Geçen gün bir arkadaşım kira parasını hangi oranda artırması gerektiğini sordu. "Cevabını eskiden iyi bilirdim ama şimdiki durumu iyi bilmiyorum bir bilene sorsan iyi olur." dedim. Bu sefer "Eskiden nasıl oluyordu?" dedi eski günleri hatırlattı...

Kira paralarını donduran kanun hükmünün iptal edilmesi üzerine çıkan kanun boşluğunu eskiden Yargıtay içtihatları doldururdu. İçtihatlar bir süre durağan kalır, sonra değiştirilir yeni bir içtihat getirilirdi. Genellikle de Yargıtay'da daire başkanı değiştiğinde içtihatlar da değişirdi; kira parasının ne kadar artacağını Başkan ve arkadaşlarının kişisel görüşleri belirlerdi.

Ülkemizde Anglo Sakson'lardaki gibi önceki içtihadı ilerleten bir içtihat hukuku yoktur. Kararlarda önceki içtihatları değerlendirmek, haklı sebepleri yok ise öncekine uygun olarak karar vermek zorunlu olmadığı için çelişkili içtihatlar ortaya çıkabilir. İçtihat değişiklikleri keyfi değişiklik gibi algılanır; yeni içtihadın yargıçların kişisel tercihleri yönünde çıkarıldığı düşünülür. Yargıtay'da heyet değişikliklerinde içtihatlarda değişiklikler olur. Yeni heyetin yeni içtihat çıkarması beklenirken yargılamalar fiilen durdurulur ve beklenilir. Bazen de bir konuda hakim emin olmadığı halde bir karar verir; Yargıtay'ın vereceği temyiz kararına göre ilerlenir.
İçtihatların sürdürüleceğine de itimat edilmez; içtihatların kişilere göre değişeceğine, keyfi ve adaletsiz olduğuna inanılır. Dolayısı ile yeterli itimadı ve saygıyı görmezler; zorunlu olarak ve kerhen uyulur ve uygulanırlar.

Hukuk düzeninde çelişkili kararlar olamaz; olursa ortaya çıkacak "hangisi doğru?" sorusu hepsinin yanlış olduğu sonucuna götürür. Çelişkileri gidermek için İçtihadı Birleştirme Kararı oluşturma yöntemi vatandaşa hizmet etmez; yargının ve yargıçların hatalarının üstünü örter.

“Birbiriyle çelişen içtihatlar bir yönde birleştirildiğinde o zamana kadar farklı yönde verilen bütün kararların haksız ve hatalı verildiğini kabul etmiş olmuyor muyuz?”

Mantıken cevabı EVET'tir.

"İçtihadı Birleştirme Kararı ile çelişkileri bir yönde düzeltilen kararlardaki haksızlığı niye düzeltmiyoruz veya düzeltmiyorsunuz?"

Bu sorunun mantıken cevabı ise "Haklısınız ama o kararlar öyle kesinleştiği için değiştirilemezler!" olmak zorundadır. Yani diğer kararlar doğru olmadığı halde düzeltilemezler. Ben bu durumu akıl ve mantık kurallarına göre adalet duygusu ile bağdaştıramam.

Aleni yargılamalarda verilen bütün kararları herkesin erişimine açmak çelişkili içtihat çıkmasını önlemenin ilk adımıdır. İkinci adımı, önceki içtihat tartışılıp haklı gerekçeleri ortaya konmadıkça değişik karar verilmesini önlemektir.

Her yeni ve farklı karar verildiğinde önceki içtihatlarla gelinen noktanın tartışılması, farklı karar verilecekse nedenlerinin açıklanması yargıya itimadı güçlendireceği gibi, hukukun, ortak akıl ile güncel olarak geliştirilmesini ve ilerlemesini sağlar.

"Yazarın izni ile Facebook/Mehmet Gün sayfasından aynen alınmıştır."