Dink'i 2004 yılında İstanbul Valiliğine çağırarak uyardığı iddia edilen MİT görevlileri Özel Yılmaz ve Handan Selçuk hakkında, Dink ailesi avukatlarının başvurusu üzerine soruşturma başlatılmıştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yaklaşık 1 yıldır yürütülen soruşturmada Eylül ayında takipsizlik kararı verildi. 29 Eylül tarihinde verilen kararda "Şüphelilerin üzerlerine atılı suçun görevi ihmal veya görevi kötüyle kullanma suçlarını düzenleyen maddeleri ihlal eder nitelikte olduğu ancak zaman aşımı tarihi dolduğundan kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği" ifadeleri yer aldı.
 
Kararı alan avukatlar, Sincan Ağır Ceza Mahkemesi'ne itiraz etti. Başsavcılığın kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının bozulmasını talep eden Dink ailesi avukatları dilekçede, kanunlara göre söz konusu kişilerin Hrant Dink cinayetini engellemek, koruyucu ve önleyici tedbirler almakla yükümlü oldukları belirtildi. Bu yükümlülüklerini yerine getirmedikleri için TCK'nın 83. maddesine göre Hrant Dink cinayetinden sorumlu oldukları kaydedildi.
 
Avukatlar, dilekçede, "Şüphelilerin eylemleri açıktır. Yasadan kaynaklanan görevlerini yerine getirerek önlem almış olsalardı Hrant Dink'in öldürülmesine engel olacaklardı. Olmadılar. O halde eylemleri ihmal yoluyla insan öldürmedir. Kasten insan öldürme eylemini ihmali davranışla işlemişlerdir. Bu suçtan yargılanmaları gerekir. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilerek bu yargılamanın önünün kesilmesi hukuki değildir." dedi.



Zaman