Timuroğlu, hemen hemen hergün CoCo Bar'a takıldıklarını sözlerine ekledi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Birleştirilen Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında tutuklu sanık Erhan Timuroğlu, kısa bir savunma yaptı. Savunmasında hiçbir ayrıntıya değinmeyen ve 5-10 dakika gibi kısa bir sürede savunmasını tamamlayan Timuroğlu'nun soruşturma aşamasında Emniyet Müdürlüğü'nde verdiği ifadesi Başkan Köksal Şengün tarafından okundu.

Sanık Timuroğlu, Cumhuriyet gazetesi bahçesine 3. kez bomba atılması olayıyla ilgili, "Osman Yıldırım o gün telaşla beni arayarak Mecidiyeköy'de buluşalım dedi. Ben de İbrahim Genç parasını vermediği için onun yazıhanesine gidelim diye çağırdığını düşündüm. Buluşma noktasına gittiğimde önce Alparslan Arslan geldi. Ardından da Osman ile İsmail geldi. Alparslan, 'Benimle misiniz?' diye sordu. İyi bir arkadaştı. Tek başına gönderirsek ve başına bir iş gelirse çok üzülürüm diye beraber gitmeyi kabul ettim. İsmail de bizimle geldi. Osman orada kaldı. Alparslan, İsmail'e bir başörtüsü verdi ve bahçeye atarsın dedi. Taksiyle gazetenin yakınlarına gittik. Alparslan, Allah-u Ekber deyip hukuk dilinde benim anlamadığım bir şeyler söyleyerek el bombasını attı. Hemen ardından da ikimiz birlikte kaçtık. İsmail de farklı bir tarafa doğru kaçtı. Uzaklaştıktan sonra Alparslan ile ben bir camiye girerek namaz kıldık, ardından da CoCo bara gittik." diye konuştu. Timuroğlu, hemen hemen hergün CoCo Bar'a takıldıklarını sözlerine ekledi.

Sanık Timuroğlu, Danıştay suikasti konusuyla ilgili de, "Osman Yıldırım, Tekin ve İsmail'in parasını vermemişti. Hatta İsmail, onu bu nedenle ayaklarından vuracağını söyledi. Osman ile bir araya geldiğimizde yanında Alparslan Arslan da vardı. Osman vaad ettiği parayı birinden almak için Ankara'ya gitmeyi önerdi. Biz de beraber Ankara'ya gittik. Danıştay konusu filan geçmedi. Sadece bir avukatlık işi olduğunu ve para alacağını söyledi. Ankara'ya gittiklerinde Alparslan ile Ankara'yı gezdik. Bir ara işi olduğunu söyleyip arabanın anahtarını verdi. İki gün sonra da Osman, 'Bu adam başını belaya soktu.' diyerek bizi otobüse bindirip İstanbul'a gönderdi. Kendisi de bir avukatlık işi olduğunu, hallettikten sonra geleceğini söyledi." şeklinde savunma yaptı. (CİHAN)