Özel otomobiliyle öğle saatlerinde adliyeye gelen Özal, hakim ve savcıların kullandığı kapıdan giriş yaptı.

Özal, burada basın mensuplarının sorularına, "Şu anda söyleyecek bir şey yok. Çıkışta konuşalım. Savcıya ayıp olur. Suç duyurusunda bulunacağım" karşılığını verdi.

Ahmet Özal, Adliyede soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Hakan Karaali'ye ifade verdi.

Özal adliye çıkışında yaptığı açıklamada, "Savcı hem suikaste hem de ölümüne ilişkin sorular sordu. Sanırım ölümünü de araştırıyor" dedi.

Ahmet Özal, sözlerine şöyle devam etti:

"Ben sayın savcımıza gerek suikastıyla ilgili gerekse vefatıyla ilgilibildiklerimi, duyduklarımı bazı isimleri, olayları hadiseleri yıllardan beri bazı konuşulmamış bilinmeyen olayları anlattım. Şimdi bu isimlerle ve olaylarla ilgili birinci olarak kanunu sebeplerden dolayı bunlarla ilgili konuşmam yasaktır. İkincisi soruşturmanın selameti açısından doğru değildir. Üçüncüsü de bu isimlerin, olayların, can güvenliği açısından konuşulmaması gerekir. Ama çok süratli bir çalışma olduğunu, sayın savcımızın bu konuda zaten çalışma yapmış olduğunu gördüm çok da mutlu oldum. Artık Türkiye'de, Türkiye'nin 1993 yılını siz gazeteci olarak incelemeniz lazımdır. Sayın rahmetli Uğur Mumcu ile başlayan rahmetli Eşref Bitlis ile devam eden, rahmetli Özal ile devam eden, Adnan Kahveci'nin vefatıyla süren, Madımak olayları, 33 erin şehit olması...

Bir dönemin, bir PKK meselesinin çözümü, bir Kürt meselesinin çözümüyle ilgili, sıcak ortamın başladığı bir dönemin kapanmasıdır. O günden bu güne 17 sene geçti. Çok şehitler verdik olayları çözemedik. O dönemler özellikle Eşref Bitlis Paşa ile rahmetli çok yakın ilişkiler içerisinde çözüme ulaşmışlardı. Türkiye o dönem, önemli bir dönemdir 93 yılı. Belki bugün konuşulan Ergenekon davalarından 100 kat daha önemlidir. Bunlar hiçbir zaman gizli kalmaz. Rahmetlinin de bana söylediği buydu. Hatta ben kendisini en son Türkmenistan'da gördüm o zaman da kendisi döner dönmez bu meseleyi bizzat çözeceğini banasöylemişti. Döndükten sonra zaten cumartesi günü vefat etti."

Özal, açıklamasının ardından adliyeden ayrıldı.

Ahmet Özal ne demişti?

Ahmet Özal'ın bir gazetede çıkan röportajında "Turgut Özal'a yapılan suikast girişiminin ardında eski MGK Genel Sekreteri vardı" iddiasını, ihbar kabul ederek soruşturma başlatan Özel Yetkili Cumhuriyet savcılarından Hakan Karaali, ifadesinin alınması için Ahmet Özal'a tebligat göndermişti.

Özal'ın gazetede yer alan röportajında, babasına yönelik düzenlenen başarısız suikastın arkasındaki isimlerin çok kısa sürede tespit edildiğini ve bu isimlerin kendisine aktarıldığını dile getirmişti.

Özal, röportajında, "Babam ülke karışmasın diye bu isimleri açıklamadı.

Bunlardan biri de MGK Genel Sekreteri Sabri Yirmibeşoğlu'ydu. Bu isimlerin hepsi Emniyet ve MİT'in arşivlerinde var. Arşivler açılsın" ifadesini kullanmıştı.

Merhum Cumhurbaşkanı Özal, Başbakan olduğu dönemde, 18 Haziran 1988'de, Ankara Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda yapılan ANAP Kongresi'nde, kürsüde konuşurken, silahlı saldırıya uğramıştı. İki el açılan ateşte, kurşunlardan biri Özal'ın sağ eline, diğeri ise mikrofonun ayağına isabet etmişti.

Saldırıyı gerçekleştiren Kartal Demirağ, silahı tutukluk yapınca Özal'ın korumaları tarafından vurularak, yakalanmış ve 4 yıl cezaevinde kaldıktan sonra 1992'de serbest bırakılmıştı.


(Cnn Türk)