Tebliğnamede, polis Kuş’un gruba müdahale eden ekipte yer aldığı, zırhlı araçta bulunduğu, aracın 15 santimetre çapındaki penceresinden biber gazı atışı yaptığı, araç ile Cömert’in yaralandığı nokta arasında 36 metre bulunduğu anlatılarak şöyle devam edildi: “Gaz tüfeğinin yiv ve setinin bulunmadığı, istenilse bile hedefe doğrudan değil savrularak gittiği, hedefin tutturulma olasılığının çok düşük olduğu, zaten bu tip araçların belli bir hedefi vurmak amacıyla değil bir hedefin yakınlarına atılmak suretiyle ortaya çıkan gazdan etkilenen insanların ortamdan uzaklaştırılması amacıyla kullanıldığı, sanığın amirlerinden aldığı emir gereğince görevini icra ettiği tespit edilmiştir.”

‘SONRAKİ EYLEMLERE MÜDAHALEYİ ETKİLER’
Kuş’un göstericileri hedef alacak şekilde kasten hareket ettiği yönünde kanıt bulunmadığı savunularak, kararın bundan sonraki eylemlere müdahaleyi de etkileyebileceği vurgulandı: “Aksinin kabulü halinde toplumsal olaylara müdahalelerde grubun dağıtılması amacıyla gaz tüfeğiyle yapılan her atış sonrası görevlilerin hayata veya vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenen suçlar veya bu suçlara teşebbüs sebebiyle sorumlu tutulması gibi garip bir durumun ortaya çıkacağı kabul edilmelidir.”

Polis memuru Kuş’un gaz tüfeğini ateşlerken ‘Ne olursa olsun’ düşüncesiyle, meydana gelen sonuca karşı kayıtsız kaldığına dair bir delil olmadığı belirtildi. Polisin gaz tüfeği kullanma konusunda eğitim aldığı kaydedilerek, “Sanığın bu konudaki yeteneğine veya çevresel faktörlere güvenerek isabet etmeyeceği inancıyla neticeyi istemeyerek ateşlemesi sonucu gaz fişeğinin Cömert’e isabet ederek ölümüne sebep olduğu” savunuldu. Bu nedenle kararın bozularak, bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek suçundan daha az ceza verilmesi istendi. Tebliğname Yargıtay’ın ilgili dairesine gönderildi. 

Hürriyet