ABDULLAH KILIÇ

Eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Özden Örnek’le birlikte 163 askerin tutuklanma nedeni Gölcük Donanma Komutanlığı’nda ele geçirilen belgelerdi. Savcılık, mahkemeye gönderdiği belgelerin ‘Dijital Veri Raporlama Sistemi’ sonuçlarına göre ‘gerçek’ olduğunu savundu. Savcılığa göre, bu sistemle belgelerin nerede hazırlandığı, sonra nerelere gittiği ve en son kim tarafından kaydedildiği ortaya çıkarılmıştı. İşte iki eski kuvvet komutanı da ‘Suga’ ve ‘Oraj’ planlarıyla ilgili isimlerinin geçtiği belgeler yaktı. İddiaya göre, sistem sayesinde Örnek ve Fırtına’nın haberdar olduğu, bazı belgelerin onların emriyle hazırlandığı ya da bizzat suç teşkil eden yazıların iki komutanın onayından geçtiği saptandı. 

Yeni belgeler yeni delil oldu 
Balyoz davası 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ederken Aralık ayında Gölcük Donanma Komutanlığı’na baskın yapıldı. Bir subayın odasında döşeminin altında çuvallarla evrak çıkarıldı. Savcılık belgeleri inceleyerek, 43 klasörde topladı. İddiaya göre bu klasörlerdeki belgeler ‘Balyoz Darbe Planı’nın devamı niteliğindeydi. Belgelerde Mart 2003’te İstanbul’da yapılan seminerde ele alınan ve ‘darbe teşebbüsü’ olarak değerlendirilen ‘Balyoz planı’ içinde yer alan ‘Suga’, ‘Oraj’ gibi planların da detayları vardı. Mahkeme bu belgeler doğrultusunda önceki günkü duruşmada 163 Balyoz sanığı hakkında yeniden tutuklama kararı verdi. Mahkeme, yeni belgelerin ‘yeni delil’ olduğunu, buna göre sanıkların kaçma ya da delilleri karartma ihtimali olduğunu da gerekçe gösterdi. 

Dijital kanıt 
Radikal, mahkemenin belgeleri delil kabul etmesiyle ilgili önemli bir detaya ulaştı. Savcılık, Gölcük’te ele geçirilen ve bazıları ıslak imzalı olmayan belgelerin ‘Dijital Veri Raporlama Sistemi’ sonuçlarına göre gerçek olduğunu savundu. Bilgisayar ortamındaki bir belgenin ilk nerede oluşturduğu, nerelere aktarıldığı ve en son nerede kaydedildiğini saptayan bu sistem iddialara göre Gölcük belgelerini teyit ediyordu. Yine iddialara göre, sistem sayesinde Örnek ve Fırtına’nın da aralarında bulunduğu emekli ve muvazzaf paşaların planlardan haberdar olduğu, bazı belgelerin onların emriyle hazırlandığı ya da bizzat suç teşkil eden yazıların iki komutanın onayından geçtiği saptandı. 

Örnek ve Fırtına belgeleri 
İki eski kuvvet komutanının tutuklanması Türkiye’de ilk kez oluyor. İki komutanın tutuklanmasına neden olansa yeni belgelerin ‘Oraj’ ve ‘Suga’ darbe planlarıyla yakın irtibatlı olduğu iddiası. Donanma Komutanı olduğu dönemde Örnek’e ait olduğu öne sürülen bir belgede ‘milli mutabakatın oluşturulması’ için ülke genelinde eylem yapılması isteniyor. Başka bir belgede Örnek ‘‘Suga Kuvvetleri Komutanı’ olarak anılıyor. Fırtana’nın da ‘Harp Akademisi Komutanı’yken sıkıyönetim ilan edilmesi ilgili planları yönettiği öne sürülüyor. Fırtına’yla ilgili en ciddi iddialardan biri de eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Cumhur Asparuk’la ilgili. Sıkıyönetimin ilanıyla birlikte Asparuk’un tutuklanması istendiği belirtiliyor. 

Sanık yakınları yolu trafiğe kapattı
Balyoz davası kapsamında haklarında yakalama ve tutuklama kararı verilen sanıkların yakınları dün Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi önünde eylem yaptı. Yaklaşık 100 kişilik grup, saat 13.00 sıralarında adliye önünde biraraya geldi. Grup, adliye önündeki Çırağan Caddesi’ni bir süre trafiğe kapatarak karara tepki gösterdi. Grup daha sonra, “Türkiye laiktir, laik kalacak” sloganları atarak alkışla tepkilerini dile getirdi. {İSTANBUL/DHA}

22 Şubat 2010’da başladı

163 asker hakkında tutuklama kararına kadar giden süreç şöyle gelişmişti:
Balyoz Eylem Planı 20 Ocak 2010’da Taraf gazetesinde yayımlandı. Gazete, belgeleri savcılığa verdi. Bu belgelere göre 2003 tarihinde 1. Ordu Komutanlığı’ndaki seminerde darbe planları yapılmıştı. Camiler bombalanarak, uçaklar düşürülerek kaos çıkartılmasının planlandığı öne sürüldü.
İlk operasyon 22 Şubat 2010’da yapıldı. 10 Mart’a kadar 41 muvazzaf ve emekli asker tutuklandı.
Avukatlar ‘tahliye’ taleplerinde bulundu. ‘Tutuklama, itiraz, tahliye’ kararları ve bu kararların gerekçeleri peş peşe geldi.
İlk tahliye kararı 13 Mart’ta iki askerle başladı. 1 Nisan’da dönemin nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimi Oktay Kuban, 19 kişiyi serbest bıraktı.
Tahliyelerle adliye içinde gerilim yaşandığı iddiaları ortaya atıldı. 

‘Hâkim Oktay Kuban imzalı’ kararlara savcılar itirazda bulundu. Serbest bırakılanlar için 4 Nisan’da ‘yakalama kararı’ çıkarıldı. Bu kararla emekli ve muvazzaf askerler adliyeye geldi, tutuklanarak cezaevine konuldu. İddianame yazılmaya devam edilirken mahkemelerden yine tahliye kararları gelmeye başladı. Ve savcılığın iddianamesinin mahkemece kabul edildiği 19 Temmuz 2010’da 196 sanığın tamamı serbestti. Bu süre içerisinde HSYK’daki denge değişti ve Balyoz davasında tahliye kararlarını veren hâkimler başka yerlere atandılar.
Savcılar iddialarını yeni belgeler le güçlendirmeye çalışırken sanık avukatları 2003 tarihinde oluşturulduğu öne sürülen ve darbe planlarını içeren delil CD’lerinin sahte olduğunu ve sonradan oluşturulduğunu öne sürdü.



Radikal