Bilindiği gibi ülkemizde ikinci el araç alım ve satımları vergisel yönden muhtelif problemlerin yaşanmasına neden olabilmektedir.
            
Özellikle internet üzerinden ikinci el binek otomobil alım satımları giderek yaygınlaşmaktadır. Vergi idaresi ikinci el alımı satımı ile ilgili olarak internet üzerinden yapılan bu işlemleri tespit etmektedir. Satışı tespit edilen araç alım ve satımlarının sayısı ve işlem adedi dikkate alınarak gerçek usulde gelir vergisi kaydı tesis edilmektedir.
            
Burada önemli olan husus: aracın alım satım tarihleri, işlem adedi ve bu işlemlerin ticarethane bünyesinde mi yoksa evden internet üzerinden yapılıp yapılamadığının tespiti zorunludur.[1]
            
Diğer taraftan Maliye Bakanlığı e-ticaret diye tanımladığımız internet üzerinden yapılan ticari işlemlerde vergi mükellefiyeti ile ilgili hususları araştırmaktadır.
            
Bu araştırmalarda:
 
1- Yapılan ticaretin boyutu ve bu ticaretin amacı,
2- Özellikle araç alım ve satımlarında araçların sıklıkla alınıp satılıp satılmadığı,
3- Araç alım ve satımlarının ticari bir organizasyon içerisinde yapılıp yapılmadığı,(işyeri olup olmadığı,sermaye konulup konulmadığı, personel istihdam edilip edilmediği vs.
4- Araç satışlarının aynı yıl içerisinde mutad meslek olarak yapılıp yapılmadığı,
5- Araç alışları sırasında fatura alınıp alınmadığı,
6- Kati satış sözleşmelerinin düzenlenip düzenlenmediği,düzenlenmiş ise ekinde fatura veya gider pusulası bulunup bulunmadığı vs.
7- Araç satımları ile ilgili olarak alıcı ve satıcı tarafların akraba olup olmadıkları,taraflar arasında muhtelif  illiyet bağı olup olmadığı,
8- Gelir idaresi araç alım satımlarında yıl içerisinde dörtten fazla araç satışları konusunda gerçek usulde vergi kaydı açmaktadır. Haklarında vergi kaydı açılan mükelleflerle ilgili vergi idaresinin durumdan bireyleri derhal bilgi sahibi yapması gerekmektedir.
 
Sonuç olarak:
Maliye Bakanlığı internet üzerinden yapılan bütün e-ticareti kavramakta buna göre vergi hükümlülüğünü şekillendirebilmektedir. Ancak uygulamada mükellefiyetin kavranması da çeşitli yükümlülüklerin işlem tarihinden sonra mükelleflere cezalı olarak geri dönüşüm yapılması hukuka uyarlı görülmemektedir.
           
Özellikle son yıllarda geçmişe yönelik vergi kaydı açılması işlemleri dolayısıyla birçok mükellef maddi ve manevi yönden mağdur olabilmektedir. Geçmişe matuf tesis edilen işlemlerden dolayı mükellefler telafisi imkansız ve tamiri olanaksız muhtelif parasal cezalara maruz kalabilmektedir. Bu işlemlerin birden SGK boyutu olarak da cezalandırmalara maruz kalması ayrı bir durumdur. Örneğin; geçmişe yönelik açılan vergi kayıtları nedeniyle emekli müstakbel mükelleflerden her ay maaşlarının %15 kesinti yapılması ise ayrı bir külfet olarak karşımıza çıkmaktadır.
 

-------------------
[1] Bkz.Maliye Bakanlığı yazısı,10.03.2014 gün ve 27750 sayılı yazı