FAİK TARIMCIOĞLU Emekli Askeri Yargıç

Hukuk öldü, artık 40'ında ve 52'sinde mevlitleri okunur

Yargıtay'ın yaptığı bir yetki gasbıdır. Normalde bu durumu çözecek mahkemeler vardır ve sorun çözülebilirdi. Ancak internette kayıtlar var. Bu kayıtlar, birleştirme ve ardından tahliye kararının çıkacağını zaten ilan ediyordu. Yargıtay, internetteki ses kayıtlarının çizdiği yol haritasının gereğini yaptı. Karardan, bir yol haritası olduğunu ve bu yolun takip edildiğini anlıyoruz. Şu aşamada kararın bir hukukiliği olmadığı için tahliyesini dahi tartışmak anlamsız. Birleştirme kararı doğru olmadığı için arkasından gelecek tüm kararlar da doğru olmayacaktır. Hukuk öldü, artık 40'ında ve 52'sinde mevlitleri okunur. Bundan sonra hukuk devletinden bahsetmek mümkün değildir. Öteden beri 'Türkiye'de hukuk yoktur' dememin sebebi altında bu demokratik olmayan yapı vardı. Bu kararlar bunun tescili oldu.

AHMET GÜNDEL Em. Yargıtay Cumhuriyet Savcısı

70 milyonun gözünün içine baka baka yargı oyunu oynanıyor

Ayın 28'inde İstanbul'da görülecek olan dosyayı beklemeden oranın verebileceği olası bir birleştirme kararından endişe duyarak dosyanın duruşmasını önceye aldı. Bir hukukçu olarak hayretler içerisindeyim. Bir an için dosyanın 11. Ceza Dairesi'nde birleştirilmesini hukuki olarak varsayarsak, dosya birleştirildikten sonra bu dairenin hiçbir işlem yapmaması gerekir. Birleştirilen dosyada "silahlı terör örgütü üyesi olma" suçu, ağır bir suç olduğu için ve bu ağır suça bakma görevi Yargıtay'ın 9. Ceza Dairesi'nin görevi. 11. Ceza Dairesi'nin, birleştirme kararı vermesinden sonra hiçbir işlem yapmadan, tutukluluk durumunu incelemeden derhal dosyayı Yargıtay'ın 9. Dairesi'ne göndermesi gerekir. İhtisas dairesi burasıdır. Ancak görüyorum ki, hukuk kuralları zorlanmak suretiyle ve 70 milyonun gözünün içine baka baka bir yargı oyunu oynanıyor.

AHMET GÖKÇEN MÜ Öğretim Görevlisi

Karar, yargı bağımsızlığını derinden etkileyecek

Yargıtay'ın görülmekte olan bir davada mahkemenin elinden dosyayı alarak, kendi dosyasıyla birleştirip karar vermesi, hukuken mümkün değildir. Yargıtay 11. Ceza Dairesi, bu olaya bidayet mahkemesi (ilk derece mahkemesi) sıfatıyla yani asliye ceza veya ağır ceza mahkemesi sıfatıyla bakıyor. Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin kendini yüksek görevli mahkeme sayması hukuka aykırıdır. Kendini yüksek görevli mahkeme sayarak önce birleştirme yapıp sonra tahliye kararı vermesi de Ceza Muhakemeleri prensipleriyle de bağdaşmaz. Kaldı ki Yargıtay, bu olayda yüksek görevli mahkeme olduğu kabul edilse bile bu takdirde görevli daire 9. Ceza Dairesi olmalıydı. Bu bakımdan yapılan işlem yanlıştır. Yargı bağımsızlığını derinden etkileyecek sonuçları olacaktır.

OSMAN KAŞIKÇI Fatih Üni. Hukuk Fak. Dekanı

Yargıtay üyelerinin yargılanmasının önü açılmalı

Bir başsavcının Yargı-tay'da yargılanması için kendi görevi ile ilgili bir suç işlemiş olması gerekiyor. Terör örgütü üyeliği iddiası bir görev suçu değil. Yargıtay yerine özel yetkili mahkemelerde yargılanması gerekiyor. HSYK'nın bu olaya girişimi, Yargıtay üyelerinin ses kayıtlarının ortaya çıkması, davayı şaibeli hale getirmiştir. Öncelikle ses kaydı ortaya çıkan Yargıtay üyeleriyle ilgili işlem yapılması gerekir. Olaylar hukukun tamamen ayaklar altına alındığının ve tamamen hakimler, yargıçlar yönetimi dediğimiz bir sisteme geçtiğimizin açık göstergesidir. Yargıtay'ın yetki gasbı var. Yetkili kişilerin bu duruma el koyması gerekiyor. Yargının yetkilerini net bir şekilde otaya koyan, düzenleyen yeni bir anayasaya ihtiyaç var. Bunun için de yasama ve yürütme organının titizlikle çalışması gerekiyor. Yargı ihlallerinde yargı üyelerinin yargılanmasının önü açılmalıdır.

REŞAT PETEK Eski Cumhuriyet Başsavcısı

Şaşkınlık içindeyim, hukuk tarihinde böyle bir olay yok

15 gün önceden bir sanık kurtarma operasyonunun yapılacağı, önce birleştirme sonra tahliye yapılacağı internete düştü, konuşuldu ve şimdi bu gerçekleştirildi. Bir ceza hukukçusu olarak şaşkınlık içerisindeyim. Hukuk tarihinde böyle bir olay yok. Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin verdiği karar hukuki açıdan bir skandaldır. Bir mahkemenin elinden bir dosya alınıyor. Erzurum Ağır Ceza Mahkemesi "defacto" bir durumla karşı karşıyadır. Yakın geçmişteki uygulama gözlerimizin önünde duruyor. Danıştay saldırısıyla ilgili davada, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi İstanbul'la birleştirme kararı almadan önce bir muvafakat aldı. İstanbul Ağır Ceza "Bu dava hukuki ve fiili yönden bizimle irtibatlıdır" dedi ve kabul etti. Birleştirme süreci de bundan sonra gerçekleşti. Yargıtay'ın yaptığı olaya baktığımız zaman, "ben yaptım oldu" şeklinde bir durum görüyoruz. Bir anlamda hukuk kurallarını paketleyip bir tarafa bırakan, "biz böyle de yaparız" anlamına gelen bir uygulamayla karşı karşıyayız.

Müdahil avukat, Yargıtay üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunacak

Erzincan'daki Ergenekon terör örgütü davasına müdahil olma talebinde bulunan avukat Namık Kemal Hatipoğlu, Başsavcı İlhan Cihaner ve diğer sanıklar hakkında tahliye kararı veren Yargıtay 11. Ceza Dairesi hâkimleri hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyledi. Hatipoğlu, "Bu tamamen hukuka aykırı bir karardır. Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin terör örgütü davasında yargılananlarla işbirliği içerisinde hareket ettiği kanaatindeyim." dedi.

Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin verdiği kararlar doğrultusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) giden tüm davaların iptal edildiğini belirten Hatipoğlu, Ergenekon davasında yaşanan mahkeme tartışmalarının İtalya'da görülen Gladyo davasıyla benzerlik gösterdiğine dikkat çekti. Hatipoğlu şöyle konuştu: "Yargıtay 11. Ceza Dairesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde son derece sabık bir mahkemedir. Bugüne kadar onaylanmış, hukuka uygun tek bir kararı yoktur. 11. Ceza Dairesi tarafından verilen kararlar doğrultusunda AİHM'e giden tüm kararlar iptal edildi. Hukuka aykırı bir karar verilmiştir. İtalya'daki Gladyo davasında mahkemenin yetkisiz olduğu, yüksek mahkemede yargılanması gerektiği iddia edilmişti. Fakat yetkili olan mahkeme tarafından yargılama yapıldı ve 15 yıl ceza verildi. AİHM de bu cezayı onayladı. Bu şu demektir; bu tür terör örgütü davaları sadece yetkili mahkemelerde görülebilir. Ceza Muhakemeleri Kanunu'na tamamen aykırı bir durumdur. 11. Ceza Dairesi'nin hâkimleri ile ilgili suç duyurusunda bulunmak için hazırlık yapıyorum. Bu davayla ilgili müdahil olma talebinde bulunmuştum. Bu nedenle kendileri hakkında suç duyurusunda bulunacağım." SELİM KARAHAN ERZURUM / Zaman