FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturmalarda masumiyet karinesinin korunmasına yönelik önemli bir adım atıldı. Geçen hafta yayınlanan KHK ile devreye giren "Lekelenmeme Hakkı''nın korunması düzenlemesiyle özellikle asılsız ihbarların önüne geçilmesi hedefleniyor.

Düzenlemeyle, şikayet edilen kişiye şüpheli sıfatı verilmeyecek ve bu tür ihbar ve şikayetler ayrı bir kayıt altında tutulacak. Bir tür öndeğerlendirme olan bu süreçte, soyut ve dayanaksız ya da konusu suç oluşturmayan şikayetler için soruşturma öncesinde şikayet edilen kişinin ismi hiçbir şekilde bilinmeyecek.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün geçen hafta duyurduğu düzenlemeye göre, bu tür ihbar ve şikayetler üzerine artık doğrudan soruşturma yapılmayacak. Böylelikle kişilere yersiz biçimde şüpheli sıfatı verilmesi ve kişilerin gereksiz biçimde soruşturma işlemlerine muhatap edilmeleri de yaşanmayacak. Gül, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan bu değişiklik ile savcılığın bir ihbarla ilgili soruşturma açmadan "Soruşturmaya yer yok" kararı verebileceğini kaydederek, ihbar sahibinin itirazı halinde soruşturmaya karar verilirse, dosyayı sadece ilgili savcı ve mahkemenin görebileceğini söyledi.

Düzenlemeyi Karar'a anlatan Avukat Dr. Mehmet Sarı, düzenlemeyle ceza soruşturması başlamadan kişilerin töhmet altında kalmasının önüne geçileceğini kaydetti. Sarı, düzenlemenin teknik detayları hakkında da şunları söyledi: "Lekelenmeme hakkı öncelikle soruşturmanın gizliliği çerçevesinde getirilen bir hukuki teknik tabirdir. Yeterli şüphe seviyesine gelinince ancak soruşturmaya dönüşecek. Ceza Muhakemeleri Kanunu'na göre, kişi hakkındaki soruşturma basit şüpheyle başlar. Basit şüphe neticesinde eğer suçlanan kişinin suç işlediğine dair yoğunluk derecesi artarsa bu takdirde gerekli tedbirler uygulanır. Sırasıyla kimlik tespiti, sorgu, ifade alma, gözaltı, gerekirse el koyma ve delillerin karartılması gibi nedenler varsa da tutuklama şeklinde ilerler. Soruşturma esnasında 'Basit Şüphe' evresine varmadan kişinin masumiyeti söz konusuysa soruşturmanın gizliliği çerçevesinde süreç yürütülmeli. Bu açıdan kişinin ismi kamuya deklare edilmeden salıverilmesinin ifadesidir."

SUÇSUZ KİŞİ TAZMİNAT DAVASI AÇABİLECEK

Avukat Dr. Mehmet Sarı, özellikle FETÖ soruşturmalarında 'Lekelenmeme Hakkı'nın çok ciddi bir sıkıntı gibi durduğunu kaydederek şöyle devam etti: "İfadesi alınan ve salıverilen bir kişi sonrasında çok ciddi bir şekilde töhmet altında kalabiliyor. Düzenlemeyle kişinin 'Basit şüphe' evresine dahi ulaşılmadan zan altında kalmaması hedefleniyor. Kişi hakkında bir suç işlediğine yönelik basit bir şüphe varsa ceza soruşturması başlar. Bu evre soruşturmanın sonuna kadar sürer ve kovuşturma kararı verilip verilmemesine kadar devam eder. Kişi hakkında soruşturmanın sonunda bir tutuklama kararı verilmişse o andan itibaren 'Lekelenmeme Hakkı'ndan söz edilemez. Ayrıca öndeğerlendirme aşamasında ismi dışarı sızan kişi hakkında bir işlem olmayınca, bu kişi tazminat davası da açabilecek."i


BASINA SINIRLAMA YOK

Düzenlemeye ilişkin hukuki haber'e özel açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Ersan Şen ise "694 sayılı KHK m.145 tarafından CMK m.158'e 6. fıkra olarak eklenen hükmün anlamı, açıkça fiili ve hukuki dayanaktan yoksun veya soyut suçlamalarla ilgili derhal verilecek takipsizlik kararları hakkında olup, bu durumda kişiye "şüpheli" sıfatı verilmeden, şikayetçinin itiraz hakkı saklı kalmak kaydıyla şikayet edilen yönünden kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesini kapsamaktadır, basın yönünden getirilen yeni bir yasak yoktur, soruşturma aşamasına ilişkin olarak CMK ve Basın Kanunu'nda öngörülen sınırlamalar aynen devam etmektedir. Bu hususu, 694 sayılı KHK ile getirilenler konulu yazımda açıklamıştım." dedi. (hukukihaber.net)

>> 694 Sayılı KHK ile İlgili Değerlendirmeler