Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Balyoz davası kapsamında aralarında 25 muvazzafın da bulunduğu 102 sanık hakkında yakalama kararı çıkarmıştı. Ancak aradan 10 gün geçmesine rağmen hiçbir sanık teslim olmadı. Genelkurmay'ın, söz konusu isimleri orduevlerinde sakladığı yönündeki iddialar kamuoyunda tepkiyle karşılandı. Hukukçular Derneği üyesi bir grup avukat dün Fenerbahçe Orduevi önünde toplanarak durumu protesto etti. Grup adına açıklama yapan Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Cahit Özkan, sanıkların bugüne kadar teslim edilmemesinin kamuoyunda, 'bu kişilerin Genelkurmay Başkanlığı tarafından himaye edildiği' düşüncesini akıllara getirdiğini anlattı.

Şu ifadeleri kullandı: "Genelkurmay Başkanlığı geçmişte olduğu gibi bugün de hukuk devletinin gereği olan yargı kararlarının yerine getirilmesini zorlaştırmaktadır. Bu çerçevede Susurluk, Şemdinli, Ergenekon ve benzeri davalarda pek çok asker kişi, yargıdan kaçmış, kaçırılmıştır. Genelkurmay, bugün de benzer süreçlerde aynı tavrını maalesef kararlılıkla sürdürmektedir. Kamuoyu tarafından 100'e yakın Balyoz davası sanığı askerî personelin orduevlerinde himaye edildiği kanaati hakimdir. TCK'da bu eylem suç olarak tanımlanmıştır. Ayrıca söz konusu askerlerin teslim edilmemesi askerî yetkililer açısından 'görevi ihmal' suçunu oluşturmaktadır. Demokratik hukuk devletinde herkes kanun önünde eşittir. Genelkurmay, demokratik hukuk devletinin gereğini yerine getirmeli, derhal orduevinde saklanan sanıkları adalete teslim etmelidir. Ancak bu şekilde kamuouyunda oluşan 'Genelkurmay suça ve suçlulara sahip çıkıyor' düşüncesini bertaraf edebilecektir."

Yasin Özkan, YAŞ'ın ağustos ayı olağan toplantısında terfi bekleyen Balyoz sanıklarının durumuna da değindi. Söz konusu isimlerin terfi ettirilmemesi gerektiğini anlattı: "Haklarında dava açılan ve yakalama kararı olan Balyoz davası sanığı muvazzaf askerler, TSK Askerî Personel Kanunu'nun 65. maddesinin açık hükmü karşısında kesinlikle terfi ettirilmemelidir. Söz konusu askerî personel derhal açığa alınmalıdır. Genelkurmay Başkanlığı, ancak bu şekilde hukuka saygısını gösterebilecek ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yıpranmasının önüne geçilebilecektir."

Hukuka açıkça meydan okuyorlar

Pamukkale Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yasin Sezer, 'Balyoz' darbe planı davasında hakkında yakalama kararı çıkarılan, aralarında general ve amiralin bulunduğu 102 şüphelinin mahkemeye gelmemesini hukuka açıkça meydan okuma olarak değerlendirdi. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Balyoz sanıklarını 'darbeye teşebbüs' gibi en ağır suçlardan birisiyle yargıladığına dikkat çeken Doç. Dr. Sezer, şu ifadeleri kullandı: "Bu çok ağır bir suçtur. Bir asker için hükümeti devirmeye teşebbüs etmekten daha ağır bir suç olabilir mi? Derhal tutuklamayı gerektiren bir suç. Böyle suçlamayla karşı karşıya kalan kişilerin mahkemenin kararına rağmen getirilmemesi, meydan okumadır. Derin devlet denilen unsurlar, 'Biz mahkemeyi dinlemiyoruz. Gerekirse terfimizi yaptırırız' anlamında hâlâ direnç gösteriyor. Bir hukuk devletinde mahkemenin yakalama emrinin yerine getirilmemesi söz konusu bile olamaz. Daha önce 'davet edilseler gelirlerdi' denilen kişiler neden gelmiyor? Bu, açıkça hukuka meydan okuma." RESUL CENGİZ DENİZLİ, CİHAN