AYŞENUR PARILDAK

Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvuran S.K., 14 yaşındayken üç ayrı suç işleyerek Asliye Ceza ve Sulh Ceza Mahkemeleri’nde mahkûm oldu. Aradan 15 yıldan fazla bir süre geçtikten sonra yapılan bir GBT (Genel Bilgi Toplama)  sorgulamasında S.K.’nin ifadesine göre, bu suçlar yüzüne karşı söylendi. Bu durum şahsın, aile fertlerinin önünde rencide olmasına yol açtı. Adalet Bakanlığı’na başvuran S.K., kendisine ait bilgilerin silinmesini talep etti. Bakanlık, 22 Mayıs 2012 tarihli yazısında adli sicil kayıtlarından bu bilgilerin silindiğini belirtti. S.K., suç kaydının silinmesi için İçişleri Bakanlığı Kaçakçılık Daire Başkanlığı’na, Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) ve Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu’na da ayrı ayrı başvurularda bulundu.

İçişleri Bakanlığı’ndan gelen cevapta, söz konusu kayıtların İçişleri Bakanlığı Kaçakçılık İstihbarat Harekât ve Bilgi Toplama Daire Başkanlığı Yönergesi’ne dayanarak hâlâ tutulmaya devam edildiği belirtildi. Yönergeye göre S.K.’nın işlediği suçların 15 yıl geçtikten sonra silinmeyi gerektirmediği gerekçesiyle kayıt altında tutulduğu söylendi. S.K. ayrıca, BİMER üzerinden Adalet Bakanlığı’na başvurarak, Jandarma ve Emniyet Teşkilatı tarafından tutulan kayıtların da silinmesi için talepte bulundu. Adalet Bakanlığı, Jandarma ve Emniyet teşkilatında tutulan GBT fişlerindeki kayıtların silinmesi konusunda herhangi bir görev ve yetkilerinin olmadığını iletti. S.K.’nin, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yaptığı başvuru da reddedilince bu ret işleminin iptal edilmesi için Danıştay’a dava açtı. Ancak Danıştay da Emniyet Genel Müdürlüğü’nün işleminin hukuka aykırı olmadığına hükmederek davanın reddine ilişkin kararı onadı.

Nisan 2013’te Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvuran S.K., bu kayıtların 15 yılı geçmesine rağmen insan haklarına ve hukuka aykırı olarak İçişleri Bakanlığı’nın ilgili dairesi tarafından silinmemesinden dolayı şikâyetçi oldu. Kamu Denetçiliği Kurumu da bu konudaki kararını kasım ayının sonlarında açıkladı. Kurum adına kararı veren Baş Denetçi Nihat Ömeroğlu, bu kayıtların tutulmasının kolluk güçlerine büyük katkıda bulunduğunu hatırlattı. Ancak bazı durumlarda kişisel verilerin kaydedilmesi ve saklanmasının temel hak ve özgürlükleri koruyamadığını belirtti. İçişleri Bakanlığı’nın bu uygulamasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğundan hareketle sicil kaydının silinmesi gerektiğini kaydetti. Ömeroğlu, ayrıca İçişleri Bakanlığı Kaçakçılık İstihbarat Harekât ve Bilgi Toplama Daire Başkanlığı Yönergesi’ne göre 18 yaşını doldurmamış küçükler hakkında mahkûmiyet kararı verilmiş olsa dahi suç tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde bilgi formunun iptal edilmesi gerektiğini de vurguladı.

YASAL DÜZENLEME YAPILMALI

Baş Denetçi Nihat Ömeroğlu, GBT konusunda kanuni bir boşluk olduğunu ve Avrupa Birliği (AB) müzakerelerine göre, kişinin temel hak ve özgürlüklerini korumak amacıyla kişisel verilerin saklanılması ve kullanılmasıyla ilgili yasal düzenleme yapılması gerektiğine dikkat çekti. Ayrıca Avrupa Birliği Temel Haklar Bildirgesi’ne atıfta bulunularak, “Herkes kendisi hakkında toplanmış verilere ulaşım ve düzeltme hakkına sahiptir.” denildi. Türk Ceza Kanunu’na göre, kişisel verileri hukuka aykırı kaydeden kimseye üç yıla kadar hapis cezası verileceği de kararda hatırlatıldı. Bu karar sonucu, ilgili idare 30 gün içinde herhangi bir işlemde bulunmaz ve Kamu Denetçiliği Kurumu’na geri bildirim yapmazsa şikâyetçi Ankara İdare Mahkemesi’ne başvurarak İçişleri Bakanlığı’nın bu işlemini dava edebilecek.