(İHA) - Besler, yargı reformu adı altında yapılan Anayasa değişikliklerinin, AB İstişari Ziyaret Raporlarında yer alan görüşlerin tam aksine, yürütmenin yargı ve savunmaya müdahalesini Adalet Bakanlığı kanalıyla daha da etkili hale getirdiğini da belirterek, "Bu durumda, yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi ve yargının tarafsızlığının geliştirilmesi asla sağlanamayacaktır" dedi.

TBB Genel Kurulu, Özdemir Özok'un vefatının ardından boşalan başkanlık makamına seçim yapmak için olağanüstü toplandı. 11. Olağanüstü Genel Kurul'da bir açılış konuşması yapan Başkan yardımcısı Berra Besler, son bir yılda yargı erkinin, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir siyasi baskı altına alındığını savundu. Besler, bu süre içinde medyanın bir numaralı gündem maddesini, yargıya yönelik kriz haberlerinin oluşturduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

"Siyasal iktidarın, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun görev ve sorumluluğu alanına müdahale ederek, bir Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı ile bir Yargıtay Cumhuriyet Savcısını, Adalet Bakanlığı kanalı ile meslekten ihraç etme girişimi; bir Cumhuriyet Başsavcımızın gözaltına alınması ve tutuklanması; bu kararı alan özel yetkili Cumhuriyet savcılarının yetkilerini kaldıran HSYK ile hukuka uygun bu kararı destekleyen yüksek yargının kimliğinde, yargı erkine karşı geliştirilen kaygı verici tutum ve tartışmalar; toplumu korkuya sevk eden ve huzuru bozacak nitelikteki gizli telefon dinlemelerinin, yüksek yargı makamlarına, Cumhuriyet başsavcılarına, yargıçlara, mesleki örgütlenmelerin yöneticilerine ve halkın hak arama özgürlüğünün sesi avukatlara kadar ulaşması; aynı zamanda, uzayan gözaltılar, masumiyet karinesini göz ardı eden uygulamalar, hakim ve savcı atamalarındaki tıkanmalar, özel hayatın gizliliği ilkesine yönelik duyarsızlıklar, 'lekelenmeme hakkı'nın ihlalleri, haberleşme özgürlüğüne vurulan darbeler, son bir yılda yaşadığımız hukuka aykırılıkların yalnızca bir kısmıdır."

Bütün bu olumsuz gelişmelere ilaveten ve yaşanan karmaşa ortamında, birden bire 'yargı reformu' adı altında anayasa değişikliklerinin gündeme getirildiğini kaydeden Besler, "Ancak bütün uyarılarımıza rağmen, yargı reformu çalışmalarını Anayasa Mahkemesi ile HSYK'nın yapısını değiştiren iki konuyla kısıtlayan, yeni gerginlikler ve uygulama sıkıntıları yaratacağı da kuşkusuz olan Anayasa değişikliği yasalaşmış ve konu bildiğiniz gebe Anayasa Mahkemesi'nin önüne getirilmiştir" dedi.

Yargı reformu adı altında yapılan Anayasa değişikliklerinin, AB İstişari Ziyaret Raporlarında yer alan görüşlerin tam aksine, yürütmenin yargı ve savunmaya müdahalesini Adalet Bakanlığı kanalıyla daha da etkili hale getirdiğini belirten Besler, "Bu durumda, yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi ve yargının tarafsızlığının geliştirilmesi asla sağlanamayacaktır" dedi.

ADAYLARIN KONUŞMALARI

TBB Başkanlığı için üç aday yarışıyor. Yarın yapılacak seçimlere Ankara Barosu Başkanı Vedat Ahsen Coşar, İstanbul Baro Başkanı Muammer Aydın ve Avukat Güneş Gürseler aday olarak katılıyor.

Genel Kurul'da konuşan Ahsen Coşar, siyasal kimliği hakkında birçok spekülasyon olduğunu belirterek, "Kimilerine göre liberalim, kimilerine göre neo-liberalim, kimilerine göre ikinci cumhuriyetçiyim, kimilerine göre özgürlük budalasıyım. Ama ben bunların hiçbiri değilim. O halde kimim? Ben önce adamım, en az sizler kadar adamım. Sora yine sizler gibi demokratım. Daha sonra bir kısmınız gibi sosyal demokratım" dedi.

Babasının kendisine 'fakir ol' ya da 'zengin ol' demediğini, ama 'özgür' ol dediğini ifade eden Coşar, "Bu bağlamda hem kendi özgürlüğümü ve bireysel özerkliğimi koruyorum, hem de başkalarının özgürlüklerine saygı duyuyorum. Özgürlük fikri dışında bana babamdan bir şey daha miras kaldı. O da cumhuriyet sevgisidir, yurt sevgisidir" diye konuştu.

Kendisi için tek bir cumhuriyet olduğunu, bunun da 'demokratik, laik, sosyal hukuk devleti' olduğunu kaydeden Coşar, "Yani ikinci bir cumhuriyet yoktur. Cumhuriyeti numaralandırmak, cumhuriyetlerini beş kez yıkıp, yeniden kuran Fransızlara ait bir gelenektir" dedi.

Coşar, demokrasiyle, özgürlüklerle, hukukla, hukuk devletiyle, insan haklarıyla ilgili standartların Türkiye'de yerleşmesinin kimilerinin işine gelmediğini belirterek, "Bu konumda olanların kendilerine ve bizlere biçtikleri rol, Kurtlar Vadisi'ndeki Polat Alemdar rolüdür. Bu rolü biçenler, kendilerini içinde güvende hissettikleri, ama artık Türkiye'nin gereksinimlerini karşılamayan statükonun devamını onun için istiyorlar" diye konuştu.

Coşar, terörle mücadele amacıyla Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nda değişiklik yapılarak polisin yetkilerinin artırılıp genişletilmesinin isabetli olmadığını savunarak, "Bu düzenleme, son zamanlarda ayyuka çıkan dinleme olaylarıyla Ergenekon soruşturmasında, işçi, öğrenci, kadın eylemlerine karşı uygulanan orantısız güç kullanmzamanda, uzayan gözaltılar, maımında görüldüğü üzere, devletin hukuk devleti niteliğini zedelemiş, örtülü bir polis devleti sürecini başlatmıştır" diye konuştu.

"YARGI, ANAYASA MAHKEMESİ VE HSYK'DAN İBARET DEĞİL"

İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın ise, yargının kurucu unsuru olan savunmanın, yargı içinde gereken saygıyı mutlaka görmesi gerektiğini belirterek, bu saygıyı tesis etmek için elinden geleni yapacağını söyledi. Aydın, adliyelerde barolara yer verilmemesine de tepki göstererek, adliye binalarının sadece Adalet Bakanlığı'na ait olmadığını söyledi. Yargı reformu denildiğinde siyasi iktidarın HSYK ve Anayasa Mahkemesi'ni anladığını ileri süren Aydın, "Yargı sadece bunlardan ibaret değildir. Kendilerinden bir yargı yaratmak adına yargı değişiklikleri yapıldı. Bizim beraberliğe ihtiyacımız var. Bunu avukatlar olarak biz sağlayacağız. Türkiye'nin tüm vatandaşlarını bir araya getirmek için mücadele edeceğiz. Hukuksuz tutuklanan insanlarımızı, hakimleri, savcıları, avukatları sonuna kadar koruyacağız" dedi.
Güneş Gürseler de, siyaset yapmak ya da milletvekili yapmak için aday olmadığını belirterek, bunları daha önce yeterince yaptığı söyledi. Gürseler, TBMM Başkanlığının milletvekilliğine değişilmeyecek bir makam olduğunu da belirterek, hizmet etmek için başkan adayı olduğunu söyledi. Gürseler ayrıca, CMK avukatlığını, bedava avukatlık olmaktan çıkarmak için de çalışacağını kaydetti.