Bunun son örneği İstanbul'da yaşandı. Müşterisinden aldığı 3 bin TL'lik çekin ödenmemesi üzerine yargıya giden işadamı Ahmet Şen, duruşma için 2 yıl sonrasına gün verilince büyük şok yaşadı. Mağdur işadamı dava sonuçlanınca 3 bin liralık çekin hiçbir kıymetinin kalmayacağını dile getirdi. Hukukçular ise iki yıl sonrasına ilk duruşma tarihi verilen davanın 4-5 yıldan önce bitmeyeceği görüşünü belirtiyor.

İstanbul'da tekstil ticareti yapan işadamı Ahmet Şen geçtiğimiz yıl sürekli mal sattığı İsa D.'ye bir parti daha mal verdi. Karşılığında ise 31.12.2009 tarihli 3 bin liralık çek aldı. Çekin vadesi dolduğunda bankaya giden Şen, karşılığı çıkmayınca müşterisine borcunu ödemesi yolunda ikazda bulundu. Ancak bu gerçekleşmeyince yasal süre olan 6 ayın dolmasını bekledi. Bu gerçekleşmeyince de 29 Haziran'da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na 'karşılıksız çek verene sanık hakkında gerekli soruşturmanın açılması ve kamu davası açılması' talebiyle İsa D. hakkında suç duyurusunda bulundu.

Cumhuriyet Savcısı Adnan Ömeroğlu, 24 Eylül'de hazırlayarak İstanbul Şişli Sulh Ceza Mahkemesi'ne gönderdiği iddianamede İsa D.'nin Ahmet Şen'e verdiği çeki ödemediğinin belirlendiğine dikkat çekerek cezalandırılması istendi. İddianamede ilgili suç sebebiyle bir kez cezalandırılması ve çek hesabı açma yasağı konulması talep edildi.

Şişli 3. Sulh Ceza Mahkemesi, Savcı Ömeroğlu tarafından gönderilen iddianameyi kabul etti. Mahkeme 15 Aralık günü duruşma günü ile ilgili olarak şu kararı verdi: "... Aradaki günlerin dolu olması nedeni ile duruşmanın 16/02/20012 günü saat 09.30'a bırakılmasına tensiben karar verildi."

Müşterisinden aldığı çekin ödenmemesi sebebiyle mağdur olan Ahmet Şen, mahkeme tarafından yaklaşık 2 yıl sonrası için duruşma günü vermesinin kendisini hayal kırıklığına uğrattığını dile getirdi. İsa D. ile daha öncede ticari ilişkiler yaptıklarını belirten Şen, önceki yıllarda bu tür sıkıntımlar yaşamadıklarını ifade etti. Müşterisine ait başka senet ve çek'lerinde elinde bulunduğunu anlatan Şen, bunlarla ilgili herhangi bir yasal süreç başlatmadıklarının altını çizdi.

İki yıl sonra görüşülecek davada karar süresinin daha fazla uzayacağına inandığına vurgu yapan Şen, 4-5 yıl sonra ödenecek 3 bin liranın kendisine hiçbir fayda sağlamayacağını vurguladı. Ahmet Şen, yargıda yaşanan bu tür gecikmelerin ticaret yapanları bu tür olaylar için dava açmamaya ittiğini dile getirirken mağduriyetlere yol açtığını bildirdi.

YARGI İŞMEMEZSE DEVREYE MAFYA GİRER

Avukat Sinan Emiralioğlu, 2003'de çıkarılan 2010 yılında ise yeniden düzenlenen çek mevzuatının Türkiye gerçekleriyle örtüşmediğini söyledi. 2003'de çek kanunu hazırlandığında kendilerinin bazı tekliflerde bulunduğunu, bu önerilerin Meclis görüşmeleri esnasında bankaların baskısıyla kanundan çıkarıldığını dile getiren Emiralioğlu, piyasadaki çeklerin güvenilir olmadığın savundu. Ticari anlaşmazlıkların sayısının her geçen gün arttığına işaret eden avukat Emiralioğlu, şu bilgileri verdi: "Yargı sistemimizdeki aksaklıklar var.

Türkiye'nin hiçbir yerinde iş gücünü karşılayan personel ve hakim yok. Ticari anlaşmazlıkların sayısı artıyor ama ihtiyaçlara cevap verecek mekanizma yok. 2 yıl sonrasına duruşma günü veriliyor. Böyle olunca da suçun zaman aşını uğraması söz konusu. Adaletin gecikince hak sahiplerinin hakkını alamıyor. İnsanların yargı eliyle haklarına ulaşamaması sonucunu doğuruyor. Böyle bir sonuçta insanların yargı dışında bireysel mafyavari yöntemle alacaklarını tahsil yoluna gitmesine sebep oluyor. Mafya yoluyla alacağını tahsil edemeyecekler ise ticareti sınırlandırma veya portföyünü küçültme yoluna gidiyor. Bu da ekonomimiz açısından çok zararlı."

Avukat Akyan Şeker de, basit bir çek davası için 2 yıl sonrasına gün verilmesini 'adliyenin tıkanması' olarak görüyor. Gerek alacaklı gerekse borçlu açısından davanın biran evel sonuçlandırılmasının önemine vurgu yapan Avukat Şeker, "Her iki taraf için de yargılamanın biran evvel bitirilip ortadaki suçlunun cezalandırılması gerekir. Biz bunu Avrupa Birliği'ne anlatamayız. Bu davada 2 sene sonra bir karar verilmeyecek. Bir evrak eksikliğinden bir ifade eksikliğinden duruşma tarihi yeniden ertelenebilir. Yani bu dava 4-5 yıl sürebilir." diye konuştu. Yargıya köklü reforma ihtilaç bulunduğunu belirten Şeker, şöyle konuştu: "Alacaklılar alacakların alamıyor. Borçlular açısından ülkemiz imtiyaz ülkesine dönüştü. Korkuyoruz insanlar kendi haklarını kendi haklarını alma yoluna gider diye. Alacaklılar kamuoyuna öcü gibi gösteriliyor. Bu son derece yanlıştır." (Zaman)