Özden ATİK/AHT

Vicdani retçi Enver Aydemir'in emre itaatsizlik ve firar suçlarıyla ilgili tutuklu bulunduğu Maltepe Askeri Cezaevi'nde cezaevi kıyafetlerini giymediği gerekçesiyle dövülerek sabaha kadar soğuk ve yataksız bir odada bekletildiğine ilişkin davada askeri mahkeme, askeri cezaevinde keşif yapılmasına karar verdi.

İnancı nedeniyle eline silah almayı reddeden vicdani retçi Enver Aydemir'e, tutuklu bulunduğu Maltepe Askeri Cezaevi'nde döverek hakaret ettikleri iddiasıyla asta müessir fiil suçundan 2'şer yıla kadar hapis istemiyle yargılanan cezaevi müdürü Albay Mustafa Özmen ile Astsubay Kıdemli Başçavuş İsmail Sümbül'ün davasında, cezaevinde keşif yapılmasına ve kamera kayıtlarına el konulmasına karar verildi. Mahkeme tanık olarak dinlenen er Ergün Alagöz'ün halen sanık albayın emri altında olması nedeniyle terhisinden sonra ifade vermesi talebini de kabul etti.

KAMERA KAYITLARINA EL KONULACAK

Şikayetçi Enver Aydemir ile sanıklar Mustafa Özmen ve İsmail Sümbül'ün katılmadığı Selimiye 1. Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde görülen davada olay günü görev yapmış muhafızlar ve bir er tanık olarak dinlendi. Tanık olarak ifadesi alınan Piyade Onbaşı Ergün Alagöz, olay tarihinde cezaevinde yeni gardiyan olarak görevlendirildiğini belirtti. Alagöz, cezaevi kıyafetlerini giymek istemeyen Enver Aydemir'in iç çamaşırlarıyla otururken gördüğünü, sanık İsmail Sümbül'ün kendisini ikna etmek için 5 dakika konuştuğunu daha sonra da ayaklarını Enver'e doğru salladığını gördüğünü söyledi. Alagöz, cezaevi müdürü sanığın da Enver Aydemir'e küfür edip masaya yumruk vurduğunu, Aydemir'i iteleyip savurduğunu, kolunun da bu sırada yüzüne çarpmış olabileceğini anlattı. Şikayetçi Enver Aydemir'in avukatları Ömer Kavili ve Davut Erkan, tanığın savcılık ifadelerinden cezaevi müdürünün mağdura tokat attığını söylediğini belirterek çelişki bulunduğunu söylediler. Bunun üzerine tanık Ergün Alagöz, cezaevi müdürü Albay Mustafa Özmen'in halen komutanı olduğunu söyleyerek terhisinden sonra ifade vermek istediğini ifade etti. Şikayetçi avukatı Davut Erkan da "Tanığın baskı altında olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle terhis olduktan sonra ifadesi alınsın" dedi.

Tanık Ergün Alagöz'ün terhis olduktan sonra ifadesinin alınması talebini kabul eden mahkeme, şikayetçi avukatlarının isteğini üzerine olay yeri olan Maltepe Askeri Cezaevi'nde 27 Aralık 2010 günü, saat 14.30'da keşif yapılmasına karar verdi. Mahkeme ayrıca 24 Aralık 2009-30 Aralık 2009 tarihleri arasındaki cezaevi kamera kayıtlarına el konulmasına hükmederek duruşmayı erteledi.

"ELİM YÜZÜNE KAYMIŞ OLABİLİR"

Albay Mustafa Özmen önceki duruşmada suçlamaları reddetmişti. Özmen, "Karşıma sivil elbiseyle gelmek isteyince hükümlü elbesisini zorla giydirmelerini emrettim. Kollarını ve bacaklarını tutarak, zorla giydirmelerini emrettim. Hatırladığım kadarıyla iki kişi kolundan tutarak giydirdi. Karşıma oturttum. Konuşurken Enver, Silahlı Kuvvetler mensuplarını dinsizlikle, kitapsızlıkla ve uşaklıkla suçlamaya kalkıştığında sinirle yerimden fırladım. 'Sen kimsin, ne demek istiyorsun' diye omzundan tutarak dışarı atmaya çalıştım. Omzundan dışarı atarken elim yüzüne kaymış kaymış olabilir" demişti.

"ZORLA TIRAŞ ETTİLER"

Enver Aydemir ise olayı şöyle anlatmıştı: "İçeriye alındım. İsimlerini bilmediğim gardiyan, çavuş ve onbaşılar tarafından tekme, yumruk ve küfürlerle darp edildim. Başgardiyan geldi. O da birkaç kez vurduktan sonra D koğuşu tabir edilen yere götürülmemi söyledi. Oraya götürdüler yere yatırıp iki tane gardiyan göğsüme yumruk atmak suretiyle iki tanesi de ayağıma tutmak suretiyle botumu çıkardılar. 'Siz zalimsiniz' dedim. Başgardiyan 'biz görevimizi yapıyoruz' dedi. Daha sonra 'soyunman gerekiyor' dediler. Ben de iç çamaşırlarımla kaldım. Başgardiyan 'elbiseyi giyinecek misin' diye sorup askeri elbiseyi bıraktı. Giymeyeceğimi söyledim. Sonra küfürler ederek, göğsüme vurdular. Tekme atıp, boğazımı sıktılar. İki saat çıplak olarak orada durdum. cezaevi müdürü ile görüşeceğim söylendi. Müdüre, vicdani retçi olduğumu söyleyip elbiseyi giymeyeceğimi anlattım. O da bana vurup, küfür etti. Koğuşa koydular, tuvalete göndermediler, namaz kılmama yardımcı olmadılar. Ertesi gün beş altı gardiyan geldi. Tokatlarla vurdular. Müdür gelip 'Bunu giydirmezseniz sizi s...' dedi.. Sonra beni zorla giydirmeye çalıştılar. Ayağa kalktıktan sonra üzerimi çıkarmaya çalıştım. Akşam saatlerinde gardiyanlar gelip cezaevi müdürünün emri gereği mutlaka tıraş edilmem gerektiğini söylediler. Benim itirazlarıma rağmen ellerimi arkadan zincirleyip yere yatırıp tıraş ettiler."