Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülen, Askerlik Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

"Albayların fazla emeklilik ikramiyesi ödenerek emekliye sevk edilmesiyle" ilgili madde üzerindeki soruları yanıtlayan Yılmaz, yapılan düzenlemeyle, kadrosuzluktan emekliye hak kazanmış albaylara, istekleri halinde bir defaya mahsus olmak üzere ek emeklilik ikramiyesi ödenerek Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ayrılma imkanı getirildiğini söyledi.

Yılmaz, bu kapsamda, 30 Ağustos 2016 tarihi itibarıyla, 1986 neşetli 30. hizmet süresini tamamlayacak albaylara, emekliye ayrılması halinde, alacağı ikramiyenin 5,5 katı olan 19 bin TL, 1987 neşetli 29. hizmet süresini tamamlayacak albaylara 11 katı, 38 bin TL, 1988 neşetli 28. hizmet süresini tamamlayacak albaylara da 16 katı, 57 bin TL ikramiye ödeneceğini ve bu albayların kadrosuzluktan emekliye sevk edileceğini söyledi.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nde halen 6 bin 102 albayın görev yaptığını belirten Yılmaz, bu sayının toplam personel sayısının yüzde 16'sına tekabül ettiğini bildirdi. Yılmaz, şunları kaydetti:

"İdeal oran yüzde 8'dir. Fransa'da yüzde 7, ABD'de yüzde 6'ya yakın, İngiltere'de yüzde 4. Bu düzenlemeden bütün albaylar yararlanırsa, bin 75 personel yararlanmış olacak. Bu albaylardan 1986 girişli olanlar 308 kişi, 1987 girişli olanlar 346 kişi, 1988 girişli olanlar da 421kişi. Bu albayların Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki sayıları, giriş yılına göre 27 ve 29, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki sayıları ise 28, 24 ve 55. Ancak Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda 1986 girişli olanlar 213, 1987 girişli olanlar 269, 1988 girişli olanlar 283 kişi, toplam bin 75 kişi."

İsmet Yılmaz, bütün albayların emekli olmaları halinde bunun bütçeye getireceği yükün 50 milyon TL olacağını belirtti.

Kuvvet komutanlıklarının mart ayı başı itibariyle atama planlamalarının tamamlanacağını belirten Yılmaz, o aydan önce bu tasarı yasalaşırsa kuvvet komutanlıkları personelini uygun yerlerde görevlendirme imkanına sahip olacağını bildirdi.

İsmet Yılmaz, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde yeniden yapılanma, birliklerin birleştirilmesi talebi olduğunu vurgulayarak, "Gerek birliklerin birleştirilmesi gerek Silahlı Kuvvetler'deki reform gerçekleştiğinde, albay sayılarını ideal olan sayıya düşüreceğiz. Bunun üzerindeki çalışma devam ediyor. 2017 yılındaki Yüksek Askeri Şura'da bununla ilgili karar alınacak" diye konuştu.

"Harp okuluna fazla öğrenci alındığı için yığılma oldu"

Yılmaz, milletvekillerinin, "neden böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğuna" ilişkin sorusuna şu yanıtı verdi:

"Yığılma oldu. Bunun sebebi, 1985-1990 yılları arasında harp okullarına daha fazla öğrenci alınması bu dönemdeki yığılmaya neden oldu. Eskiden her yüksek lisans için bir ilave kıdem veriliyordu, bu da üste yığılma yaptı. Üstün başarı nedeniyle ilave kıdemler veriliyordu. Araya birçok şey girince böyle bir yığılma oldu. En son Yüksek Askeri Şura'nın (YAŞ) kış şurasında, 'böyle bir yasal düzenlemeyle emeklilik özendirilirse uygun olur' diye karar alındı. YAŞ'ta karar alınarak resen emekli etme imkanı vardı ancak kurumsal vefa kapsamında bu şekilde bir yöntemin daha uygun olacağı düşünüldü."

"800 yarbay, albay rütbesine gelecek"

İsmet Yılmaz, "Bin albayın emekli olmasıyla zafiyet olmayacak mı?" sorusuna yanıt verirken, "Bu yıl, 23 yıllık tecrübeye sahip yaklaşık 800 yarbay, albay rütbesine gelecek, dolayısıyla hizmette bir aksama olmaz" dedi. Yılmaz, daha önce yapılan bir ankette, albayların yarısının emekli olabileceği yönünde görüş bildirdiğini söyledi.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nde yaklaşık 40 bine yakın subay olduğunu anımsatan Yılmaz, "Dolayısıyla, bin subayımızın eksik olması Silahlı Kuvvetlerimiz'in güvenlik planlamasında bir zafiyet doğurmayacaktır" diye konuştu.

Milli Savunma Bakanı Yılmaz, TSK'nın ülkenin göz bebeği, her kurumun ve partinin de ortak değeri olduğunu vurgulayarak, "Ordu herkesin ordusudur. DEAŞ Irak'a girdiyse, Lübnan'a saldırdıysa, Suudi Arabistan'a saldırdıysa ama Türkiye sınırında durduysa, bu Türkiye'nin gücünden dolayıdır" sözlerini sarf etti. Yılmaz, terörle mücadele konusunda operasyonlara katılan Silahlı Kuvvetler mensuplarına ilave bir ödeme yapılmadığını söyledi.

Dövizle askerlik bedellerinin Milli Savunma Bakanlığı ile Savunma Sanayi Fonu'na gelmediğini belirten Yılmaz, bu bedelin, doğrudan Merkez Bankası hesabından Maliye Bakanlığı gelir kalemine eklendiğini bildirdi.

'Kartların üzerindeki yazılım TÜBİTAK tarafından yapılmıştır"

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürü Ahmet Sarıcan da milletvekillerinin sorularına cevap verdi.

Sarıcan, mevcut nüfus cüzdanlarında, fotoğraf üzerindeki soğuk damganın dışında güvenlik olmadığını ifade ederek, "Bu kimlikler çok rahat bir şekilde sahtecilik yapılabilecek ve vatandaşların mağduriyetine neden olabilecek belgeler. Pasaport, tapu işlemleri ve sürücü belgesi gibi belgelerde işlemler nüfus cüzdanları üzerinden yapıldığı için oralardaki işlemlerde de sıkıntı yaratabilir. Bu düzenlemeyle, kimlik kartlarıyla alakalı güvenlik sorunları ortadan kalkmış olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

Sarıcan, yabancı ülkelerin genelde kimlik kartlarını bastıkları makineleri ve yazılımlarını dünya devi firmalardan aldığını kaydederek, "Biz ise farklılık yaptık, bu konuda hassasiyet gösterdik. Biz yabancı firmalardan sadece makineleri alacağız, kartların üzerindeki yazılım ise TÜBİTAK tarafından yapılmıştır, kaynak kodları da sadece bizdedir" diye konuştu.

Kimlik kartlarının basılacağı binanın yüksek güvenlikli bina olduğuna işaret eden Sarıcan, kimlik kartlarının basılacağı kartları, ham, boş olarak piyasadan alacaklarını söyledi. Sarıcan, "Bunun için ihaleye çıkacağız, ihaleyi dış firmalara kapattık, kartların tedariğini tamamen yurt içinden yapacağız. Şu anda bunu yapabilecek dört tane firma var" dedi.

Sarıcan, kimlik kartlarının 10 yıl geçerli olacağını, üzerindeki temaslı ve temassız çip sayesinde seyahat belgesi olarak da kullanılabileceğini söyledi.

Mevcut nüfus cüzdanlarının erkekler ve kadınlar için mavi ve pembe şeklinde ayrı ayrı olduğunu belirten Sarıcan, yeni kimlik kartlarının tek renk olacağını kaydetti.

Ahmet Sarıcan, vatandaşın yeni doğan çocuğunu 30 gün içinde bildirmesi halinde kimlik kartından ücret alınmayacağını, 30 gün sonra bildirmesi halinde ise 15 lira alacaklarını bildirdi.

"Maliyet 18 TL ama biz 15 TL isteyeceğiz"

Almanya'da kimlik kartı bedelinin 28 avro, Portekiz'de 15 avro, İsveç'te 47 avro, İspanya'da 18 avro, Estonya'da 16 avro, Belçika'da 12 avro, İtalya'da 45 avro olduğunu belirten Sarıcan, "8 tane güvenlik özelliği olan bu kimlik kartlarının devlete çıplak maliyeti 18 TL. Biz ise bunu 3 lira aşağı çekerek 15 lira talep edeceğiz" diye konuştu.

CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu'nun, "Banka kartları bile 5 lira, bu fiyat nasıl oluyor?" sözleri üzerine Sarıcan, "pvc" cevabını verdi. Sarıcan, Erdoğdu'nun, "Sizinkiler çelikten mi?" sözlerine üzerine ise "Polikarbonat, üzerinde iki tane çip hologramı var" dedi.

Sarıcan, TÜBİTAK'ın "milli çip" çalışması olduğunu, bunun da bu kimlik kartlarında olacağını belirtti.

Yeni kimlik kartlarında, mevcut nüfus cüzdanında yer alan bilgilerin dışında yeni veriye yer verilmeyeceğine işaret eden Sarıcan, "Ebatları küçüldüğü için Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartı, adı, soyadı, anne ve baba adı, doğum yeri, cinsiyeti, geçerlilik tarihi ve veren makam bilgileri olacak, diğer bilgiler ise çipte olacak. Talebe göre evli veya bekar ifadesi de yer alacak. Din bilgisinin yer alması ise kişinin özgür iradesine bırakılacak. Talep ederse dini bilgisi yer alacak ama bu da kimlikte olmayacak, çipte olacak" değerlendirmesinde bulundu.

Tasarının görüşmeleri maddeler üzerinden sürüyor.