ANKA

YARSAV'dan yapılan açıklamada, Anayasa'da yargıya ilişkin olarak yapılmak istenen değişiklikle "parçalı, asıl sorunların çözümünden uzak ve tek bir kurumu hedef alan, bütünlüğe aykırı bir değişiklik" amaçlandığı ifade edildi.

Açıklamada, yargıç ve cumhuriyet savcılarının yaptıkları ve yargısal denetim yolu açık işlemlerin de, "yasallığı tartışılır şekilde müfettiş denetimine tabi kılınarak, adliye baskınları ve hedefteki yargıç ve cumhuriyet savcılarına yönelik soruşturmalarla yargıçlar üzerinden yargıya yapılan baskıların artarak devam ettiği" kaydedildi.

Yargı erkinin yasama ve yürütmenin düşmanı, engelleyicisi ve 'prangası' gibi gösterilmeye çalışıldığı ifade edilen açıklamada, yargıç ve savcıların zor şartlar altında ve 'yürütme organınca baskıya maruz kalarak' çalıştıkları da ifade edildi.

Açıklamada, "Siyasal iktidarın temsilcilerinin 'beş hakim bir araya geldiğinde ne hükümet dinliyorlar, ne bakanlık' söylemleri ile bağımsız, örgütlü ve güçlü yargı istenmediğine ilişkin bilinçaltını dışa vuran ve yargının yürütmenin yedeğine alınmasının sinyallerini veren söylemlerin artmış olduğu" da belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Tüm bunlarla da yetinmeyip, sahadan ve seçilerek gelen yargıçlara güvenmediğini, 'yargının yargıya bırakılmayacak kadar önemli olduğunu', 'Türkiye'nin yargı vesayetinden kurtarılması gerektiğini, yargı devleti kurulmayacağını' dillendirerek hukukun üstünlüğüne alternatif bir yaklaşım sergileyen yürütmenin baskısı yetmiyormuş gibi, öncelikle yargıç ve cumhuriyet savcılarının mesleğe kabul, atama, disiplin işleri ile görevli olan Yüksek Kurul'a, Türk Yargısının en temel geleneklerinden birini yerle bir etmek pahasına, yargıç olmayan kişilerin, üstelik siyasilerce seçilmesinin uygun görülmesine karşı, Türk yargısına olan hıncını sanki düşman bir devlet organıymış gibi her platformda sergileyenlere karşı toplumu yargıya sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Türk yargıç ve savcılarının ilk meslek örgütü YARSAV, henüz kendi sorunlarını çözememiş siyaset kurumunun yasama üzerinden yürütme eliyle Yüksek Kurul'a üye seçmesinin, TC Anayasası'nın 2. maddesinde yer alan ve erkler ayrılığına dayalı olan hukuk devleti ilkesine, başka bir deyişle demokrasiye aykırı olduğu ve darbe ürünü 1982 anayasası ile yarı bağımlı hale getirilen yargıyı, dillerine doladıkları demokratik meşruiyet aldatmacasıyla yasamaya ve yürütmeye tam bağımlı hale getirme ve denetimsiz bir yürütme gücü yaratma çabasından ibaret olduğu görüşündedir."

 

"Yargı mensupları zor şartlarda çalışıyor"

Açıklamada, yargıç ve savcıların birçok sıkıntı ile karşı karşıya bırakıldığı da vurgulanarak, yargı mensuplarının "en ağır koşullarda ve hükümet konakları içine sıkıştırılmış adliyelerde 'kuşaklar boyu' bağımsız, tarafsız ve onurlu biçimde adalet dağıtmaktan asla ödün vermedikleri" ifade edildi.