Aksakal, talep gerekçesinde sanıklar arasında hukukî ve fiilî bağ bulunduğuna dikkat çekti. Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi, talebi oyçokluğuyla kabul etti. Mahkeme ayrıca sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Ergenekon'un Erzincan yapılanmasında yönetici olmakla suçlanan 1 numaralı sanık 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk, dünkü duruşmaya da katılmadı.

Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın dünkü duruşmasında Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ve Eskişehir İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Recep Gençoğlu, Erzincan İl Jandarma Komutanı Albay Ali Tapan ve MİT Erzincan Şube Müdürü Şinasi Demir'in de bulunduğu 10'u tutuklu 14 sanık katıldı. MİT Erzincan Şube Müdürü Şinasi Demir, hakkındaki suçlamaları reddetti. Mahkeme Başkanı Mustafa Karatay'ın, gizli tanık 'Erzincan'la kaç görüşme yaptığını sorması üzerine Demir, 3 görüşme yaptıklarını söyledi.

MİT mensubu Kıvılcım Üstel ise gizli tanık 'Erzincan'la MİT Müsteşarlığı'nın bilgisi dahilinde görüştüğünü anlattı: "Ben gizli tanık 'Erzincan'la 12 Mayıs-15 Haziran 2009 tarihleri arasında görüştüm. Daha sonra konu değişikliği nedeniyle bu kişiyle görüşmeyi kestim." Mahkeme Başkanı Mustafa Karatay, çapraz sorgusunda Üstel'e gizli tanık 'Erzincan'dan cemaat evlerine silah veya yasa dışı evrak koymasını isteyip istemediğini sordu. Üstel, "Gizli tanık 'Erzincan'dan cemaat evlerine silah veya yasa dışı bir evrak koymasını istemedim." cevabını verdi. MİT mensuplarının ardından avukatları Sadullah Kara da savunmasını yaptı. Kara, gizli tanık Erzincan'ın kimliğini deşifre etti. Müvekkillerinin gizli tanık 'Erzincan' tarafından öne sürülen eylemlerle suçlandığını söyledi. Kara, şu ifadeleri kullandı: "Gizli tanık 'Erzincan' olarak bilinen Abdulvahap Güllü ile bu Yüzbaşı'nın aynı cemaat evinde kalıyor olması ve MİT'in internet sitesine 4 kez ısrarla e-mail göndermiş olması, müvekkillerimin bu işin içine çekilmek istendiğini açıkça gösteriyor. Önceden Jandarma İstihbarat'ın haber elemanı olan, ardından da polise muhbirlik yapan gizli tanık Erzincan, kendisine servis edilen cemaatlerle ilgili isim, telefon ve adresleri MİT'e servis yapmıştır. Gizli tanık Erzincan'ın, Diyarbakır'dan Erzincan'a gelip, Fethullah Gülen grubuna ait kurum ve kişiler hakkında çok kısa sürede geniş ve kapsamlı isim ve diğer bilgilere ulaşması mümkün değil. Bu bilgilerin kendisine başka bir birim tarafından servis edildiğine inanıyoruz. Bu birimi de mahkeme heyeti araştırıp ortaya çıkartsın. Erzincan'ın Jandarma İstihbarat'la irtibatlı olduğuna inanıyorum."

Mahkeme Başkanı Mustafa Karatay, tutuklu sanıklardan Astsubay Orhan Esirger'e, evinde yapılan aramada 700'e yakın mermi ele geçirildiğini hatırlattı. Bu sayının fazla olup olmadığını sordu. Esirger, kendisine ait 2 ruhsatlı tabancasının bulunduğunu belirterek, "Söz konusu mermiler, 2 silaha ait biriktirdiğim mermilerdir.'' yanıtını verdi. Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Taner Aksakal ise davanın, Albay Dursun Çiçek'in de yargılandığı, 'Kaos Planı' davası ile birleştirilmesini talep etti. Aksakal, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada yargılanan sanıklar ile Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada yargılanan sanıklar arasında hukukî ve fiilî bağ bulunmasını, talebine gerekçe olarak gösterdi.

Sanık İlhan Cihaner'in avukatı Baki Lütfü Uzun, kendi davalarının İstanbul'daki davayla bir ilgisinin bulunmadığını savundu. Birleştirme talebinin reddedilmesini istedi. Saldıray Berk'in avukatı Zeynel Yüksel de birleştirme talebine karşı çıktı. Duruşmada söz alan İlhan Cihaner de iddia makamının, dava dosyasıyla ilgili talebini doğru bulmadığını dile getirdi. Cihaner, "Bu dava dosyasının Dursun Çiçek'in yargılandığı davayla hiçbir bağı bulunmamaktadır. Dursun Çiçek'in, iddianamede belirtildiği gibi Erzincan'a gelmediği anlaşılmıştır. Erzincan'a geldiğine dair bir delil yoktur. Benim Erzincan'da cemaatlere yönelik düzenlediğim operasyonların, Dursun Çiçek imzalı 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' ile bir ilgisi yoktur.'' dedi. Mahkeme heyeti ise savcının birleştirme talebini, 'iki dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesiyle' oy çokluğuyla kabul etti. İstanbul'daki mahkemenin muvafakat (onama) vermesi durumunda davalar birleştirilecek.


Zaman