Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Yücel Erkman tarafından yürütülen KPSS soruşturmalarına ilişkin, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen beşinci iddianame ile 91 sanık daha hakim karşısına çıkacak.

Aralarında gazeteci Mehmet Baransu'nun ağabeyi Yalçın Baransu, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in yeğeni Muhammet Sait Gülen ve 15 Temmuz'da darbe girişiminde bulunan FETÖ ile iltisaklı subayların eşlerinin de yargılandığı davada sanıklar, "FETÖ/PDY üyesi olmak", "resmi belgede zincirleme sahtecilik" ve "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına zincirleme dolandırıcılık" suçlarından yargılanacak.

Haklarında dava açılan 91 şüpheliye ilişkin iddianamede, zanlılardan 34'ünün ByLock kullanıcısı oldukları, 21'inin FETÖ'nün tepe yönetimi ile HTS irtibatlarının bulunduğu, 51'inin de Bank Asya'yı kurtarma faaliyetinin yapıldığı tarihlerde banka hesaplarında para hareketliliği olduğu tespitleri yer aldı. Şüphelilerden 49'u bu dosyadan, 11'i ise başka dosyadan tutuklu bulunuyor.

İddianamede, KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin daha önce hazırlanan iddianamelere atıf yapılarak, 2009, 2010, 2011, 2012 ve 2013'teki KPSS, 2012, 2013 ve 2014'teki ALES, 2013 YDS ve 2013 İDS sorularının, FETÖ/PDY mensuplarınca ele geçirildiği, soruları elde edenlerin, "kamuya ait malı kamuyu aldatarak haksız şekilde elde ettikleri" ve "haksız başarı elde etmek suretiyle ÖSYM'yi 9 milyon 111 bin 138 lira 13 kuruş zarara uğrattıkları"na yer verildi.

ÖSYM Başkanlığı ve Maliye Bakanlığının "mağdur kurumlar" olarak yer aldığı iddianamede, sınavın ardından "P10" puan türünde tercih yapan 488 kadın şüphelinin eşlerinin subay olduğu, bu subaylardan 111'inin darbe girişimi sonrası tutuklandığı, eşleri KPSS şüphelisi 174 subaya da adli işlem yapıldığı tespit edildi.

Öte yandan, 2010 KPSS'nin "P10" ve "P3" puan türünde yaklaşık 13 bin şüpheliyle ilgili inceleme yapıldığı, kamu davası açılmayan diğer şüphelilerle ilgili FETÖ üyesi olup olmadıkları, soruları alıp almadıklarına dair tahkikatın devam ettiği öğrenildi.

Yanlış soruda birleştiler

İddianameye göre, sanık Baki Saçı'dan elde edilen bilgisayarda bulunan bir soru, 2010 KPSS'de Genel Kültür Testi'nin 9. sorusu olarak aynen çıktı.

"Aşağıdakilerden hangisi Birinci Meşrutiyet döneminin özelliklerinden değildir?" şeklindeki sorunun doğru cevabı, ÖSYM tarafından "E" seçeneği olarak açıklandı ancak elde edilen kitapçıkta "C" seçeneğinin koyu renkte gösterildiği belirlendi. Eğitim Bilimleri Testi'nden 100 ve üzeri net yapan 3 bin 227 adayın yüzde 0,38'inin test kitapçığında yanlış olduğu halde koyu renkte belirtilen cevabı işaretlediği aktarılan iddianamede, "bu adayların soruyu kendi çabalarıyla çözme girişimi içine girmeyip, daha önceden görüp ezberlediği seçeneği işaretlemeyi tercih ederek yanlışta birleştikleri" tespiti yapıldı.

Sanıkların, sınavdan önce sızdırılan yanlış şıkları işaretlenmiş soruları sınavda da yanlış yaptıkları belirtilen iddianamede, bu durumun "hiç sorgulamadan, koyulaştırılan seçeneği işaretleyen bir grubun bulunduğu"nun ortaya çıkması açısından önemli olduğu vurgulandı.

İddianameye konu 53. soru için de bilirkişi raporunda şöyle denildi:

"Elde edilen soru ile ÖSYM'nin KPSS 2010'da uyguladığı soru, birbirinin aynısı olarak görülmektedir. Sorunun doğru cevabı ÖSYM tarafından 'D' seçeneği olarak belirtilmiştir ancak elde edilen kitapçıkta 'A' seçeneği koyu renkte gösterilmiştir. Durumu şüpheli görülen ve testlerden yüksek puan alan 3 bin 227 adayın 0,11'i elde edilen test kitapçığında yanlış olduğu halde koyu renkte belirtilen cevabı işaretlemişlerdir."

Muhammet Sait Gülen'in ifadesi

İddianameye göre, bir numaralı şüpheli konumunda bulunan terör örgütü FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in yeğeni, Atatürk Üniversitesi Matematik Öğretmenliği Bölümü mezunu Muhammet Sait Gülen, 10 Temmuz 2010'da yapılan ve iptal edilen KPSS Eğitim Bilimleri Testi'nde 120 sorudan 119'una doğru cevap verdi. Gülen, 31 Ekim'de tekrarlanan ve daha kolay olduğu bilirkişi raporlarıyla tespit edilen ikinci sınavda ise 120 sorudan 87'sini doğru cevaplayabildi.

Genel Kültür Testi'nin sınavdan önce sızdırılan ancak yanlış cevap şıkkı işaretlenen 9 numaralı sorusunda, 3 bin 227 adaydan bin 211'inin yanlışta birleştiğine işaret edilen iddianamede, bu adaylar arasında Muhammet Sait Gülen'in de yer aldığı kaydedildi.

İddianamede yer verilen Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporunda, Gülen'in sınava girerek 100 ve üzeri net yapan 3 bin 227 kişi içinde yer alan bir şüpheli adaya 2 bin 999 lira gönderdiği, Gülen'in dosyada şüpheli konumunda bulunmayan 3 kişiye de 11 bin 39 lira transfer ettiği, bu 3 kişiden 2'sine, 3 bin 227 şüpheli aday içinde yer alan 7 kişinin de toplamda 14 bin 956 lira gönderdiği belirtildi.

İddianamede Gülen'in telefon irtibatının bulunduğu şüphelilere ilişkin bilgiler de yer aldı. Gülen, savcılığa verdiği ifadede itirafçı olmuştu.

Baransu hakkındaki iddialar

İddianamede, gazeteci Mehmet Baransu'nun ağabeyi Yalçın Baransu'nun sınavdan önce soruları verdiği iki şüphelinin ifadeleri de yer aldı.

Buna göre, sınavda 100 ve üzeri doğru yaparak 3 bin 227 şüpheli arasında yer alan Denizhan Özcan, ifadesinde, Baransu'nun sınavdan 3-4 gün önce evine geldiğini, sınavda çıkabileceğini söyleyerek Eğitim Bilimleri, Genel Kültür ve Genel Yetenek sorularını verdiğini anlattı.

Atamaları iptal edilecek

FETÖ'nün darbe girişiminin ardından olağanüstü hal (OHAL) kapsamda hazırlanan ve 17 Ağustos 2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de (KHK), 2010 KPSS ile ilgili iddialara ilişkin düzenlemelere de yer verilmişti.

Bu KHK ile 10-11 Temmuz 2010'da yapılan KPSS genel yetenek ve genel kültür test sonuçlarına göre veya bu sonuçlar esas alınarak atanan personelin atama işlemlerinin geçerliliği devam edecek ancak bu sınav soruları veya cevaplarını hukuka aykırı şekilde sınav öncesinde veya sırasında elde ettikleri belirlenen kişilerin atamaları iptal edilecek. Aynı sınava giren ve soruşturma sonucunda hakkıyla devlet memuriyetine girdiği tespit edilenlerin görevleri ise sürecek.

Savcı Erkman'ın yürüttüğü soruşturmada sınav sorularını önceden elde ettiğine dair kuvvetli suç şüphesi oluşan, aralarında kamuya yerleştirilenlerin de bulunduğu 13 bin 51 şüphelinin listesi ise Devlet Personel Başkanlığına gönderilmişti.

Bu kişilerin, Aile ve Sosyal Politikalar, Bilim, Sanayi ve Teknoloji, Gençlik ve Spor, Milli Eğitim, Sağlık ve Maliye Bakanlıkları ile TBMM, TRT ve MİT'in de aralarında bulunduğu kurum ve kuruluşlara yerleştirildiği tespit edilmişti.

Yaklaşık 800 bin kişinin girdiği sınavda usulsüzlük yaptıkları belirlenen 13 bin 51 kişinin durumu Devlet Personel Başkanlığınca ele alınacak. Başkanlık, 670 sayılı KHK kapsamında 13 bin 51 şüpheliden soruları çaldıkları ve bu şekilde devlet memuriyetine girdikleri belirlenenleri ihraç edecek.

Sınav iptal edilmişti

Kamuya yerleşmek isteyen yaklaşık 800 bin adayın katıldığı 2010 KPSS'de soruların sızdırıldığı iddialarının ortaya atılması üzerine ÖSYM Yürütme Kurulu, 17 Eylül 2010'da toplanarak "Eğitim Bilimleri" testinin iptaline karar vermişti.

Kızı aynı sınava giren bir vatandaş ise "Eğitim Bilimleri" testinin yanı sıra sınavın "Genel Yetenek ve Genel Kültür" bölümündeki soru ve cevapların da yüzlerce adaya servis edildiğini savunarak, sınavın bu kısımlarının da iptali istemiyle Ankara İdare Mahkemesine dava açmıştı.

Ankara 1. İdare Mahkemesinin davayı reddetmesi üzerine söz konusu vatandaş kararı temyiz etmişti. Temyiz istemini görüşen Danıştay 12. Dairesi, İdare Mahkemesinin kararını bozmuştu.

Bozma üzerine dosyayı tekrar görüşen Ankara 1. İdare Mahkemesi, 19 Temmuz 2016'da 2010 KPSS'nin "Genel Yetenek ve Genel Kültür" kısımlarını da oy birliğiyle iptal etmişti.

İddianamenin ayrıntıları

Soruşturma, 10 Temmuz 2010 tarihli KPSS Eğitim Bilimleri, Genel Kültür ve Genel Yetenek alanlarında gerçekleştirilen 3 sınav öncesinde soruların sızdırıldığı iddiaları üzerine başlatıldı. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Erkman, Aralık 2015'te davayı açtı.

İddianamede, sanıklar arasında "cemaat bağı" olduğu, soruların sınavdan önce genellikle bu bağa uygun dağıtıldığına işaret edilerek, profilleri, iş yerleri, aralarındaki mali ve sosyal irtibatları incelendiğinde sanıkların FETÖ/PDY içinde yer aldıkları kaydedildi.

Fetullah Gülen'in, örgüt mensuplarına yurt dışından medya üzerinden talimat verdiği ifade edilen iddianamede, devlete sızmayı esas alan konuşması hatırlatılarak, "Gülen'in, geçmiş yıllardaki konuşma kayıtlarında, devletin yasama, yürütme ve yargı erklerinin ele geçirilmesine ilişkin talimatlar verildiği, örgütün gerçek amacına ulaşmak maksadıyla ve örgüte bağlı kadroları kamu kurumlarına yerleştirmek suretiyle devleti ele geçirmeyi hedeflediği görülmektedir." değerlendirmesinde bulunuldu.

Tekrarlanan sınavla devlet 9 milyon 111 bin lira zarara uğradı

İddianamede, 294 bin 909 adayın katıldığı 2010'daki KPSS Eğitim Bilimleri sınavının iptal edilerek yeniden yapılmasıyla devletin 9 milyon 111 bin 138 lira 13 kuruş zarara uğradığı belirtilmiş, YÖK Denetleme Kurulunun, Genel Yetenek sorularının da sızdırıldığı raporuna rağmen, bu alanın iptal edilmemesiyle sayıları kesin bilinmemekle beraber binlerce kişinin haksız şekilde devlet memuru olduğu da yer almıştı.

Soruşturma konusu sınavı, 81 ilden yüz binlerce adayın varlık-yokluk meselesi gördüğü ve sınava aylarca hazırlandığı ifade edilen iddianamede, Anayasa'nın, kamuya atanmayı sağlayan sınavın hakkaniyet ölçülerinde gerçekleştirilmesi görevi verdiği vurgulanmıştı.

"Rejim için büyük tehlike"

"FETÖ/PDY örgütünün, ÖSYM ve kurumların yaptığı tüm sınav sorularını önceden elde ettiğine dair deliller bulunduğu, bu faaliyetlerin cumhuriyet ve topluma yönelik bir eylem olduğu" belirtilen iddianamede, şunlar kaydedilmişti:

"Aralarında mali-himmet, sosyal, iş yeri, HTS vesaire bağı olan, emir komuta zinciri altında çalışan örgütün kamu görevine atanmada sınav sorularını elde etmek suretiyle diğer kesimlere nazaran öncelik kazanması, kendi mensuplarını, sınav sorularını dağıtıp sınav kazandırarak devlet kurumlarına yerleştirmesi ve memur olanların da himmet adı altında örgüte finansal destek sağlaması rejim için büyük tehlike oluşturan, anayasal ilkelerimize, kamu görevine atanmada eşitlik ve liyakat ilkelerine aykırı, toplum değerlerini, barışını, huzurunu, devlete olan güveni zedeleyen, kul hakkına giren, aileleriyle, yakınlarıyla beraber milyonlarca insanı derinden üzen bir durumdur."

Sanıklar arasındaki yakın ilişki

Yüksek net yapan sanıkların çoğunun aynı dershane, okul ve şirket çalışanları veya eş, kardeş ve diğer akrabaları olduğuna yer verilen iddianamede, yüksek net yapan 3 bin 227 adaydan bin 970'i arasında telefon irtibatı, bin 148'i arasında akrabalık bağı bulunduğu, 896'sının karı koca olduğu, 2 bin 690'ının aynı kurum ya da firmada çalıştığı belirtilmişti.

İddianamede, bin 136 adayın aynı adresi, 217 adayın ise aynı site veya apartmanı iletişim adresi olarak bildirdiklerine işaret edilerek, 3 bin 227 adaydan bin 175'inin yüksek başarıya rağmen tekrarlanan sınava katılmadığı, sınava katılan 2 bin 52 adayın bin 999'unun ise puanını düşürdüğü kaydedilmişti.

Diğer davalar

KPSS'ye ilişkin soruşturmaları yürüten Savcı Erkman, ilk davayı 230 kişi hakkında 25 Aralık 2015'te açmıştı.

İddianamede, sınavdan önce soruların Fetullah Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen Ankara Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneği görevlisi Berat Koşucu tarafından, Süleyman Mustafa İnanıcı aracılığıyla Yalvaç'taki sanık Baki Saçı'ya e-postayla gönderildiğine dair deliller üzerine başlatılan soruşturmada "örgüt" bağına da ulaşıldığı bildirilmişti.

KPSS kapsamındaki ikinci davada 51 sanığa aynı suçlamalar yöneltilmişti. Üçüncü davada ise ÖSYM'nin soru hazırlama biriminde görevli 3 kişi sanık olarak gösterilmişti.

KPSS'ye ilişkin dördüncü davada 100, beşinci davada 91, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen altıncı iddianamede ise 3 sanık yer alıyor.

Yedinci iddianame mahkemeye gönderildi

Temmuz 2010'daki KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin 102'si asker eşi 105 şüpheli hakkında hazırlanan son iddianame, tamamlanarak Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.

Yedinci iddianamenin kabul edilmesi halinde dava sayısı 7'ye, davalar kapsamında yargılanan sanıkların sayısı da 583'e yükselecek.