İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki işlemleri tamamlanan Çetin Doğan, emekli Tümgeneral Nuri Ali Karababa, emekli albaylar Halil Yıldız, Gökhan Murat Üstündağ, Ümit Özcan ve emekli binbaşı Refik Hakan Tufan, Adli Tabiplikte sağlık kontrolünden geçirildi.

Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne sabah saatlerinde gelen sanıklar öğleden sonra hakim karşısına çıktı.

Yakalama kararları yüzüne okunan sanıklar tutuklandı ve Metris Cezaevi'ne gönderildi.

"Silivri'ye göreve gidiyorum"

Doğan, adliyeden ayrılırken basın mensuplarının ısrarlı soruları üzerine, "Göreve gidiyorum, kısmi seferberlik var, arkadaşlarımın yanına gidiyorum. Bize savunma hakkı verilmeden yasalara aykırı olarak tutukluyorlar, sayın Başbakanın dediği gibi müfteriler iftiralarını ispat etmek zorundadırlar ama ispat etmeden içeri atıyorlar" diye konuştu.

Doğan, daha önce davayla ilgili fikirlerini kamuoyuyla paylaştığını hatırlatarak, "Davanın meşru zemini kalmamıştı, çünkü davanın zemini sayılan 11 CD'nin bir çete tarafından imal edildiği, üretildiği birçok kanıtlarıyla ortaya konulmuştu. Bu haliyle 16 Aralıkta duruşmada kimlik tespitine başlandı. Sıra bana geldiğinde söylediğim söz şu oldu: 'Sayın Başkan, bu dava Türk ulusuna çok pahalıya mal oluyor. Bu davada 196 sanık var, bu 196 sanığın 148 adedi hiç seminere iştirak etmemiş, sadece ve sadece dijital verilerde, imzasız dijital verilerde. Ne kuru imza var, ne dijital imza var. İsimleri geçtiği için burada sanık sıfatındalar. Biz davanın temelini oluşturan 11 nolu CD'nin sahte olduğunu kanıtlamaya hazırız" dedi.

"Belgeler çürük"

Bütün belgelerin çürük olduğunu savunan Çetin Doğan, ''Ortada polislerin hazırladığı tespit tutanakları var'' diye konuştu.

"Davanın meşru bir seyri kalmadı" diyen Doğan, "Gölcük'te çıkan 43 klasörde belge falan yoktur. Polis kendini hakim-savcı yerine koyuyor" dedi.

Karara itiraz edeceklerini ifade eden Doğan, “Eğer itirazımız kabul olmazsa duruşmada savunma yapmayacağız. Avukatlarımız cübbe çıkaracak ve halkı muhatap alacağız. Manifesto hazırlayacağım, iddianameyi ben hazırlayacağım. Savcı ve hakimlere karşı bundan sonra söz bitmiştir. Ağır hasta olsam da bundan sonra hastaneye yatmak yok. Davaya devam edeceğiz" dedi.

"Benim emrime uydular"

"Lütfen evvela bunu konuşalım, bu tartışılsın ve görevlerinden, yabancı ülkelerden koşup buraya gelmiş arkadaşlar bu şekilde serbest kalsın" diyen Doğan, "Geriye 48 arkadaş kalıyor bu seminere iştirak eden. Seminere iştirak eden arkadaşlar, ben ordu komutanıydım, benim emrime uyarak buraya geldiler. Eğer seminerde bir suç isnadı varsa o doğrudan bana yöneltilmelidir. Arkadaşlarıma hiçbir suç isnadı olamaz. Çünkü benim emir komutama, emrime uymak zorundaydılar" dedi.

Bunun dikkate alınmadığını, duruşmaların, kimlik tespitlerinin devam ettiğini anlatan Çetin Doğan, bu arada sahte belgeler üretildiğini ve dosyaya delil eklemeleri yapıldığını savundu. Doğan, delil ekleme işinin aceleyle yapıldığını bunun sonucunda da çok büyük yanlışlıklar yapıldığını öne sürerek, bunların da belgelerde yanlışlıklar yapılması sonucu doğurduğunu anlattı.

Çetin Doğan, Balyoz'un birinci aşamasında "sözüm ona emekli bir asker"in bir gazeteciye teslim ettiği belgelerdeki yanlışlık ve zaman çelişkilerinden daha fazlasının eklenen bu belgelerde görüldüğünü iddia ederek, "Nasıl görüyoruz? Evvela şunu söyleyelim, belgeler çuvallarla çıkarıldı, yaş imza, ıslak imza var diye ortalığa yeni bir bilgi kirliği kampanyası açıldı" dedi.

Bu arada, Albay Cemal Temizöz ile Albay Cengiz Köylü'nün avukatı Hasan Gürbüz adliyeye gelerek karara itiraz etti.

Tutkun Paşa da tutuklular arasında

Bu arada, Balyoz Planı davasının 163 tutuklu sanığından biri de Çanakkale'de yaşayan emekli Tuğgeneral Mustafa Kemal Tutkun oldu.

Balyoz Planı davası operasyonunun üçüncü dalgası kapsamında, 5 Nisan 2010 tarihinde, Çanakkale Merkez'e bağlı Güzelyalı Beldesi'ndeki evi aranan ve daha sonra gözaltına alınan emekli Tuğgeneral Mustafa Kemal Tutkun'un özgürlüğü 10 ay sürdü.

163 sanığın tutuklama kararı kapsamında emekli Tutkun paşanın da önceki gün (cumartesi) Silivri Cezaevi'ne konulduğu öğrenildi. Görülen tüm davalara avukatı Mehmet Altın ile birlikte katılan Tutkun paşanın, 12 Şubat'taki karar duruşmasında da yer aldığı ve kararın yüzüne okunduğu bildirildi.


Çetin Doğan'ın eşi Hürriyet'e konuştu

"Rutubetli odalarda makarna çağı geçti"

"Balyoz" davasında mahkeme salonunda olmadığı için hakkında yakalama kararı çıkan Eski 1. Ordu Komutanı emekli orgeneral Çetin Doğan’ın eşi Nilgül Doğan, emekli ve muvazzaf paşalara karşı top yekün bir siyasi yargı infazı başlatıldığını savundu.

Doğan, “Artık bu haksızlığa karşı ben en ön safta yer alma kararı aldım” dedi. Eşinin sağlık sorunu nedeniyle Silivri’deki duruşmaya gidemediğini, ancak bugün adalete teslim olacağını ifade eden Nilgül Doğan, Hürriyet’e şunları anlattı:

"Sağlıkları çok bozuk"

“Televizyonlarda seyrettim. Işık Paşa, tutuklu yakınlarıyla görüşmüş. Ben ne yazık ki eşimin yanından ayrılamadığım için gidemedim. Tutuklu yakınlarının çoğu Ankara’dan. Davayı izlemek için Harbiye Orduevi’nde kalıyorlar. Ne diyecek, ne anlatacak tutuklu yakınları? Yapılan haksızlıkları, adaletsizliği anlatıp kendilerine yardımcı olunmasını istemişlerdir.

Bakın bu insanların sağlıkları çok bozuk. Tam da sağlıklarına dikkat etmeleri gereken yaştalar. Rutubetli cezaevleri odalarında kalacak, sürekli makarna yiyecek durumda değiller. Bunları anlatmışlardır tutuklu yakınları.

Ben artık karar verdim. Bu haksızlığa karşı neler yapabiliriz, nasıl örgütlenebiliriz, yasal başka ne gibi haklarımız var, sesimizi tüm dünyaya nasıl duyururuz, bunun için çalışacağım. Çok geniş katılımlı bir platform kurmak için harekete geçeceğim.

Kararlıyım, artık beni en ön saflarda göreceksiniz. Onlar da görecekler. İnanıyorum ki bu insanları haksız yere suçlayanlar da gün geldiğinde adalete hesap vereceklerdir.”



Cnn Türk