatılıyor da Anayasa'ya uymayan parti neden kapatılmasın? Demek ki uslanmamış, demokrasiye uyma saygısını göstermemiş. Devletin partilere verdiği önem kadar partiler de devlete önem vermeli. AKP'ye verilen ceza, para cezasına çevrildi. Yanlış yaptılar, siyasi yasak da verilebilirdi, kaçtılar'' diye konuştu.

AA


Yeni Anayasa çalışmaları ile ilgili farklı görüşler için tıklayınız.