Güneydoğu'daki 'okul boykotu' çağrısına sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı, "Bölgedeki bütün vatandaşlarımıza buradan seslenmek isterim. Çocuklarının bu işlere alet olmasına fırsat vermesinler. Onları bu tip şeylere eğer alet ederlerse, en büyük kötülüğü yaparlar." dedi. Referandumda yüzde 58 evet çıkmasının ardından gündeme gelen yeni anayasa beklentisine de temas eden Gül, 1961 ve 1982 anayasalarının tepkisel yazıldığını hatırlattı ve yeni anayasanın sakin kafayla yazılması gerektiğini vurguladı. Başkanlık sistemi tartışmalarına girmek istemediğini belirten Gül, Kılıçdaroğlu'nun Brüksel ziyaretini ise olumlu bulduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, anayasa değişikliği paketinin referandumda kabul edilmesinin ardından kamuoyunda artan yeni ve sivil anayasa taleplerini New York'ta değerlendirdi. Yeni anayasanın Türkiye'nin AB hedefleriyle uyumlu, çağdaş, ekonomik ihtiyaçlarını karşılayan bugün ve yarına cevap verebilecek, Türkiye'nin itibarına yakışacak nitelikte olmasını isteyen Gül, "Yeni anayasayı büyük bir özgüven içinde yazmamız gerekir. Bizim anayasalarımız bugüne kadar hep kısıtlayıcı, reaksiyoner, tepki anayasaları oldu. 1960'ta böyle, 1980'de böyle... Yeni anayasayı özgüvenle, sakin kafayla hazırlamak lazım." dedi. Cumhurbaşkanı, bugün gündeme gelen bazı taleplerin anayasanın özgüven içinde yazılması durumunda düşünülebileceğini vurgularken şöyle devam etti: "O zaman Türkiye'nin geleceği düşünülebilir. Bütün bu konulara o zaman bakılabilir. Bugün anayasadan şu cümleyi çıkaralım, yerine başkasını koyalım demek doğru değil, tepki de doğurur." Abdullah Gül'ün New York'tan verdiği diğer mesajları şöyle:

Partiler anayasa niyetlerini deklare etmeli: Gül, 'Yeni anayasa seçimden sonraya mı kalmalı?' şeklindeki bir soruya 'Ben bu Meclis'e çok önem veriyorum. Yapılabilirse bu Meclis'te yapmak gerekir. Yapılamıyorsa seçim sonrasına kalır.' cevabını verdi. Seçime de az bir süre kaldığına dikkat çeken Gül, partilerin genel seçimden önce yeni anayasa konusundaki niyetlerini halka deklare etmesini istedi.

Katılım, demokrasinin gereği: CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeni anayasa konusuna olumlu baktığının hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Gül, demokrasinin katılımcı özelliğine vurgu yaptı. Gül, "Demokrasinin iki özelliği var. Biri temsil, diğeri katılım... Zor meselelerin çözümünde katılım noksanlığından sorun çıkıyor. Katılım için ona uygun dil lazım.'' diye konuştu. Uygun dil derken kastettiği siyasetin üslubuydu. Gül, "Hükümeti mi kastediyorsunuz?'' sorusunu şöyle cevapladı: "Hükümet için de muhalefet için de söylüyorum. Her iki tarafa da söylüyorum." Anamuhalefet partisi CHP'nin bu konuyu, geleceğe odaklanarak daha iyi değerlendirmesini isteyen Gül, "Katılım olmuyor, sonra uzlaşma deniyor. Muhalefet Meclis'te komisyona temsilci vermiyor sonra uzlaşma yok diye şikâyet ediyor." dedi.

Siyasetin dili, diyaloğu yok ediyor: Cumhurbaşkanı, siyasetin dili ve jargonunun diyalog ortamını yok ettiğini belirterek ortak görüşlerin diyalogla mümkün olduğunu söyledi. Diyaloğun kamuoyuna deklare edilmeden de açık veya kapalı olabileceğini vurguladı. "Siyasette dil ve jargon kötü ise beraber olmayı yok eder, iyi ise diyalog ortamını sağlar." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı, bazı temel yasaların partiler arasındaki diyalogsuzluktan Meclis'te beklediğine dikkat çekti. Gül, şöyle devam etti: "Mesela ticaret yasası var. 1936 tarihli. Bugünkü ihtiyaçları nasıl karşılar? Komisyondan geçti. Partilerin arasında görüş farklılığı da yok. Yargıyla ilgili bekleyen temel yasalar var. Barolar Birliği'nin bu konuda açıklaması oldu. Ne yazık ki bunlar diyalogsuzluk nedeniyle tutuluyor."

Referandum süreci seçim havasında geçti: Cumhurbaşkanı Gül, referandum sürecinin seçim kampanyasına dönüştüğünden yakındı. Gül, kampanya döneminde paketin içeriğine girilmediğini belirtirken şunları söyledi: "Kimse çıkıp ombudsmanlık gerekli mi, askere sivil yargı yolunun açılması, Anayasa Mahkemesi'nde, HSYK'da değişiklik işe yarar mı yaramaz mı diye tartışmadı. Bunların tartışılması gerekirdi. Ben hükümetteyken o dönem Anayasa Mahkemesi başkanı olan Mustafa Bumin bugünkü değişikliğe benzer teklif getirdi."

Terör olmasaydı, demokrasi standartlarımız çok daha yüksek olurdu: Kürt siyasetçilerin anayasa değişikliği özerklik ve anadilde zorunlu eğitim taleplerinin hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı şunları söyledi: "Bugünkü terör olayı, terör örgütleriyle bu talepler arasında bağ kurmak istemem. O zaman sanki terörle bir yere varılabilir diye anlaşılabilir. Oysa terör olmasaydı, demokrasi standartlarımız çok daha yüksek olurdu. Terör üzerine konuştuktan sonra bu konulardaki görüşlerimi açıklamak istemem."

Kemal Kılıçdaroğlu'nun Brüksel seyahatini takdir ettim: Gül, Kılıçdaroğlu'nun Brüksel ziyaretini takdir ettiğini söyledi. Kılıçdaroğlu ile görüşmeyi düşünüp düşünmediği sorusuna ise, "Görüşmek için değişik vesileler oluyor. İlk defa kendisiyle genel başkan seçildikten sonra görüştüm. Sayın Kılıçdaroğlu'na görüşmemizde terör konusunu detaylı, çok geniş şekilde anlattım. Yeni genel başkan seçildi, bazı konulara vâkıf olması iyi olur." karşılığını verdi.

İstanbul'da New York ofisi kuruluyor: Cumhurbaşkanı, sabah kahvaltıda karşılaştığı New York valisinin kendisine İstanbul'da eyalet ofisi açacağını söylediğini aktardı. Gül, vali ile sohbetini şöyle dile getirdi: "Bugün (dün) sabah çocuklarla birlikte dışarı kahvaltıya gittik. New York valisi de oradaymış. Yanımıza geldi. Kendisi görme özürlü... Bana 'İstanbul'da New York ofisi açıyoruz.' dedi. Ticaret, tanıtım ve irtibat amacıyla. Yurtdışında bir ofis ilk kez açıyorlarmış. 'Neden İstanbul?' diye sordum; 'İstanbul'un cazibesi.' dedi."

Başkanlık sistemi zamanı gelince tartışılır

Başkanlık sistemi tartışmalarını değerlendiren Gül, bu konunun planlı şekilde gündeme gelmediğini belirtti. "Tek cümlelik cümleler yanıltıcı olur. Şakası da yok." diyen Gül, başkanlık sistemi konusunda görüşlerini şöyle aktardı: "Başkanlık sisteminin kongresi, yetkileri, seçim sistemi, kontrol dengeleme sistemi farklıdır. Sadece yasa değil onun ötesinde farklılık olur. Milletvekillerinin seçim şekli farklı olur. Tarihimize baktığımızda biz Türklere sempatik gelebilir. Ama buradan da hakanlık, sultanlık anlayışı çıkmamalı. Avantajları da var. Parlamenter sistemin de avantajları var. Onun ya da başka sistemin lehine bir şey söylemek istemiyorum. Zamanı gelince tartışılır. Başkanlık sisteminin her ülkede farklı uygulamaları var."

Boykot yoluyla çocukları siyasete alet etmeyin

Cumhurbaşkanı Gül, dün Türkevi'nde de bir basın toplantısı düzenledi. Güney-doğu'daki 'okul boykotu' çağrısına sert tepki gösteren Gül, şunları ifade etti: "Bölgemizin daha çok yatırıma, altyapısının daha çok iyileştirilmesine tabii ki ihtiyacı vardır. Şimdi bu tip olayların yaşandığı, bu tip ajandaların olduğu bir yerde ne yatırım yapılır, ne işadamı gider, ne fabrika açılır. Türk işadamları Kuzey Irak'a gidip orada büyük şirketler kuruyorlar, oralarda çok büyük faaliyetler, ekonomik faaliyetlerde bulunuyorlar, istihdam, üretim yaratıyorlar. Ama kendi ülkesinde varsa böyle bir kargaşa, gitmez oraya. Kim sıkıntı çeker? O yörenin vatandaşları, yani Kürt vatandaşlarımız sıkıntı çeker. Halbuki İstanbul da herkesin, Diyarbakır da Hakkâri de herkesin, Edirne de herkesin Türkiye'de. O açıdan ben bu vesileyle bütün vatandaşlarımıza, bölgedeki bütün vatandaşlarımıza da buradan onlara seslenmek isterim. Çocuklarının bu işlere alet olmasına fırsat vermesinler. Çocukların geleceğini parlak yapalım diye uğraşırken, onları bu tip şeylere eğer alet ederlerse, en büyük kötülüğü yaparlar."

Twitter mesajlarını bizzat okuyorum

Gül, bir gazetecinin "Size iki sorum olacak." sözleri üzerine "Siz buraya gelmeden önce Twitter'dan herkese mesaj göndermişsiniz. Cumhurbaşkanı ile görüşeceğim New York'ta, sorularınız var ise bana gönderin diye. Sizin elinizde çok soru vardır." diye espri yaptı. Kendisinin zaman zaman Twitter okuduğunu belirten Gül, "Her zaman okur musunuz?" sorusuna ise, "O kadar nerede vaktim olsun? Bazen arkadaşlar bana söylüyorlar." şeklinde cevap verdi.

Yoksulluğun giderilmesi için siyasi irademizi göstermeliyiz

Cumhurbaşkanı Gül, BM Binyıl Kalkınma Hedefleri Zirvesi'nin açılışına da katıldı. Ardından zirve kapsamında düzenlenen 'Yoksulluk, Açlık ve Cinsiyet Eşitliği Alanlarındaki Sorunlarla Mücadele' başlıklı yuvarlak masa toplantısına eşbaşkanlık yaptı. Gül, konuşmasında yoksulluğun giderilmesi için sürdürülebilir bir ekonomik büyümeye ihtiyaç olduğunu söyledi. Ancak bu şekilde, herkes için tam ve verimli istihdam ve uygun iş alanları oluşturulabileceğini kaydetti. Cinsiyet eşitliğine de temas eden Abullah Gül, kadınların hak ettikleri konumlara gelmesine izin verilmeyen bir toplumda ekonomik ve sosyal kalkınmanın sürdürülebilir bir şekilde başarılamayacağının altını çizdi. Cumhurbaşkanı, "Aşırı yoksulluk ve açlığın giderilmesi ve cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusunda siyasi irademizi göstermeliyiz. Ancak, kalkınma konusundaki ortaklığımız ve dayanışmamız bu hedeflenen tarihin de ötesinde devam etmelidir." diye konuştu.



SEZAİ KALAYCI NEW YORK/ZAMAN