Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Devlet Denetleme Kurulu (DDK)'nu Sivas olayını incelemekle görevlendirmesi olumlu karşılandı. Toplumda infial uyandıran olayların ardından açılan davada sanık avukatlığı yapan Hayati Yazıcı, DDK'nın yeni argümanlar bulması halinde yargılamanın, muhakemenin iade edilebileceğini dile getirdi. 

"DDK'NIN YAPACAĞI ŞEYLER SINIRLIDIR"

Sivas olayları, aradan geçen 19 seneye rağmen belleklerde yerini koruyor. Madımak Oteli'nde 37 kişinin can verdiği olaylarla ilgili açılan davada yargılanan 111 sanıktan 33'ü idama mahküm edilirken, ihmal ve tahrik iddiaları halen tartışılıyor. O günlerde 4 sanığın avukatı olarak davaya müdahil olan Gümrük ve Ticaret Bakanı Yazıcı, ölümleri incelemek üzere DDK'nın görevlendirilmesini değerlendirdi. Yazıcı, "Temelinde DDK'nın yapacağı şey de sınırlıdır. Ortada yargısal kararlar var. Burada ayrı argümanlara ya da kanıtlara erişirse belki o zaman yargılamanın iadesi, muhakemenin iadesi mümkün olabilir." dedi. Sivas olaylarının ve yargılamaların aydınlık olmadığını öne süren Yazıcı, şöyle devam etti: "Ben davada bir dönem 4 sanığın bir dönem avukatlığını yaptım. Bunlardan 3'ü ağırlaştırılmış müebbete mahküm oldu. İlginçtir, savunmasını yaptığım sanıklardan biri Almanya'da oturuyor. İzinli olarak Sivas'a geliyor. Olayın olduğu gün Cuma için camiye gidiyor. Bir olay görünce onu izliyor, ardından da evine gidiyor. Ama 3 gün sonra evinden alınıyor. Fotoğrafları bir yerde görüldü herhalde, sanık olarak anılıyor. Ama adam alınmış ve idamla yargılanıyor. Bu adam faillerden biri olsa 3 gün Sivas'ta bekler miydi? İmkanı var, pasaportu var elinde herhangi bir havayoluna gider, dışarı kaçardı." 

"FAİLLER SİVAS DIŞINDAN"

Hayati Yazıcı, dosyada tespit ettikleri yüzleştirme ile ilgili bazı tutarsızlıklar dolayısıyla mahkemeden dönemin Sivas Emniyet Müdürü'nün dinlenmesini talep ettiklerini de aktardı. Yazıcı, "Çünkü yüzleştirme tutanakları, olayın içinde tanzim edilen evraklar rastgeleydi. Neticeleri itibari ile vahim bir olaydı, faillerin de hemen bulunması ile ilgili bir kaygı içinde sanık oluşturulup derleyip toparlama fiilleri icra edildi. Yapılanların uygun olmadığı, hukuk itibari ile sanıkların suçlanmalarına kanıt olarak yorumlanamayacağı yönünde itirazlarımızın ardından Emniyet Müdürü'nün tanık olarak dinlenmesini talep ettik. Mahkeme de uygun görüp celp etti. Dosyada olmalı. Emniyet Müdürü, şunu ifade etti: 'Bu olayın failleri hakikatinde Sivas dışından geldi. 9-10 kişi kadardılar, biz bunları maalesef yakalayamadık'. Failleri yakalayamadıysanız bu kadar adam ağırlaştırılmış müebbete mahküm oldu, onların çoluğu çocuğu aileleri var. Onlar o dönemden beri içerdeler." 

"OLAY ÖNLENEBİLİRDİ"

Sivas olaylarını medyadan görüp duyduğunu aktaran Yazıcı, "Olay Cuma'nın hemen ardından başlıyor. Madımak Oteli akşama doğru alev alıyor. Olay önlenebilirdi. Ben isim vermeyeyim ama yönetim sorumluluğunu elinde bulunduranlar olayı önleyebilirdi. Güvenlik elemanları yeterli değilse takviye alınabilirdi. Otel çevresi güvenlik altına alınabilirdi. Oteldekiler tahliye edilebilirdi. Çok uzun zaman var, o zaman dilimi iyi değerlendirilse olaya tanık olmazdık." ifadelerini kullandı. Hayati Yazıcı, bir dönem Sivas davasında sanık avukatlığı yaptığı için zaman zaman suçlamalarla karşılaştığını da kaydetti. Yazıcı, bu suçlamalara, "Tabii bir davanın avukatı, 'Bu adam suçu işledi doğru yaptı' diyen değildir. Yani biz, dosyayı inceler, elde edilen delillere göre sanıkların olayda dahline, konumuna; suçu işleyip işlemediğine bakarız. Bundan ötürü kimileri bizi suçluyor. Haksız bir suçlama. Her bireyin avukatı ihtiyacı var. Biz, olayın vahim olduğuna temas ettik. Müdafaa ettiğimiz insanların suçlanmalarını gerekli kılacak argümanların, kanıtların olmadığı yönünde savunmamızı yaptık." diyerek itiraz etti.