İş davalarındaki yığılma ve yavaşlığa çözüm arayan İş Mahkemeleri Kanunu Taslağı bir kısım uyuşmazlıklarda arabuluculara başvurulmasını zorunlu kılmakta; onları adeta hakim yerine koyarak hakimin adaleti tesis işlevini yüklemekte; işçi, İşveren ve yargı STK'larının yüreğini kaldırmakta.

Oysa adı üstünde "ara bulucu" hakim değil, hakimlik yetkinliğine ve sorumluluğuna sahip değil; işlevi de hakiminki gibi yargılama yapmak ve uyuşmazlığı en doğru şekilde çözmek değil; tersine taraflara, yargıya giderlerse neler kaybedeceklerini göstererek aralarını bulan kişi...

Arabuluculuk iyi işleyen bir yargı düzeninde ve ancak kişiler gönüllü olarak seçerse iyi sonuçlar verir; zorunlu kılındığında ise yapacağı kötülük ilk adalete erişim hakkını kısıtlamak olacak; arkasından dava sürecinin daha da uzayarak karmaşıklaşması, peşinden de sistemin suistimali gibi birçok diğerlerini getirecektir.

Yargı'nın işlevini iyi gösteremiyor, etkin ve verimli çalışamıyor, ihtiyaca cevap veremiyor, sonucunda altından kalkamadığı işlerin yığılarak gecikiyor olması, yargısal iş ve işlevlerin arabuluculara yüklenmesini haklı gösteremez.

Sözde uzmanlık gerektirdiği gerçekte ise - ağır iş yükünü azaltmaya yardımı olacağı düşüncesiyle - Yargı'nın bilirkişilere emanet edilmiş olduğu, neredeyse her olayda uyuşmazlığı ve iddiaları özetlemeleri, sonuç hakkında tavsiye görüşleri sorulduğu, hakimlerin bilirkişi bulmak, görevlendirmek ve itibar edilebilir görüş edinmek için aylarca uğraştığı, yerli yersiz ama tutarlı görüşlere göre karar vermek zorunda kaldığı, mahkeme adaletinin yerini bilirkişi adaletsizliğinin almış olduğu gerçeği de mahkemeye giden yolu arabulucudan geçirmeyi haklı gösteremez.

Yargının sorunları, neden olduğu zararlara palyatif, zorlayıcı tedbirlerle ve yargının bağımsız işlevini kısıtlayarak değil sorunların kök sebepleri bulunarak çözüm üretilmelidir. Toplumun esas ihtiyacı sivrisinek sürülerinin mevzii itlafı değil bataklığın kökten kurutulmasıdır.

Türk Yargı'sının sorunlarının kök sebebi yargılamalarda dürüst davranmanın zorunlu olmayıp, keyfi olması; mahkemeye gidenlerin olayları dürüstçe, tam ve doğru olarak açıklamaması, yalan beyan ve delilleri gizlemenin savunma hakkı olarak görülmesi; elleri kolları böylece bağlandığı halde hakimlerden hem maddi gerçeği bulması hem de adaleti sağlamasının beklenmesidir.

Yargı'nın sorunlarının çözümünü zorunlu arabuluculukta değil, en başta uyuşmazlıkta dürüst davranış kuralının hayata geçirilmesinde aramak daha iyi sonuçlar verecektir.



"Yazarın izni ile Facebook/Mehmet Gün sayfasından aynen alınmıştır."