Bu ayın sonunda görev süreleri dolacak olan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yeni üyelerinin belirlenmesi süreci tamamlanmak üzere.

10 Üyenin ilk derece mahkemeleri hakim ve savcılarınca seçimle belirlenmesinden sonra bugün de Adalet Akademisi göndereceği bir üyeyi seçimle belirleyecek.

2010 Anayasa referandumu öncesi HSYK çok tartışıldı. Kararlarına karşı yargı yolu kapalı olan, oluşumunda, denetlenmesinde  millet iradesinin rolü olmadığı gibi, haklarında her türlü idari tasarrufta bulunduğu hakim ve savcıların da hiç bir hak ve yetkisinin bulunmadığı, antidemokratik yapışılanmış HSYK’nın değişmesi gerektiği aşağı yukarı her kesimde dillendirilmesine rağmen yerine nasıl bir kurul oluşturulacağında çok farklı görüşler ortaya atılmıştı.

Yeni oluşturulacak kurula TBMM’nin de üye seçmesi son anda Anayasa değişiklik tasarısından çıkarılmış veya tasarıya girememişti.

Yeni HSYK’nın 4 yıllık icraatları, ne hakim ve savcıları, ne yargının savunma ayağı olan avukatları memnun etmedi. Bazı savcı ve hakimlerin yargıyı araç olarak kullanıp siyasi iktidara meydan okumaya başladıkları 7 Şubat 2012 MİT Müsteşarı ve yardımcılarının tutuklanma girişimiyle başlayan, 17 - 25 Aralık soruşturmalarıyla zirveye çıkan hukuksuzluklar karşısında, bu olayların soruşturularak sorumluları hakkında yasal gereğini süratle yapmayan HSYK, milletten de olumlu not alamadı.
Emniyet, Yargı ve HSYK’daki paralel örgütlenmeyi seçimlerde en çok eleştiren Ak Parti, 30 Mart ve 10 Ağustos’da yüksek oyla milletten vize alarak seçimlerden zaferle çıktı.

Yerel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından dikkatlerin odaklandığı HSYK seçimlerinin ardından şimdi, Anayasa’nın 159. Maddesinin değişitrilmesi, yani HSYK’nın yeniden yapılandırılması gündemde.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, seçim sonuçlarını değerlendirdiği ilk konuşmasında, 159.maddenin değiştirilmesi gereğine işaret edip muhalefete de çağrı yaptı.

Evet HSYK’nın yapılanışı değiştirilmeli ama yerine bu görevi ifa edecek nasıl bir kurul olmalı?

Demokrasinin vesayetten kurtarılması, egemenliğin gerçek sahibinin millet olduğu anlayışının bütün kurum ve kuruluşlara yansıtılması bağlamında konunun tartışılması gerekli.

Yeniden yapılandırmada ifa ettikleri görevler birbirinden farklı olan, savcılar ile hakimlerin aynı çatı altında düzenlenmesinden vazgeçilmeli.

Yargının üç ayağından biri olan iddia makamı yani Cumhuriyet savcıları, karar mercii olan hakimlerle aynı çatı altında düzenlenirken, savunma ayağı olan avukatların dışlanması, iddia-savunma dengesine, “silahların eşitliği” ilkesine aykırı.

Cumhuriyet savcılarının kaldıkları lojmanlardan servis araçlarına, yemekhanelerinden lokallerine, yan yana makam odalarıyla fiziki mekanlarda sabahtan akşama hakimlerle  aynı samimi ortamı paylaşmalarının doğru olup olmadığının tartışılma zamanı gelmiştir.

HSYK, Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu olarak ayrılmalıdır.

Cumhuriyet Başsavcılıklarının görev yaptıkları binalar mahkemelerden ayrılmalıdır.

Müstakil binalar zaman içinde sağlanıncaya kadar, mevcut adliyelerde fiziki mekanlar, hakim savcı birlikteliğini mümkün olduğunca ayrıştıracak biçimde düzenlenebilir.

Bağımsızlık teminatının asıl amacının tarafsızlığın temini olduğu, bağımsız ve tarafsız  olmanın temel hedefinin de adaleti sağlamak olduğu düşünüldüğünde; iddia ve savunmanın karar verecek mercide bulunan hakimlere eşit mesafede bulunması zarurettir.

Bugünkü yapıda savunmanın dışlandığı, iddia mercii ile karar merciinin iç içe geçtiği  ve bir dayanışma içinde olduğu inkar edilemez.
Mesele sadece HSYK’nın ayrıştırılması değil elbette. Yüksek Kurulların ayrılmasıyla başlatılarak iddia ve karar mercii tümden yeniden yapılandırılmalıdır.

Vesayeti çağrıştıran “yüksek” kelimesini de bir kenara koyarak Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu iki kurul oluşturulabilir.

Millet adına egemenlik yetkisi kullanan, yetkili ama millete hesap vermeyen, millet egemenliğini paylaşan “anayasal yetkili organalar” hep ‘yüksek’ ünvanı almışlar:
Yüksek Öğretim Kurulu, Yüksek Seçim Kurulu, Yüksek Hakem Kurulu, Yüksek Askeri Şura, Atatürk Kültür, Dil Ve Tarih Yüksek Kurumu, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu...

Egemenlik kayıtsız şartsız milletin ise, yüksek olan milletin iradesidir. Yeni Anayasada işe kurumların isimlerinden ‘yüksek’ kelimesini çıkararak başlamalı.