Kırşehir’de, Gül Kitabevi’nin yakılmasına ilişkin, 6'sı tutuklu 17 sanık hakkında açılan davanın ilk duruşması, bugün görülüyor. Tutukluların tahliye edilmesine ilişkin talep, “kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olgular, tutuklama nedenlerinin bulunması ve adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı” gerekçesiyle geçen 17 Kasım’da reddedilmişti.

Sanıklar hakkında  “halkı kin ve düşmanlığa tahrik, mala zarar verme, yasa dışı gösteri” suçlaması yöneltildi. Bunlardan, yanmış çantaları iş yerine atarak, kitabevinin yanmasına yol açan üç saldırgan için ayrıca, “öldürmeye teşebbüs” suçundan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor. İddianamede, “şüphelilerin ırk ayrımcılığına dayanarak, iş yerinin içerisinde ve apartmandaki insanların yangın sonucu ölebileceklerini öngörmelerine rağmen eylemlerini sergiledikleri” belirtiliyor. Ancak “öldürmeye teşebbüs” ile suçlanan üç sanıktan ikisi tutuksuz yargılanıyor.

KİTABEVİNİN OLDUĞU APARTMANDAKİ DİĞER DAİRELERDE YANMIŞTI

İddianamede, “ülkemizde meydana gelen terör faaliyetlerini protesto etmek amacı ile” 8 Eylül’de Kırşehir’de gösteri yapan kalabalığın Gül Kitabevi önünde toplandığı belirtildi. Daha sonra “iş yerinin sahibine karşı etnik farklılığı gözetilerek” iş yeri önündeki kırtasiye malzemelerinin yere düşürüldüğü ve fırlatılarak zarar verildiği anlatıldı. Eşyaların yakılması sonucu iki katlı iş yerinin tamamen yakılarak kullanılamaz hale getirildiği, iş yerinin bulunduğu apartmandaki diğer dairelerin de yandığı ifade edildi.

YANAN ÇANTALAR KASTEN İÇERİYE ATILMIŞ

Kamera kayıtlarına göre Ramazan Akçakaya, Ramazan Doğan, Mustafa Tekten ve Yunus Sağır’ın ise kitabevi önünde yanan çantaları içeriye atarak dükkanın yanmasına sebep oldukları kaydedildi. İddianamede bu sanıkların, kasten öldürmeye teşebbüs ettikleri belirtilerek, şöyle denildi:

“İş yerinin içerisinde ve ayrıca apartmandaki insanların yangın sonucu ölebileceklerini öngörmelerine rağmen, neticeyi kabullenerek eylemlerini sergilemeleri nedeniyle, atılı suçun kastla öldürmeye teşebbüs olduğu, zira iş yerinin önünde bulunan kalabalıktan dolayı yangına müdahalenin gecikebileceğinin ve özellikle iş yeri içerisinde bulunan kişilerin dışarıda bekleyen ve kendilerine zarar vermek isteyenlerden dolayı dışarı çıkamayacaklarının kolayca öngörülebileceği, bu nedenle eylemin insanların hayatını mutlaka şekilde tehlikeye soktuğu...”

KIRŞEHİR'DEKİ MADIMAK GÖRÜNTÜLERİ 

Sanık Gökhan Hergül, Öner Arslan, Tuncay Eroğlu ve Mehmet Şimşek’in olayların başlangıcından itibaren ön planda ve ilk saldıran kişiler oldukları, onların tahrikiyle saldırının başladığı, kitabevi önündeki malzemelere zarar verdikleri ve iş yerine taş attıkları anlatıldı. Hatta Doğan’ın işyerine saldırmasından sonra topluluğa dönerek, alkışlatma hareketi ile olayların büyümesine büyük etki yarattığı vurgulandı. Eroğlu’nun ayrıca çevredeki metal eşyalara vurduğu, Şimşek’in ise malzemeleri tekmelediği belirtildi.
Halil Kurt’un da olayların başlangıcında “Gül Kitabevi’ne saldırı var” diye bağırarak, grubu kitabevine yönlendirip tahrik ettiği vurgulandı. Batuhan Çelik, Mehmet Emin Kesim, Tuncay Yalçın ve Mahmut Can Yurdakul’un ise taş attıkları ifade edildi. Mahmut Doğan’ın okul çantasını attığı, İsmail Kılıç’ın kimi malzemeleri tekmelediği, Ramazan Çukuryer’in ise taş atıp malzemeleri devirdiği belirtildi.

İddianamede “şüphelilerin ırk ayrımcılığına dayanarak eylemlerini sergilemeleri” nedeniyle ”halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçunun da yasal koşullarının oluştuğu ifade edildi. 

İddianamede, bütün sanıklar açısından Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 216. maddesine göre “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan bir yıldan üç yıla, 151. maddeye göre “mala zarar verme” suçundan dört aydan üç yıla, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet suçundan da bir buçuk yıldan üç yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. 

Her ne kadar dört sanık hakkında “iş yeri yakma” suçlaması yöneltilse de sanıklardan Akçakaya, Tekten ve Sağır hakkında ayrıca TCK’nın 81 ve 35. maddeleri uyarınca “öldürmeye teşebbüs” suçundan dokuz yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istendi. Fakat bu sanıklardan yalnızca Tekten cezaevine konurken, diğeri ikisi bu suçtan tutuksuz bulunuyor. Sağır ise HDP’nin yakılması suçundan tutuklananlar arasında yer alıyor.



Haber: İSMAİL SAYMAZ - Radikal