Yargıtay’da, Balyoz davasının temyiz incelemesine ilişkin duruşmanın ikinci gününde de sanık Halil İbrahim Fırtına’nın avukatı Kazım Yiğit Akalın savunmasına devam etti. İki gündür ayakta savunma yapan genç avukat, ‘alfabetik soyadı sırasına göre savunma’ sisteminin mağduru. Akalın, “Yargıtay’ın kararı bana da gol oldu” dedi.
361 sanıklı Balyoz davasında ‘alfabetik soyadlarına göre savunma yapma’ kararı nedeniyle, Balyoz gibi tarihi bir davanın ilk ve en kapsamlı savunmasını genç bir avukat yapmak zorunda kaldı. Önceki gün ayakta 6.5 saat hazırlanan ortak savunma metnini okuyan genç avukat dün de 7 saat savunma yaptı.
 
‘Bana da gol oldu’
Radikal’e konuşan Akalın, 63 avukatın ortak hazırladığı savunmayı 8 kişinin yapmasını duruşma öncesinde kararlaştırdıklarını anlatarak şunları söyledi: “Normalde bu savunmayı 8 avukat okuyacaktı. Biri bir bölümü biri başka bölümü okuyacaktı. Hatta onların içinde ben de olmayacaktım. Ancak savunmalar alfabetik sıraya göre olunca benim soyadım da ‘A’ harfiyle başladığından ben yapmak durumunda kaldım. İlk gün çok yorulmuştum, çünkü hazırlıklı değildim. Bana da gol oldu açıkçası. Ama ikinci gün için önceki günden özellikle erken yattım. Heyetin bazen dikkati dağılıyor ama ben de o zamanlarda doğaçlama yapıyorum.”

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olan ve 2007’den beri aktif avukatlık yaptığını anlatan Akalın, bir avukatlık bürosunda maaş karşılığı çalıştığını da ifade ederek, “Ben esasen işçi avukatım. Benden deneyimli pek çok avukat da herhalde bu kadar uzun ayakta savunmamıştır. Silivri’de daha uzun süre savunma yapan meslektaşlarım oldu ama orada savunmayı oturarak yapıyorduk. Hazırlanan savunma metnini redaksiyonu ben yaptım. Okuma şansım oldu. Ancak Balyoz davasının bazı bölümlerine hakim değilim” dedi. Akalın bugünde okumaya devam edecek. Böylece genç avukat ayakta 3 gün savunma yapmış olacak.
 
Anı bile anlattı!
Akalın dünkü duruşmada dikkati dağılan heyeti toplamak için zaman zaman Silivri’deki mahkemede yapılan yargılamaya ilişkin ilginç anekdotlar da paylaştı. Silivri’deki yargılama sırasında mahkemedeki mikrofonların kendi denetimlerinde olmadığını heyete aktaran Akalın şöyle konuştu: “Mikrofonlar bizim kontrolümüzde değildi. İddia makamı istediği zaman mikrofona basıyor açılıyor. Bizim önümüzdeki mikrofonlar ise bastığımız zaman açılmıyordu. Avukatların kendileri arasında ve müvekkilleri ile yaptıkları konuşmalar tavandan sarkıtılan ses kaydedici cihazlar aracılığıyla dinlenmiştir.”



Haber: MESUT HASAN BENLİ / Radikal