Ankara Barosu, video paylaşım sitesi  YouTube’a erişim yasağı getirilmesini yargıya taşıdı. Baro, youtube’a erişimi engelleyen TİB’in yetki gaspı yaptığı gerekçesiyle Ankara İdare Mahkemesi’nde yürütmeyi durdurma ve iptal davası açtı.

Mahkemeye sunulan dava dilekçesinde, TİB'in işleminin Anayasa'da yer alan ölçülülük ilkesine, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetine, ifade ve haberleşme özgürlüğüne aykırı olduğu savunularak, "Karar, seçim güvenliği ve demokrasi sürecinin atmosferi açısından da son derece hatalıdır" yorumu da yapıldı. 

 

Dava Dilekçesi

ANKARA NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA

28.03.2014

Yürütmenin Durdurulmasıİstemli

İptal Davası

 

D A V A C I                                                                         : ANKARA BAROSU BAŞKANLIĞI 

                    Adliye Sarayı B Blok 5. Kat 06251 Sıhhiye/ANKARA

 

V E K İL İ                                                                           : Av. Mehtap CEVİZCİ

                                           Ihlamur Sok. No:1 Kat:3 Kızılay/ANKARA

 

D A V A L I L A R                                     :1-BİLGİTEKNOLOJİLERİVE İLETİŞİM KURUMU

                                                                   Yeşilırmak Sokak No:16 Demirtepe/ANKARA

K  O  N  U                                         :           “youtube.com”adlı video platformuna erişimin engellenmesine dair Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın 27.03.2014 tarihli ve 490.05.01.2014.-48125 sayılı kararının iptali, öncelikle davalı idarenni savunması alınıncaya, sonrasında da dava sonuna kadar yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi istemini içerir iptal davasıdır  

A. A ÇI K L A M A L A R             :          

 

1-27.03.2014 tarihinde “youtube.com”adresli video paylaşım bloguna erişim, davalıİdare’nin 27.03.2014 tarihli ve 490.05.01.2014.-48125 sayılıkararıile kamuoyuna açıkladığıidari tedbir uygulamasıile engellenmiştir.

2-Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı internet sitesinde;

“ (youtube.com) hakkında uygulanmakta olan kararlar başlığı altında;

5651 sayılı Kanun uyarınca yapılan teknik inceleme ve hukuki değerlendirme sonucunda bu internet sitesi (youtube.com) hakkındaki Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın 27.03.2014 tarih ve 490.05.01.2014.-48125 sayılı kararına istinaden Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından idari tedbir uygulanmaktadır.”açıklamasının yer aldığı görülmektedir. 

Davalı İdare tarafından, yukarıda belirtilen açıklamaların hemen ardından yine aynı tarihte internet üzerinden“youtube.com”adresi için yapılan sorgulama neticesinde, yukarıda yapılan bu açıklama metninin kaldırılarak yerine sadece “Telekomünikasyon İletişim Başkanlığıtarafından erişimi engellenmiştir.”şeklinde bir açıklamayapıldığı görülmüştür.

3- Çok geniş kullanıcı portföyüne sahip “youtube” video barındırma web sitesi 15.02.2005 tarihinde açılmıştır. Sadece Türkiye’den  erişimi mahkeme kararları ile 4 kez engellenmiş, bu engellemeler Türkiye’de ve dünyada büyük tepkilere yol açmıştır.

Engellemelerin ilki 06 Mart 2007 tarihinde, ikincisi 16 Ocak 2008 tarihinde, üçüncüsü 17 Ocak 2008’de ve dördüncüsü Mayıs 2008 tarihinde gerçekleşmiştir.

2010 yılı Haziran ayında ise youtube’a getirilen yasak, DNS yasağından IP yasağına çevrilmiş, böylece youtube’a erişim tam anlamıyla engellenmiştir. DNS, Domain Name System’in kısaltılmışı olarak bilinmektedir. Türkçede ‘Alan İsimlendirme Sistemi’ olarak adlandırılan bir iletişim terimi ve çözümleme hizmetidir. Bilgisayarlar diğer bilgisayar ve sunucularla IP adresi adı verilen sayısal adres numaraları kullanarak haberleşirler ve tüm veri alışverişleri bu IP adresleri yardımı ile yapılır.

            Youtube’un büyük bir sosyal etkisi bulunmaktadır. Birçok kullanıcının internette ün kazanmasına, başarılı müzisyenlerin yetişmesine olanak vermiştir, güncel ve uluslararası buluşmalar düzenlenmesine aracılık etmiştir. Youtube’a günlük yaklaşık 65.000 adet yeni video klip eklenmekte ve 100 milyona yakın klip izlenmektedir. Çok yönlü olan bu resmi bloğun kapatılması, birçok açıdan insanların müziğe, eğlenceye, çocuklar için eğitici-öğretici oyunlara, çizgi filmlere, bu ve benzeri yararlı birçok paylaşıma ket vurmaktadır.   

B. ANKARA BAROSU VE HUKUK DEVLETİNİN KORUNMASI İŞLEVİ

4- Barolar hukukun üstünlüğünü koruma yetkisi ile donatılmış meslek kuruluşlarıdır. Bu itibarla diğer meslek kuruluşlarından çok farklı misyonları ve görevleri bulunmaktadır. Bu yetki Barolara 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile açıkça tanınmıştır. Kanunun “Baroların Kuruluş ve Nitelikleri” başlığı altında düzenlenen 76. maddesinde; Baroların görevinin, meslek mensupları arasında dürüstlük ve meslek düzenini korumakla birlikte, insan haklarını, hukukun üstünlüğünükorumak ve sağlamak olduğu açık şekilde düzenlenmektedir.

1136 sayılı Avukatlık Yasası’nın 76. Maddesinde, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak Baroların amaçları arasında sayılmış, 95/2-21. Maddesinde ise hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak Baro Yönetim Kurulları’nın görevleri arasında sayılmıştır.

Avukatlık Kanunu’nun 76. Maddesinde de açıkça ifade edildiği gibi Barolar, kendi özel Kanununu ile meslek kuruluşu olmanın ötesinde hukukun üstünlüğünükorumakla görevlendirilmişkamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır;

“Baroların mesleki bir örgütü olmanın ötesinde, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak gibi bir işlev yüklenmesi nedeniyle diğer meslek örgütlerinden farklı bir konumda olduğu açıktır.” (DİDDGK 2003/417 E.2005/234 K. sayılı kararı) 

Avukatlık Kanununun, 4667 sayılıYasa ile değişik 95. Maddesinin 21. Fıkrasında da “hukukun üstünlüğünüve insan haklarınısavunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak “Baro Yönetim Kurullarına verilen görevlerdendir.

Baromuz açtığıbu davayla, dava konusu idari kararın etkin ve yaygın bir biçimde hukuka uygunluk denetiminin sağlanması, Anayasal ilkelere uygunluğunun tartışılmasıamacıyla idari yargıyıharekete geçirmekte, dolayısıyla, hukukun üstünlüğüne işlerlik kazandırmaktadır.

C. HUKUKA AYKIRILIKLAR

İ. YETKİ YÖNÜNDEN AÇIKÇA HUKUKA AYKIRI KARAR

5- Telekomünikasyon İletişim Başkanı’nın hangi hallerde erişime engelleme kararı vereceği 5651 sayılı Kanunla sınırlı olarak düzenlenmiştir. 5651 sayılı Kanunu’un 8/1. maddesinin (a) bendinde,  internet ortamında yapılan ve içeriği sayılan suçları oluşturduğu hususunda yeterli şüphe sebebi  bulunan yayınlarla ilgili olarak, aynı yasanın 8/4 maddesinde, 8/1-a’da sayılan suçlardan çocukların cinsel istismarı, müstehcenlik, fuhuş suçlarını oluşturan yayınlara ilişkin olarak erişimin engellenmesi kararının re’sen Başkanlık (TİB Başkanlığı) tarafından verileceği hükme bağlanmıştır.  Yasada açıkça ifade edildiği şekliyle Başkanlığın re’sen internet ortamındaki bir yayına ilişkin olarak erişimin engellenmesi kararı verebilmesi SINIRLI SAYIDA SAYILMIŞ SUÇ İDDİASINA bağlanmıştır.

Erişimin bütünüyle engellenmesi ile ilgili Numerus Clausus (sınırlı sayı) ilkesi, Kanunda düzenlenen hallerden sadece belirtilen maddelerle sınırlı olması gereğidir ve sayılanlardan başkası kabul edilemez.   

Yine TİB Başkanı tarafından erişimin engellenmesi,  5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 9/A maddesinin  4. fıkrasına göre;

“(4) Erişimin engellenmesi, özel hayatın gizliliğini ihlal eden yayın, kısım, bölüm, resim, video ile ilgili olarak (URL şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla uygulanır.”

Aynı maddenin 8 ve 9. Fıkralarına göre, “ Özel hayatın gizliliğinin ihlaline bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde doğrudan Başkanın emri üzerine erişimin engellenmesi Başkanlık tarafından yapılır. Bu kapsamda Başkan tarafından verilen erişimin engellenmesi kararı, Başkanlık tarafından, yirmi dört saat içinde sulh ceza hâkiminin onayına sunulur. Hakim kararını kırk sekiz saat içinde açıklar.”

Görüldüğü üzere TİB Başkanıtarafından alınan erişimin engellenmesine ilişkin karar, sadece kanunda belirtilen özel hayatın gizliliğinin ihlali halindeverilebilir. Bu halde bile özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği iddia edilen yayın, münferit bir olay için, özel kişilerin başvurusu halinde münhasıran sadece o kısım, bölüm, resim, video ile ilgili olarak İÇERİĞE ERİŞİMİN ENGELLENMESİşeklinde olabilir

Youtube video paylaşım blogu’nunbütününe erişimin, yukarıda açıkça sayılan suçiddialarından birisine dayalıolmaksızın engellenmesiAnayasa’nın ölçülülük ilkesine, AİHS’in 10. maddesinde hüküm altına alınmış olan ifade özgürlüğü ilkesine, Birleşmiş Milletler Kişiler ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 19. maddesinin ikinci fıkrasına ve 5651 sayılı Yasa’nın 8, 9/A maddelerine açıkça aykırıdır. 

 *Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın, medyada yer aldığıkadarıyla gerekçe olarak gösterilen “ulusal güvenlik”iddiasıyla youtube’un tümüiçin erişimin engellenmesine karar verme YETKİSİYOKTUR.  

*Telekomünikasyon İletişim Başkanlığıtarafından  ulusal güvenlik ihlali iddiasıile youtube’un tamamına erişimin engellenmesi ile davalıidare, yargıya ait bir yetkiyi kullanarak, yetki gasbında bulunmaktadır.

*5651 sayılıKanun’a göre TİB’in böyle bir hakkıbulunmamaktadır.

TİB YETKİSİZDİR.

*TİB’e böyle bir yetki veren mahkeme kararıda yoktur.

 

6- Diğer taraftanerişimin engellenmesine dair dava konusu idari kararla  “youtube.com” adlı internet sitesinin erişimin engellenmesi öncelikle Anayasa’nın 13. maddesinde yer alan ölçülülük ilkesine aykırıdır.

Anayasa’nın 13. maddesine göre;

“ Temel hak ve hürriyetler özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna demokratik toplum düzeninin ……..ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.”

Temel hak ve özgürlükler arasında bulunan ve Anayasa’nın 22.maddesi ile güvence altına alınan haberleşme özgürlüğünün  ve demokrasinin temelini oluşturan özgürlüklerin kısıtlanması anlamına gelen bu karar, toplumun bilgi alma hakkını sınırlamaktadır.

Anayasa’nın 22. maddesine göre;

“C.Haberleşme hürriyeti

Madde 22 – (Değişik: 3/10/2001-4709/7 md.)

Herkes, haberleşme hürriyetine  sahiptir. Haberleşmenin  gizliliği esastır.

Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, karar kendiliğinden kalkar.

İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir.”

düzenlemesi yer almaktadır.

Anayasa’nın 26. maddesinde;

VIII. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti

             Madde 26 – Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.

             Bu hürriyetlerin kullanılması, (Ek ibare: 3/10/2001-4709/9 md.) millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile  bölünmez bütünlüğünün  korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.

(Mülga: 3/10/2001-4709/9 md.)

Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler, bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması sayılmaz.

             (Ek: 3/10/2001-4709/9 md.) Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir.

hükmü yer almaktadır.

                        Anayasa’nın 74. maddesi düzenlemesi ile herkesin bilgi edinme hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Madde metni şöyledir:

 

VII. Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı

                Madde 74 –

(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/8 md.) Herkes, bilgi edinme ……hakkına sahiptir.

Birleşmiş MilletlerKişiler ve Siyasal Haklar UluslararasıSözleşmesi’nin19. maddesinin 2. fıkrasında;

“Herkes, ifade özgürlüğü hakkına sahiptir; bu hak bir kimsenin ülke hudutlarıyla sınırlanmaksızın sözlü, yazılı veya basılı veya sanatsal ürün şeklinde veya kendi tercih ettiği başka bir iletişim vasıtasıyla her türlü bilgi ve düşünceyi arama, edinme ve ulaştırma özgürlüğünü de içerir.” hükmü yer almaktadır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinde;

İfade özgürlüğü

1. Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar. Bu madde, Devletlerin radyo, televizyon ve sinema işletmelerini bir izin rejimine tabi tutmalarına engel değildir.

düzenlemesi mevcuttur.

7-         Haberleşme, kişinin insan olmasından kaynaklanan hakları arasında yer alır. AİHS 8/1’e göre herkes haberleşmesine saygı gösterilmesini isteme hakkında sahiptir. Sözleşme bu hükümle, bu hakkı koruma altına almıştır. BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 17. maddesinde de haberleşme hakkının tanınması ve korunması öngörülmüştür. Buna göre hiç kimsenin haberleşmesine keyfi ya da yasa dışı olarak müdahale edilemez, kişinin bu gibi müdahalelere ve tecavüzlere karşı yasalarca korunma hakkı vardır. Anayasal güvenceye sahip haberleşme özgürlüğü 5237 sayılı TCK’da da bu özgürlüğe yapılacak müdahaleler suç olarak düzenlenmek suretiyle korunmuştur. Basın, yayın, internet yoluyla yapılan bilgi alış verişi haberleşmenin kapsamındadır. TCK 124 ile yalnızca kişiler arasındaki haberleşme değil, kamu haberleşmesi veya kitle haberleşmesi diye adlandırılan kişinin haber alma ve verme hakkı korunmaktadır. Herkes dilediği kişi ile haberleşebilir, potansiyel haberleşme olanağının engellenmesi haberleşme hakkında müdahale oluşturur.

            İfade özgürlüğü anayasal demokrasilerin temel taşlarından biridir. Çünkü, ifade özgürlüğü toplumda kanaat-oluşumunun ve kamusal tartışmanın varlığını mümkün kılar, bu demokratik amaçların gerçekleşmesi bakımından vazgeçilmezdir.

            AİHS’nin 10. maddesi kapsamında değerlendirilen bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğünün haber, bilgi ve fikirlerin elde edilmesi, araştırılması ve öğrenilmesi anlamına geldiği söylenebilir. Bu amaçla edinilen her unsur, ifade özgürlüğünün kapsamında yer alacaktır.

            AİHS 10. madde kapsamında; bilgi alma özgürlüğü olarak da tanımlanabilecek ifade özgürlüğü, bilgi toplama ve mümkün olan her türlü kanuni kaynaktan bilgi araştırma hakkını içermesi açısından uluslararası televizyon yayıncılığı yanında, bilginin ve fikirlerin insanlara aktarılmasının olanaklı olması amacıyla en etkili araç olarak medya kavramını da kapsadığı vurgulanmaktadır.

            Günümüz iletişim toplumunda kitle iletişim araçlarının bilgi edinme özgürlüğü açısından en etkili araçları bünyesinde topladığı kabul edilmektedir. Temel kitle iletişim araçları arasında yazılı basın, radyo, televizyon, sinema ve internet sayılabilir. Kitle iletişim araçlarının görevi kamuoyunu aydınlatmak olup, bu yolla bireyler kendilerini ilgilendiren gerek kişisel gerek toplumsal olay ve olgular hakkında bilgilendirilerek, fikir ve kanaatlerinin oluşumuna katkıda bulunurlar. Bu özgürlük, her türlü kitle iletişim araçları ile bilgi ve haberleri ülke sınırları söz konusu olmaksızın serbest dolaşımının sağlanmasını ve iletişim teknik araçlarına herkese serbestçe girebilme imkânının sağlanmasını gerekli kılmaktadır.

8-Topyekûn internet yasağı anlamına gelen bu idari kararla Türkiye, dünyada youtube’u yasaklayan Suudi Arabistan, Çin, İran, Tayland, Suriye gibi demokrasiyi sindirememiş, baskıcı rejimlere sahip ülkelerde görülen bir uygulamaya tanıklık etmektedir.                   
                                                                                             

9-2012 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de           “AHMET YILDIRIM v. Türkiye” kararında (başvuru no:3110/10)  “5651 sayılı Yasa’nın uygulanmasından kaynaklanan müdahalenin, sözleşmenin “öngörülebilirlik” şartını karşılamada başarısız olduğunu ve demokratik bir toplumda hukuk devleti sayesinde sahip olduğu korumanın sağlanamadığına“ değinerek “AİHS’nin 10. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlünün ihlal edildiğine”  hükmetmiştir. Mahkeme kararında;

“…TİB, ….Mahkemesi tarafından emredilen tedbiri yerine getirebilmek için diğer sitelere de erişimi teknik olarak imkânsız hale getirmiştir.   Mahkeme, bunun geniş kapsamlı bir yasaktan ziyade internet erişimine dair bir kısıtlama olduğunu kabul etmektedir. Bununla birlikte sınırlamanın etkisinin kısıtlı olması, özellikle de internetin ifade ve bilgiye erişim özgürlüğü hakkının temel araçlarından biri haline geldiği günümüzde onun önemini azaltmamaktadır. Bu yüzden mevcut tedbir, kamu makamları tarafından başvurucunun ifade özgürlüğü hakkına müdahale oluşturmuştur. Yasa ile öngörülmedikçe, bir ya da daha fazla meşru amaç izlenmedikçe ve bu amacı başarmak demokratik bir toplumda gerekli olmadıkça böylesi bir müdahale 10. maddenin ihlalini oluşturur.denilmektedir.

AİHM, “internet sitesine erişimin tamamen yasaklanmasından bahsedilemeyeceğini, ancak bir kısıtlamanın söz konusu olduğunu kabul etmektedir. Bununla birlikte internetin haber alma-verme ve ifade özgürlüğü hakkının kullanılmasına yönelik olarak günümüzdeki başlıca araçlardan biri olması nedeniyle, sınırlamanın olabilecek sınırlı etkisi internetin önemini azaltmamaktadır. Söz konusu tedbir, başvuranın ifade özgürlüğü hakkına kamu makamlarınca yapılan bir müdahale niteliğindedir.Benzer bir müdahale şayet Kanunla öngörülmüyorsa, bir veya birçok meşru amaç taşımıyorsa, aynı zamanda bu amaçlara ulaşmak için demokratik bir toplumda gerekli görülmüyorsa sözleşmenin 10. maddesinin ihlaline sebep olmaktadır.”  ifadesine yer vermiştir.

D. YÜRÜTMENİN DURDURULMASI TALEBİ HAKKINDA 

10. Anayasa’nın 125. Maddesi uyarınca idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır ve idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulması kararı verilebilir.

 

Youtube’un kapatılmasına ilişkin davalı idare işlemi yasalara aykırı bir karardır. Yukarıda belirtildiği üzere idarenin her türlü işlemi ve eylemi yaptırıma bağlıdır. Sözkonusu idari işlem Anayasa’da yer alan düşünce özgürlüğü, düşünceyi yayma özgürlüğüne aykırıdır, Anayasa’nın 90. Maddesi gereği Türk Hukukunun bir parçası olan AİHS ‘nin 10.maddesinde yer alan ifade özgürlüğünün ihlalidir.

“youtube” internet sitesine erişimin engellenmesine yönelik  dava konusu bu karar, telafisi güç ve imkansız zararların doğmasına neden olabileceğinden, seçim güvenliği ve demokrasi sürecinin atmosferi açısından da son derece hatalıdır. Bu nedenle, dava konusu kararla ilgili idarenin savunması alınmaksızın ağır derecede hukuka ve Anayasa’ya aykırı bu işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesi talep ediyoruz. 

D  E  L  İ  L  L  E  R                         :           Dava konusu işleme ilişkin internet çıktıları ve her türlü yasal delil

 

E. SONUÇVE İSTEM                                :          

11. Yukarıda belirtilen ve Mahkeme tarafından re’sen dikkate alınacak nedenlerle;

1)Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın 27.03.2014 tarih ve 490.05.01.2014.-48125 sayılı kararının iptaline, 

2)Hukuk devletine, temel hak ve özgürlüklere yönelik açık bir ihlalin yaptırımsız kalmasının yol açacağı giderilmesi mümkün olmayan zararlar gözetilerek, öncelikle davalı idare savunması alınıncaya kadar, akabinde de dava sonuna kadar yürütmenin durdurulmasına

3)Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı idareler üzerinde bırakılmasına karar verilmesini,

Anayasa ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 76. ve 95. maddelerinin verdiği “hukukun üstünlüğünü” korumak görevi çerçevesinde işbu davayı açan Ankara Barosu Başkanlığı adına vekaleten saygıyla dilerim.

 

Ankara Barosu Başkanlığı

Vekili  Av. Mehtap CEVİZCİ

 

EKLER :          1) Vekaletname sureti

  2) İnternet çıktıları