(AA - DHA) -- Dink ailesinin avukatları cinayet gününe ilişkin görüntülerde şüpheli bir kişinin 14.53’te Akbank önünde ve 11.16’da Saray Kumaşçılık önünden cep telefonu ile konuştuğunun tespit edildiğini bildirmişti.

Bu kişinin kimliğinin tespit edilebilmesi için konuştuğu iki noktanın Turkcell, Vodafone ve Avea için baz istasyonu bilgilerinin tespit edilmesi, ikinci aşamada ise elde edilen baz istasyonlarından 19 Ocak 2007 günü saat 11.10 ila 11.25 saatleri ve 14.45-15.00 zaman aralarında yapılan tüm görüşmelerin listesinin ve listedeki telefon numaralarının kimlere ait olduğunun tespit edilmesi istenmişti

Uzun süre kayıtları göndermeyen TİB, Temmuz ayında istenilen kayıtları bugün mahkemeye ulaştırdı.

CD içerisinde gelen görüşme kayıtları ile ilgili bir de üst yazı gönderildi. Kayıtlara ilişkin açıklama yapılan üst yazıda, Turkcell bölgeyi kapsayan 6 baz istasyonu olduğunu, Vodafone ise 4 baz istasyonu olduğunu bildirdi.

Avea ise, bölgeyi kapsayan 4 baz istasyonu olduğunu ancak bunlardan 2’sinin cinayet günü olan 19 Ocak 2007’den sonra kurulduğunu belirterek, 2 baz istasyonuna ait kayıtları gönderdi.

Kayıtlarda, belirtilen saatlerde cinayet bölgesindeyken arayan ve aranan telefon numaraları ve söz konusu telefon numaralarının kim üzerine kayıtlı olduğu bilgisi yer alıyor.

Turkcell, Vodafone ve Avea’nın cinayet bölgesini kapsayan baz istasyonları bilgisi ve o baz istasyonlarından, avukatların istediği saatlerde yapılan görüşmelerin kayıtları İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından incelemeye alındı.

Dink ailesinden karar düzeltme talebi

Bu arada Hrant Dink'in ailesinin avukatı Fathiye Çetin, "Şahların Labirenti" adlı belgesele ilişkin açtığı tazminat davasında yerel mahkemenin verdiği kısmen kabul kararını bozan Yargıtay 4. Hukuk Dairesinden kararını düzeltmesini istedi.

Avukat Çetin tarafından Yargıtay 4. Hukuk Dairesine gönderilmek üzere İstanbul 4. Asliye Hükuk Mahkemesine verilen dilekçede, davacılar Rahil, Delal, Arat ve Sera Dink tarafından "Şahların Labirenti" adlı belgeselde Hrant Dink'in kişilik haklarının zedelendiği ve gerçeğe aykırı bilgiler verildiği iddiasıyla davalılar TRT, Bey Yapım adına Saitbey Polat ve Ökkeş Şendiller aleyhine tazminat davası açıldığı hatırlatıldı.

İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin talebin kısmen kabulüne karar verdiği belirtilen dilekçede, davalıların temyiz başvurusu üzerine kararı inceleyen Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin yerel mahkemenin kararının bozulmasına hükmettiği belirtildi.

Bozma kararının gerekçesiz olduğu savunulan dilekçede, yerel mahkeme kararının hangi yönlerden yanlış olduğu tartışılmadan karar verildiği öne sürüldü.

Bozma kararında, dava konusu yayının "gerçeklik, doğruluk, tarafsızlık ilkelerine uygun olduğu" görüşüne yer verildiği, ancak yayın içeriğine bakıldığında "gerçeklik ve doğruluk ilkelerine uygunluk"tan bahsetmenin mümkün olmadığı savunulan dilekçede, şöyle denildi:

Maraş katliamı

"Maraş katliamı ile ilgili yapılan yargılamalarda, tartışmalarda, olay anlatımlarında, tanıklıklarda ve benzeri yazılı ya da görsel herhangi bir materyalde bugüne kadar Hrant Dink ile ilgili herhangi bir ize, emareye, imaya dahi rastlanmamıştır. Davalılar tarafından dosyaya bu yönde herhangi bir bilgi, belge, delil sunulmamıştır. Hal böyleyken, sayın daire hangi gerekçeyle yayının doğru ve gerçek olduğu kanısına ulaşmıştır, bunu neden izah etmemiştir? Üstelik, davalı Ökkeş Şendiller ırkçı ve ayrımcı olduğunu düşündüğümüz sözleri sarf ederken bütün ekranı kaplayacak şekilde Hrant Dink'in fotoğrafı izleyiciye sunulmuştur. Eğer Hrant Dink'in anılan olayla herhangi bir ilgisi yok ise ki yoktur, davalıların onun adını ve fotoğrafını neden kullandıklarını ve bu yayının nasıl hukuka uygun olabildiğini sayın daire izah etmelidir."

Dava konusu yayının tarafsızlık ilkesine de aykırı olduğu iddia edilen dilekçede, bozma kararının kaldırılarak, yerel mahkemenin kararının onanması istendi.