10. Sulh Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya, "suçu bildirmeme" gerekçesiyle 1 yıl hapis cezası istemiyle yargılanan polis memurları Ş.Ü. ve C.İ, "görevi kötüye kullanma" suçundan 6 ay ile 2 yıl arasında hapis cezası istenen Doktor A.K. ile Fevziye C'nin avukatları katıldı.

Sanık polis memuru Ş.Ü. savunmasında, olay günü polis merkezi koridorundaki bankta oturan ve yanında iki polis memuru bulunan Fevziye C'nin polisler hakkında hakaret içerikli sözler söylediğini, fakat kadına yönelik vurma, tehdit, hakaret gibi bir eylemin yapılmadığını bildirdi.

Koridordan bir süreliğine ayrıldığını, döndüğünde ise Fevziye C. ile polislerin yerinde olmadığını anlatan Ş.Ü, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini ifade etti.

Karabağlar Polis Merkezinde ekip şoförü olarak görev yaptığını bildiren polis memuru C.İ. de, koridorda bankta otururken gördüğü Fevziye C'ye yönelik bir eyleme şahit olmadığını, daha sonra iki polisin müştekiyi kayıt odasına götürdüklerini fakat içeriden herhangi bir vurma ya da küfür duymadığını söyledi.

"Muayeneden sonra ortaya çıkmış"

Olay günü Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Bölümünde nöbetçi doktor olarak görev yapan sanık A.K. ise, muayene için getirilen Fevziye C'nin "şikayetçi değilim, beni bırakın gideyim" dediğini, buna rağmen vücudunun görünen bölümlerine bakarak yüz ve kolundaki ekimozları rapora geçirdiğini, çenesinde, gözünde ve başında bir morarma ya da şişlik fark etmediğini anlattı.

İzmir Ali Tıp Kurumu'ndan alınan raporla düzenlediği rapor arasındaki çelişkiler hatırlatılması üzerine A.K, darp halinde bazı bulguların birkaç saat sonra çıkabildiğini, bu nedenle çene ve gözdeki iz ile baştaki şişliğin muayenesinden sonra ortaya çıkmış olabileceğini savundu.

Fevziye C'nin avukatı Hanife Yıldırım, müvekkilinin kötü muameleye maruz kaldığı sırada odanın önünde bulunan polis memurları Ş.Ü. ile C.İ'nin eylemi duymamalarının mümkün olmadığını belirterek, olay anına ilişkin polis merkezinin kamera kayıtlarının incelenmesini, ayrıca davanın Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen "işkence" davasıyla birleştirilmesini talep etti.

Hakim Yıldıray Çakıcı olayla ilgili polis merkezi görüntülerinin izlenmesine, davanın birleştirilmesi yönündeki talebinin reddine karar vererek duruşmayı erteledi.

Olay

Karabağlar'daki müzikhollere yönelik 17 Temmuz 2011'de yapılan denetimde, "kimliksiz olduğu", "izinsiz çalıştığı" ve "polise mukavemette bulunduğu" gerekçeleriyle hakkında işlem yapılmak üzere polis merkezine götürülen Fevziye C'nin, polisler tarafından darp edildiği iddia edilmiş ve karakoldaki güvenlik kamerasının kaydettiği görüntüler basına yansımıştı.

Fevziye C, savcılığa giderek suç duyurusunda bulunmuş, polisler de mukavemette bulunduğunu öne sürerek kendisinden şikayetçi olmuştu.

Fevziye C'nin görevli polis memurlarına karşı "basit yaralama ve hakaret" suçlarını işlediği iddiasıyla yargılandığı dava, polislerin "işkence" suçundan yargılandığı dava ile birleştirilmişti.

Cumhuriyet Savcısı Murat Veysel Sular, Karabağlar Polis Merkezi'nde 2011 yılı Temmuz ayında gözaltında darp edilen Fevziye C'ye, olay sonrası rapor veren doktor A.K. ile darp sırasında karakolda bulunan polis memurları Ş.Ü. ile C.İ. hakkında iddianame hazırlayarak dava açmıştı.