İşyeri devrinde, devralan ve devreden işverenin sorumluluklarına ilişkin olarak borç-alacak konusunun dâhil olduğu hukuk dalına göre çeşitli düzenlemeler söz konusudur[1]. Devirden dolayı sorumluluğun kapsamının bilinmesi devreden ve devralan işveren açısından büyük önem arz etmektedir. Biz de yazımızda işyerinin devri halinde devreden ve devralan işverenin borçlardan sorumluluğunu sosyal güvenlik hukuku açısından ele alacağız.

DEVİR HALİNDE SGK`YA OLAN BORÇLARA İLİŞKİN NASIL BİR DÜZENLEME SÖZ KONUSUDUR?

Konuya ilişkin düzenleme içeren 5510 s. Kanunun[2] 89 uncu maddesinde; “Sigortalının çalıştırıldığı işyeri aktif veya pasifi ile birlikte devralınır veya intikal ederse ya da başka bir işyerine katılır veya birleşirse eski işverenin Kuruma olan prim ile gecikme cezası, gecikme zammı ve diğer ferilerinden oluşan borçlarından, aynı zamanda yeni işveren de müştereken ve müteselsilen sorumludur. Bu hükme aykırı sözleşme hükümleri Kuruma karşı geçersizdir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usûl ve esasları belirlemeye Kurum yetkilidir. ” denilmiştir.

İŞYERİ DEVRİ OLARAK KABUL EDİLMEYEN HALLER NELERDİR?

İşyeri devri nedeniyle sorumluluk konusunda işyeri devri olarak kabul edilmeyen hallerden de bahsetmek işyeri devri hallerinin anlaşılması açısından fayda sağlayacaktır.

Yargıtay 21. H.D.`nin konuya ilişkin vermiş olduğu kararda; “Madde anlamında, <devir> ve <intikal> den bahsedilmek için; işyerinin işler bir halde sigortalıları ile birlikte yeni işverene geçmiş bulunması gerekir. İşyerinin devir ve intikalinde, gerçekte işyeri değil, onun işvereni değişmektedir ve yeni işveren eskisinin <halefi> olmaktadır. İşyerinin kapatılmasından sonra, yeni işveren tarafından yepyeni bir işyeri olarak açılmış bulunması işyerindeki işin işverenin kendi sorumluluğu altında başkasına yaptırılması, işyerinin kira sözleşmesine son verilip boşaltıldıktan sonra başkasına kiralanması, sadece işyerindeki malzemelerin satılması eski müteahhidin sözleşmesi feshedilip geriye kalan işin eksiltmeyle bir başka müteahhide ihale edilmesi gibi durumlarda devirden söz edilemeyeceği Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. ” denilmiştir[3].

Yargıtay 21. H.D.`nin konuya ilişkin olarak vermiş olduğu bir diğer kararda; “Somut olayda, işyerinin icra yoluyla satışının yapıldığı ve davacı şirketin işyerini satın alan şirketten kiraladığı, icra satış işleminin bir işletme satışı biçiminde gerçekleşmeyip bina ve makine satışı olarak gerçekleştiği, davacı şirket ile Kurum borçlusu şirket arasında doğrudan ya da dolaylı hukuki ilişki kurulmadığı ve bu durumdu 5510 sayılı Kanun'un 89.maddesine göre işyeri devrinden ve devir nedeniyle Kurum alacağından sorumluluğun sözkonusu olamayacağı anlaşılmakla mahkemece davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 07.11.2013 tarih ve 2012/213 E. 2013/396 K.sayılı kararı da aynı yöndedir. ” denilmiştir[4].

DEVREDEN İŞVEREN SGK BORÇLARINDAN DOLAYI NE KADAR SÜRE DAHA SORUMLU OLMAYA DEVAM EDER?

Maddede görüldüğü üzere devirden önce ortaya çıkan işyerine ait SGK borçlarından devralan işveren de devirle birlikte müşterek ve müteselsil olarak sorumlu olacaktır.

Burada akla devreden işverenin, devir öncesi borçlardan ne kadar süre daha sorumlu olacağı sorusu gelmektedir. Örneğin İş Kanununa[5] göre devreden işveren, İş Kanunu kapsamındaki devirden önceki borçlardan devralanla birlikte 2 yıl daha sorumlu olmaya devam etmektedir[6].[7] Yukarıda bahsetmiş olduğumuz 5510 s. Kanunundaki düzenlemede devralanın, devirden önceki sosyal güvenlik hukuku kapsamındaki borçlardan sorumluluğuna ilişkin herhangi bir süre sınırı getirilmediği görülmektedir. Bu durumda devreden işverenin sorumluluğunun devralanla süre sınırı olmaksızın devam ettiğini; ancak zamanaşımı yoluyla sosyal güvenlik hukukuna ilişkin borçlardan devralan işverenin kurtulabileceği sonucuna varılabilir. Bununla da SGK`nın alacaklarının tahsilini güvenceye almaya çalışıldığı söylenebilir.

İŞYERİNİN DEVRİNE İLİŞKİN SÖZLEŞMEYE BORÇLARDAN SORUMLULUĞA İLİŞKİN FARKLI BİR DÜZENLEME GETİRİLMESİ HALİNDE BU GEÇERLİ OLUR MU?

İşyerinin devrine ilişkin bazı sözleşmelere devralan işverenin geçmiş borçlardan sorumlu olmayacağına ya da devredenin borçlardan sorumlu olmayacağına dair düzenlemeler konulabilmektedir. Ancak maddede; “… eski işverenin Kuruma olan prim ile gecikme cezası, gecikme zammı ve diğer ferilerinden oluşan borçlarından, aynı zamanda yeni işveren de müştereken ve müteselsilen sorumludur. Bu hükme aykırı sözleşme hükümleri Kuruma karşı geçersizdir. ” denilmiştir. Dolayısıyla bu şekildeki bir düzenleme, tarafların iç ilişkisinde geçerli olmakla birlikte Kuruma karşı ileri sürülemeyecek, sürülse de dikkate alınmayacaktır.

----------------------------------
[1] 4857 s. İş Kanunu md. 6, 6098 s. Borçlar Kanunu md. 202. vb.

[2] Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu.

[3] 2010/3118 E. , 2011/3980 K. sayılı ve 26.04.2011 tarihli kararı.

[4] 2014/18444 E. , 2015/15066 K. sayılı ve 18.06.2015 tarihli kararı.

[5] 4857 s. İş Kanunu.

[6] 4857 s. İş Kanunu md. 6.

[7] 6098 s. Borçlar Kanuna kapsamındaki borçlardan da devralan işveren 2 yıl süreyle sorumlu tutulmuştur.