İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında kapatılan Kuleli Askeri Lisesi, Vaniköy, Beykoz bölgelerinde yaşananlar ve Çengelköy Polis Merkezi'nin işgal edilmesi ile burada çıkan olaylarda 8 kişinin şehit edilmesine ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı.

Soruşturma sonunda hazırlanan bin 318 sayfalık iddianamede, çıkan olaylarda şehit düşen Burak Cantürk, Fatih Dalgıç, Gökhan Esen, Halil Kantarcı, Kader Sivri, Murat Akdemir, Mustafa Cambaz, Osman Yılmaz ''maktul'', 16 kişi mağdur, 195 kişi ''müşteki'', aralarında 39 rütbeli asker ve 9 askeri öğrencinin de bulunduğu 76'sı tutuklu 103 kişi de şüpheli sıfatıyla yer alıyor.

Darbe girişimi gecesinde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Kuleli Askeri Lisesi'nde yaşananlar ve buradan çıkan şüphelilerin Çengelköy Polis Merkezi'ni işgal etmesi ile Vaniköy ve Beykoz bölgelerinde karıştıkları olayların anlatıldığı iddianamede, çıkan olaylarda 8 kişinin şehit edildiği, aralarında vatandaş ve kolluk görevlilerinin de bulunduğu 135 kişinin ''kasten öldürmeye teşebbüs'' suçuna maruz kaldığı, bunlardan 62'sinin silahla vurularak yaralandıkları kaydedildi.

Çıkan olaylarda 33 vatandaşın hürriyetinin kısıtlandığı, 11 müştekinin ''kasten yaralamaya'' maruz kaldığı, 46 kişinin aracına ve iş yerine zarar verildiği belirtilen iddianamede, aralarında Çengelköy Polis Merkezi'nin de bulunduğu 5 kamu binasının da hasar gördüğü vurgulandı.

İddianamede, askeri lisenin komutanları eski albaylar Mürsel Çıkrıkçı ve Muammer Aygar'ın da aralarında bulunduğu 39'u rütbeli, 9'u askeri öğrenci olmak üzere 76'sı tutuklu 103 şüpheli hakkında, ''Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'', ''TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs'', ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs'' ve ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile on beşer yıla kadar hapis cezası istendi.

İddianamede, bazı şüphelilerin de ayrıca ''kasten öldürme'', ''kasten öldürmeye teşebbüs'', ''kasten yaralama'', ''kişiyi hürriyetinden yoksun kılma'', ''mala zarar verme'' ve ''iş yeri dokunulmazlığı ihlali'' gibi suçlardan cezalandırılması talep edildi.

Başsavcılıkça onaylanan iddianame, İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.

İmamın derdest görüntüleri iddianamede

1.318 sayfalık iddianamede darbecilerin kalkışma sırasındaki eylemlerinin yer aldığı bazı güvenlik kamerası kayıtları da yer aldı. İddianamede, Çengelköy Mahallesi Kuleli Caddesi Kuleli Askeri Lisesi karşısında bulunan Kuleli Kaymak Mustafa Paşa Camisi'ne ne ait güvenlik kamerası görüntülerinde, şüpheli darbeci askerlerin cami imamı Osman Nuri Keskin'i derdest ederek götürdükleri görülüyor. İddianamede, cami imamının gözaltına alınmasıyla ilgili şüpheli astsubay Gökhan Ceren'in beyanında, ''Camilerden bütün halkın sokağa çıksın şeklinde anonslarını duymamız üzerine Okul Komutanı Mürsel Çıkrıkçı, cami imamını getirmemiz için emir verdi. Bizde imamı aldık getirdik'' ifadeleri yer aldı.

Müşteki olarak ifadesi alınan imam Osman Nuri Keskin de ''Kalkışma sırasında seladan hemen sonra, saat tahminen 00.30 sıralarında kanunlar çerçevesinde, halkımız sokağa çıksın taşkınlık yapılmasın diye anons edildi. Bunlar merkezi sistemden oldu. Bu anons yapıldıktan sonra 40 veya 50 kişilik bir asker grubu geldi. Bana hitaben 'sen sela verip milleti sokağa döküyorsun. Sen kim oluyorsun da bu milleti sokağa döküyorsun, çık dışarıya, çıkacaksın' diye bağırdılar. Beni buradan alıp lisesinin nizamiye kısmına götürdüler. Burada rütbeli bir asker beni tehdit ederek 'sen şimdi git eğer bu sela sesleri bir daha çıkarsa nereye götüreceğimiz sen düşün' diyerek tehdit etti'' dedi.

Kuleli Askeri Lisesi'ndeki faaliyetleri sevk ve idare eden şüpheli Albay Muammer Aygar'ın bu durum karşısında anonsların yaptırılmaması ve sela okunmaması için şüpheliler Gökhan Ceren ve Ferhat Bayar'ı, imamın ikamet ettiği cami üzerindeki konutuna gönderdiği anlatılan iddianamede, şüphelilerin müştekiyi buradan alarak zorla Kuleli Askeri Okulu nizamiyesine getirdikleri belirtildi.

Şüpheli Aygar'ın camiden anons yapılmaması konusunda imam Keskin'i uyardığı, "sen şimdi git eğer bu sela sesleri bir daha çıkarsa nereye götüreceğimizi sen düşün? " yönünde sözler söylediği kaydedilen iddianamede, müştekiye yönelik eylemlerin bütünüyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu ifade edildi. (AA)