Özden ATİK / AHT

Bilginler, avukatları Mehmet Asım İplikçioğlu aracılığıyla İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 12 Nisan günü görülen celsede, üye hakim İlhan Karagöz'ü reddetmelerine ilişkin kararın reddedilmesi kararı veren İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararına itirazda bulunduklarını açıklamıştı.

KARAR YARIN

Baba-oğul Bilginler'in 12 yıldan aşağı olmamak üzere hapis istemiyle yargılandıkları davada, yarın karar çıkması bekleniyor.
Bilginler'in itirazını usül gereği bu kez İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi değerlendirdi. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi kararında, 5271 sayılı CMK'nin 22. maddesine hakimin davaya bakamayacağı hallerin ve hakimin reddi sebeplerinin düzenlendiğini ifade etti. Yasanın 24. Maddesinde hakimin tarafsızlığını şüpheye düşürecek diğer sebeplerden dolayı hakimin reddinin istenebileceğinin belirtildiği kararda, yasanın 25. Maddesinde de hakimin tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebeplerden dolayı hakimin reddi hususlarının açıklandığı anlatıldı.

"TARAFSIZLIK KUŞKUSU YOK"

Hakim İlhan Karagöz'ün İşadamı Mehmet Emin Karamehmet'in ceza aldığı davanın kararına koyduğu muhalefet şerhi nedeniyle reddedildiği hatırlatılan kararda  Sedat Bakıcı'nın “Olaydan Kesin Hükme Kadar Ceza Yargılaması ve Ceza Kanunları Genel Hükümleri” kitabından şu alıntı yapıldı:
“Hakimin aynı sanıkla ilgili başka bir dava dosyasında ya da benzer dosyalarda karar vermesi ya da muhalefet şerhi yazarak görüş bildirmesi yasada sayılan ret sebeplerinden kabul edilemez. Yargılamada her bir dosyanın ve her bir sanığın birbirinden bağımsız değerlendirilmesi gerekir. İleri sürülen ret sebebinin nesnel veya akla uygun olması gerekir. Hakimin sanıkla ilgili baktığı başka bir davanın sanık aleyhine sonuçlanmış olması tarafsızlığın kuşku duyulmasını gerektirmez.”  Kararda, ret sebeplerinin 5271 sayılı CMK'nin 22-24 ve 25. maddelerinde belirtilen
hakimin reddi sebeplerinden sayılamayacağından bu bağlamda İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen 22 Mart 2010 tarihli ret kararının usul ve yasaya uygun bulunduğundan itirazın reddine karar verildiği ifade edildi.

“HAKİMİN BEYANLARI HAYAL MAHSÜLÜ”

Bilginler'in avukatı Mehmet Asım İplikçioğlu 12 Nisan'da görülen Etibank davasında
mahkemeye dilekçe sunarak reddi hakim talebini değerlendiren İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin maddi hataya düştüğünü savunmuştu. Dilekçede, “Ret talebimizin nedeni muhalefet şerhinin verilmesi değil, muhalefet şerhindeki maddi vakıanın gerçek dışı oluşudur” denilerek söz konusu AKK şirketi ile müvekkillerinin ortağı olduğu A-Tel arasında hukuki ilişki olduğuna işaret eden herhangi bir bulgu olmadığı ifade edilmişti. Dilekçede, üye hakim İlhan Karagöz'ün beyanlarının hayal mahsülü olduğu ileri sürülerek “Sayın ağır ceza mahkemesi, ret olunan hakimin muhalefet şerhinde dayandığı gerçek dışı olayı, araştırmadan doğru kabul ederek açıkça maddi hataya düşmüştür” denilmişti. İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ret kararında ise “Hakim daha önce sanığın yargılandığı başka bir dosyada mahkumiyet kararı verdi, sanığa karşı husumetini belli etti, bu nedenle kendisinin tarafsız davranacağından şüphe ediyoruz denilmesi mümkün değildir. Uygulamada da aynı sanığın farklı dosyaları nedeniyle aynı mahkemede yargılanıp aynı heyet veya hakim tarafından verilmiş mahkumiyet kararlarının bulunduğu bilinen bir gerçektir. Her dosyanın kendi içinde bağımsız olarak değerlendirilmesi gerekir” denilerek talep reddedilmişti.

12 YIL HAPİSLERİ İSTENİYOR

Dinç Bilgin ile oğlu Önay Şevket Bilgin'in de aralarında bulunduğu 27 sanığın yargılandığı davada, 26 Ocak 2010'da verilen mütalaada, Bilginler'in nitelikli ve teselsülen zimmet suçundan 12 yıldan aşağı olmamak üzere hapislerini talep edilmişti. Savcı ayrıca baba-oğul Bilginler'in banka zararının üç katı kadar da para cezasıyla cezalandırılmalarını istemişti. Mütalaada sanıklar İsmail Hakkı Karakaya, Şükrü Karahasanoğlu ve Zeki Ünal'ın ''nitelikli ve teselsülen zimmet'' suçundan 12 yıldan aşağı olmamak üzere hapisleri; aynı sanıklar ve Murat Yüksel için “müsnet nitelikli dolandırıcılık” suçundan açılan davanın ortadan kaldırılması istenmişti.
Ayrıca sanıklar Mustafa Dinçer, Cahit Demir, Ayşe Emel Tahıl, Ahmet Can, Seda Er ve Ulvi Sezer Peksöz'ün ''Teselsülen zimmet'' suçundan, sanıklar Murat Yüksel ve Haluk Fikret Abuşoğlu'nun ise ''Münferiden basit zimmet'' suçundan 6'şar yıldan 12'şer yıla kadar hapisleri talep edilmişti. Aralarında Mehmet Nail Keçeli'nin bulunduğu 14 sanık için ise beraat istenmişti.