Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın "Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) kararları yargıya açılmalı." çıkışına hukukçulardan destek geldi. Hukukçular, her seçim döneminde verdiği kararlarla gündemden düşmeyen Kurul'un yapısının değiştirilmesi gerektiğini vurguluyor. Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Serap Yazıcı, hukuka uygunluk denetimini yapan bir kurumun bizzat kendisinin hukukun dışına çıkmasının kabul edilemez olduğunu belirtiyor. Yazıcı, "YSK'nın kararlarında hukuka uygunluğun teşviki için alınan kararlar anayasa şikâyeti yoluyla Anayasa Mahkemesi'ne götürülmeli." diyor. Eski İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman da anayasa değişikliği ile 'ihtilaf çözme' yetkisinin YSK'dan alınması gerektiğinin altını çiziyor.

YSK, bağımsız adaylara ilişkin 'veto' kararıyla 'görevini kötüye kullanmak'la suçlanıyor. Ancak Kurul'un kararları kesin niteliği taşıyor ve başka bir merci tarafından denetlenemiyor. Keyfi uygulamaların açtığı son kriz, Yargıtay ve Danıştay üyelerinden oluşan Kurul'un yapısını tartışmaya açtı. Bu çerçevede Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Kurul'un kararlarının Anayasa Mahkemesi'nin denetimine alınmasını istedi.



Başbakan Tayyip Erdoğan da, bu yönde değişiklik yapılacağının işareti verirken, hukukçular da Kurul'un yapısının değiştirilmesi konusunda hemfikir. Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Serap Yazıcı, bütünlükçü bir yaklaşımla yeni bir anayasa hazırlanması gerektiğini belirtirken, bu çerçevede YSK'nın da yeniden yapılandırılması gerektiğini kaydediyor. Yazıcı, "YSK Anayasa'mızda yasama bölümünde yer alıyor ve yargıçlardan oluşuyor, yetkilerine bakıldığında ise hem yargısal hem de idari nitelikli kararlar verebiliyor. Bu kararlar aleyhine başka mercilere başvurma imkânı yok. Yeni anayasada YSK kararlarının hukuka uygun olması gerektiği vurgulanmalı." görüşünü dile getiriyor.

Anayasal düzenleme ile YSK'nın idari nitelikteki kararlarının idari yargı denetimine tabi tutulabileceğini anlatan Prof. Dr. Serap Yazıcı, şöyle devam ediyor: "1995'te anayasa değişikliği yapıldı ve gurbetçilere oy verme hakkı kabul edildi. 13 yıl sonra 2008'de bunu uygulanır kılacak kanun geçti. Kanunun üzerinden 3 yıl geçti. Bu süre içinde YSK, bu kanunu uygulayacak hiçbir teşebbüste bulunmadı ve 'altyapı çalışmaları tamamlanmadığı gerekçesiyle kanun uygulanamaz' dedi. YSK bir idari organ değil ama aldığı kararların bir kısmı idari karar niteliğinde dolayısıyla bu kararlar bakımından idare hukukunun temel ilkelerine uyulması gerekir."

VETO kararı kanunlara uygun değil

Eski İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman da YSK'nın son aldığı kararda Parlamento üzerindeki işlevini genişlettiğini vurguluyor. Bu nedenle Parlamento'ya müdahale etmeye başladığı zaman 'sakatlık' oluştuğunu anlatıyor. Yeni anayasada yargının işleyişi ve örgütlenmesinin tamamen değiştirilmesinin kaçınılmaz olduğunu dile getiren

Sayman, "YSK'nın yetkileri sınırlandırılarak kendisine hukuki yorum ihtilafı çözme yetkisi verilmeden yeni bir işlev verilebilir. YSK'nın aldığı son kararlar bırakın hukuka uygunluğu, var olan kanunlara uygunluğu yanlış. Veto edilen 3-4 kişiye baktım, kanun tamamen yanlış uygulanmış. Daha doğrusu araştırmıyor bile, bu kadar kolay olmamalı. YSK'daki meşruiyet sorunu temel bir meşruiyet sorunu, devletin yapısı ve örgütlenmesi ile ilgili bir sorun, o yeni anayasada farklı bir şekilde biçimlendirilmeli." diye konuşuyor.



Zaman