Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Nedir?

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. Maddesinde sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan cezanın nitelik ve süresine göre belirlenen hallerde mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği hükme bağlanmış, maddenin devamında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için gerekli şartlar belirlenmiştir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması yolu ile kurulan hüküm sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmamaktadır.  Sanığın suçluluğu sabit olmakla birlikte Kanunda öngörülen denetimli serbestlik tedbirlerine uygun davranılması ve öngörülen diğer koşulların varlığı halinde suçun hiç işlenmemiş gibi kabul edileceği, kendine özgü sicile kaydı yapılacağı amir hüküm olarak düzenlenmiştir.

5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun 6. maddesinin 1. bendinde; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak mahkeme, hakim, askeri hakim, Cumhuriyet Başsavcılığı veya askeri savcılık tarafından istenmesi halinde verilmek üzere kaydedileceği hükme bağlanmıştır.

Güvenlik Soruşturmasının Kapsamı Nedir?

14.2.2000 tarih ve 2000/284 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı yayımlanarak yürürlüğe

konulan Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliğine göre “Güvenlik soruşturması: Kişinin kolluk kuvvetleri tarafından halen aranıp aranmadığının, kolluk kuvvetleri ve istihbarat ünitelerinde ilişiği ile adli sicil kaydının ve hakkında herhangi bir tahdit olup olmadığının yıkıcı ve bölücü faaliyetlerde bulunup bulunmadığının, ahlaki durumunun, yabancılar ile ilgisinin ve sır saklama yeteneğinin mevcut kayıtlardan ve yerinden araştırılmak suretiyle saptanması ve değerlendirilmesini” güvenlik soruşturmasından neyin kastedildiği bellidir. Burada temel amaç kişinin, bir kamu hürriyetini (hakkını) kullanmasının sakıncalı olup olmadığını saptamak ve kullanıma buna göre izin vermektir.

Yönetmeliğin Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasında araştırılacak

hususlar” başlıklı 11’inci maddesinde  “Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasında kişinin içinde bulunduğu ortam da dikkate alınarak: a) Kimlik kontrolü, kimlik kayıtlarının doğruluk derecesi, uyrukluğu, geçmişte yabancı bir devletin uyrukluğuna girip girmediği, b) Kolluk kuvvetleri tarafından halen aranıp aranmadığı, kolluk kuvvetlerinin ve istihbarat ünitelerinin arşivlerinde bilgiler bulunup bulunmadığı, adli sicil kaydının ve hakkında bir tahdidin olup olmadığı, c) Yıkıcı faaliyetlerde bulunup bulunmadığı ve 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanuna ve Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı davranıp davranmadığı. d) Şeref ve haysiyetini ihlal edecek ve görevine yansıyacak şekilde kumara, uyuşturucuya, içkiye, paraya ve aşırı bir şekilde menfaatine düşkün olup olmadığı, ahlak ve adaba aykırı davranıp davranmadığı, e) Yabancılarla, özellikle hasım ve hasım olması muhtemel Devlet mensupları ve temsilcileriyle ilgili derecesinin iç yüzü ve nedeni, f) Sır saklama yeteneğinin olup olmadığı, araştırılır.” denilerek hangi konularda emniyet birimlerince araştırma yapılacağı belirtilmiştir.

OHAL kapsamında tesis edilen bir kısım işlemlerde güvenlik soruşturmasının olumsuzluğu hukuka aykırı biçimde HAGB kararlarına dayandırılmaktadır. CMK’da açıkça düzenlenen HAGB kurumu ile suçluluk sabit olmasına rağmen devletin belli şartların varlığı halinde birey üzerinde ki cezalandırma yetkisi sona ermektedir. İşlenen suç YOK HÜKMÜNDE kabul edilerek kendine özgü, sadece belirli mercilerin soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak erişme olanağına sahip olduğu bir yere kaydedilmektedir. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasını yapmakla görevli kolluk birimlerinin bu bilgilere erişim olanağı bulunmamaktadır. Kolluk birimleri yönetmelikte geçen araştırma faaliyetini kapsam olarak genişletmekte, HAGB kararlarına konu fiilleri erişim olanağı bulunmamasına rağmen idari kuruluşlara güvenlik soruşturması adı altında göndermekte, idari kuruluşlarda tesis ettikleri işlemlerde hukuka aykırı biçimde erişilen bilgilere dayanarak işlem tesis etmektedirler.

T.C. DANIŞTAY Onikinci Daire Esas No: 2015/3186 Karar No: 2015/5513 sayılı

kararında “hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı karşısında, sözleşmeli zabıt katipliği sınavında başarılı olan davacının, 2802 sayılı Kanun'un Ek 1. maddesi ile Adalet Bakanlığı Memur Sınav, Atama ve Nakil Yönetmeüği'nin 6/19. maddesi uyarınca davalı idarece yapılan arşiv araştırmasının olumsuz olduğundan bahsedilemeyeceğinden, dava konusu arşiv araştırmasının olumsuz olduğundan bahisle atamasının onaylanmamasına ilişkin işlem ile bu işleme yaptığı itirazın reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık, aksi yönde verilen Mahkeme kararında da hukuki isabet bulunmamaktadır.” hükmün açıklanmasının geriye bırakılması halinde, suç sabit olmakla birlikte denetim süresinin belirtilen şartlar dahilinde geçirilmesi durumunda hükmolunan cezanın tüm etki ve sonuçları ile birlikte ortadan kaktığını, bu durumun salt cezai alanda değil güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması gibi idari alanda da netice doğurduğunu vurgulamıştır.

Yine Danıştay’ın yerleşik içtihatlarıyla ortaya konulduğu üzere, güvenlik soruşturması

sonucu düzenlenen raporlar istihbari nitelikte bilgiler içermekte olduklarından bu raporlara, hukuken geçerli başka bilgi ve belgelerle doğrulanmadıkça ilgililer hakkında aleyhe sonuç doğuracak bir nitelik veya değer verilmesi hukuk devleti ilkesiyle bağdaştırılamaz. İdare her

işlemini geçerli bir sebebe dayandırmak zorundadır.  Terör örgütlerine veya MGK'ca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunulduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibat olduğu yolunda herhangi bir bilginin olmaması, hakkında mahkemelerce verilmiş bir kararın bulunmaması durumunda salt HAGB’ye konu fiillerden yola çıkılarak işlem tesis edilmesi hukuka aykırı düşmektedir.

Özetle; HAGB kararlarının kendine özgü sicilinin olduğu, hangi hallerde hangi makamlarca bu kayıtlara ulaşılabileceğinin Adli Sicil Kanunu ile açıkça düzenlendiği, kolluğun bu sicillere erişim yetkisin bulunmadığı, sicile erişim yetkisi bulunmayan Emniyet makamlarının HAGB ile neticelenen sürecin kaydına dayanarak güvenlik soruşturmasının olumsuz olduğunu belirtmesi AÇIKÇA hukuka aykırıdır. Faydalı olması dileklerimle.

Av.Halil İbrahim ÇİÇEK