ADANA (A.A) - 
     Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasında, hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açılan tır şoförü Vedat Yılmaz (45) ve boğazını keserek öldürmeye teşebbüs ettiği öğretmen eşi müşteki Özlem Yılmaz (43) hazır bulundu.
     Sanık Vedat Yılmaz, savunmasında, boşanma aşamasında oldukları eşi Özlem Yılmaz'ı 22 Şubat tarihinde görev yaptığı merkez Yüreğir ilçesi Mustafa Kemal Paşa Bulvarı'ndaki Enver Kurttepe Lisesi önünde maket bıçağıyla öldürmeye teşebbüs ettiği suçlamasını kabul etmedi.
     Eşinin, Kocaeli'nin Gebze ilçesinde birlikte oturdukları evden ayrılarak Adana'ya geldiğini belirten sanık Vedat Yılmaz, olayın para meselesinden kaynaklandığını söyledi.
     Sanık Vedat Yılmaz, eşinin kendisinden habersiz olarak 13 bin 500 lira parasını aldığını ve bu parayı istemek üzere olay tarihinden bir süre önce Adana'ya geldiğini belirterek, savunmasını şöyle sürdürdü:
     ''Eşimin benden aldığı parayı vermesi için bekledim. Son olarak olay yerinde buluştuk. Bana parayı vermek için bir bankaya kredi başvurusunda bulunduğunu, ancak onaylanmadığını söyledi. Kendisine benimle dalga geçtiğini, oyaladığını söyleyince hakaret etti. Daha sonra elini çantasına atınca silah çıkaracağını sanıp korktum ve üzerimdeki maket bıçağını çıkarıp üzerine atladım. Amacım elindeki çantayı koparmaktı. Kendisi 90 kilo, ben ise 60 kiloyum. Maket bıçağını da kendisine gücüm yetmeyeceği için çıkarmıştım. Boğuşma sırasında boğazı ve yüzü kesildi. Amacım öldürmek değildi. Zaten istesem o sırada veya daha önce öldürürdüm. Eli çantasından kurtulduğu anda kendisini bıraktım ve maket bıçağını yere attım. Daha sonra da orada durup polislerin gelmesini bekledim.''
     Müşteki Özlem Yılmaz da sanığın savunmalarındaki ifadelerinin doğru olmadığını söyledi.
     Ayrılma aşamasında oldukları kocasının parasını almadığını, aksine birlikte olduklarında kendisinin maaşıyla geçimlerini sağlamaya çalıştıklarını anlatan Özlem Yılmaz, ''Bizim hiç bir zaman birikmiş paramız olmadı. Kendisinden şikayetçiyim ve cezalandırılmasını istiyorum'' dedi.
     Özlem Yılmaz, görev yaptığı okula nöbetçi olduğu için sabah erken saatte gittiğini belirterek, şunları söyledi:
     ''Okulun önündeki duraktan öğrencilerle birlikte otobüsten indim. İner inmez elindeki yeşil saplı maket bıçağıyla herhangi bir şey söylemeden önce boğazıma vurdu. Kurtulmaya çalışırken maket bıçağıyla vurmayı sürdürdü. O sırada kendisine engel olmak isteyen bir kişiye de maket bıçağını salladı. Boğazıma ve yüzüme vurduğu için üzerimdeki paltoyu kafama sardım. Bunun üzerine maket bıçağıyla ellerime vurmaya başladı. Elimdeki bazı kaslar kesildi. Daha sonra polisler geldi ve sanığı etkisiz hale getirdi. Polis sanığın beresiyle yarama tampon yapınca 'onun pis beresini bana sürmeyin' dedim. Daha sonra tesadüfen oradan geçen bir doktor bayan bana müdahale etti. Ben kendisine hakaret etmedim, elimi çantamın içine atmadım. Beni daha önce 'kafanı koparırım' diyerek tehdit ediyordu. Bu olaydan dolayı çok mağdur oldum ve insan içine çıkamıyorum.''
     Mahkeme heyeti, olay yeri yakınında bulunan görgü tanıklarının dinlenmek üzere tespit edilmeleri, olaya müdahale eden polis memurları ve kadın doktorun tanık sıfatıyla çağrılmaları ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
    
     -İDDİANAMEDEN-
    
     ''Öldürmeye teşebbüs'' ettiği suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hakkında dava açılan, olayın teşebbüs aşamasında kalması nedeniyle de TCK'nin 35/2 maddesinin uygulanması istenen sanıkla ilgili iddianamede şu ifadelere yer verilmişti:
     ''Sanık Vedat Yılmaz suç tarihinde Şirinevler Mahallesi'nde kendinden habersiz 13 bin 500 lira parasını aldığını iddia ettiği eşi Özlem Yılmaz'ı, ele geçirilemeyen maket bıçağıyla sağ yanağından kulak memesine kadar uzanan 9 santimetre, ensesinden başlayıp sol kulak memesine kadar uzanan 12 santimetre, bu yaranın hemen altında 15 santimetre ve boynunun sol tarafından 10 santimetre kesikler oluşacak şekilde yaraladı. Özlem Yılmaz da olay sırasında sanığa karşı direndi. Sanığın, mağdur Özlem Yılmaz'ı ölümle tehdit ettiği de mağdur ve tanık beyanlarında anlaşıldı.''