Denizcilik İhtisas Mahkemesi, İstanbul 4. Ticaret Mahkemesi ile Yargıtay arasında yıllardır gidip gelen dava, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülecek. Konuyu yargıya taşıyan Doğa Savaşçıları Çevre Koruma Derneği Başkanı Zafer Murat Çetintaş, geçtiğimiz pazartesi günü başlayan davanın tam anlamıyla bir hukuk ayıbı olduğunu söyledi. 2002 yılında akaryakıt taşıyan Malta bandıralı Gotia isimli gemi İstanbul Boğazı'nı geçerken kontrolden çıkıp Emirgan iskelesine çarparak büyük bir çevre kirliliğine yol açmıştı.

Doğa Savaşçıları Çevre Koruma Derneği yetkililerinin, 6 Ekim 2002 tarihinde Emirgan iskelesine çarparak, İstanbul Boğazı'nı petrole bulayan geminin neden olduğu çevre kirliliği ile ilgili açtığı tazminat davası geçtiğimiz pazartesi günü İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görüldü. Dernek Başkanı Zafer Murat Çetintaş'ın da hazır bulunduğu duruşmada, davanın hangi mahkemede kalacağı karara bağlandı. Buna göre dava, Yargıtay 17 Hukuk Dairesi'nin öngördüğü gibi İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülecek. Bilirkişi için İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Su Dekanlığı'ndan 3 öğretim üyesi istenecek. Bu üç kişilik heyette 1 deniz hukukçusu, 1 uzak yol kaptanı ve 1 de deniz kirliliği ile su ürünlerinin tespitini yapabilecek uzman bulunacak. Davacı ve davalı vekilleri, tüm delillerini 30 gün içinde mahkemeye teslim edecek. Davanın gelecek duruşması 7 Ekim 2010'da yapılacak.

Konuyu yargıya taşıyan Doğa Savaşçıları Çevre Koruma Derneği Başkanı Zafer Murat Çetintaş, davanın tam anlamıyla bir hukuk ayıbı olduğunu söyledi. 2002 yılından bu yana hukuk mücadelesi verdiklerini belirten Çetintaş, yılan hikayesine dönen dava sürecini şöyle anlattı:

"Kazanın olduğu sene bir kısım küçük balıkçıların zararları uzlaşma yoluyla karşılandı. Ancak petrolün yayılma alanı adalara kadar gittiği için zarar çok daha büyüktü. Biz dernek olarak, Sınırlı Sorumlu Marmara Bölgesi Su Ürünleri Kooperatifleri Birliği adına talepte bulunduk fakat bu talebimiz kabul edilmedi. Biz de İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde geminin sahiplerine dava açtık. Davada belli bir yol aldık, delilleri topladık. O zamanlarda Denizcilik İhtisas Mahkemesi kuruldu. Bunun üzerine Ticaret Mahkemesi de 'Ben görevsizim' diyerek dosyayı Denizcilik İhtisas Mahkemesi'ne gönderdi. Bu mahkeme ise davadan sonra kurulduğu gerekçesiyle dosyayı tekrar Ticaret Mahkemesi'ne gönderdi. Dolayısıyla iki mahkeme arasında uyuşmazlık çıkınca dosya, davaya yer belirlenmek üzere Yargıtay'a gitti. Yargıtay da görevin Ticaret Mahkemesi'nde olduğuna hükmetti.''