Hazine Müsteşarlığı tarafından kısa bir süre önce yayımlanan habersiz sigorta yaptırmakla ilgili genelge tüketiciye rahat bir nefes aldırdı. Ancak olayla ilgili gelişmeler, Hazine
nin yalnız genelge yayımlamakla kalmadığını, daha önce şikâyet konusu olmuş şirket hakkında suç duyurusunda bulunarak ceza verdirdiğini de ortaya çıkardı.

Hazine kısa biri süre önce, müşterinin bilgisi olmadan hesaplardan sigorta primi tahsilatı adı altında para çekilmesine el attı. Bu konuda kanuna aykırı hareket edenler hakkında cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulacağını yayımladığı bir genelge ile duyurdu. Ancak Salih Tepe adlı bir sigortalı, yaklaşık iki yıllık hukuk mücadelesini anlatırken, olayın yalnız genelge ile sınırlı kalmadığı anlaşıldı.

Aslında, söz konusu genelgeye yol açan olaylardan biri olarak gündeme alınabilecek olay Tepenin verdiği bilgiye ve ilgili kurumların raporlarına göre şöyle gelişiyor:

* Tepe, 2008de kullandığı kredi kartına, işsiz kalırsam diye 3 Kasımda internet şubesinden kredi kartı ödeme güvence sigortası yaptırıyor.

* İlk üç ay poliçe ücreti olarak 25 lira çekiliyor. Sonra banka, raporlardan edinilen bilgiye göre, 18 bin 734 kişiye telefondan şu mesajı gönderiyor: Kart Ödeme Güvencesi aylık primi toplam borcunuzun yüzde 1idir. Aylık prim tavanı 50 lira olarak güncellenmiştir. (Bilgi için bazı numaralar veriliyor.)

* Mesaja herhangi bir yanıt verilmesi beklemeksizin, 18 bin 734 kişinin poliçesi yenilerek 50 lira kesilmeye başlanıyor.

* Tepe, 12 Mayıs 2009da bankayı arayarak sigortayı iptal ettireceğini söylüyor, ödenen primlerin geri alınıp alınamayacağını soruyor; verilen yanıt, ödenen primlerin iki gün sonra kullanılan kredi kartına yatırılacağı şekilde oluyor. Ancak bilgi için ilgili sigorta şirketinin de aranması isteniyor.

Başbakanlık el koydu

* Sigorta şirketi, cayma hakkının 30 gün olduğu gerekçesiyle primleri ödemek istemiyor, verilen bilginin yanlış olduğu bildiriliyor.

* İki gün sonra da prim yatması beklenen kredi kartları, müşterinin bilgisi dışında kullanıma kapatılıyor.

* Gelişmeler üzerine Tepe, tüketici mahkemesine Ağustos 2009da iki ayrı dava açıyor; kredi kartının bilgisi dışında kapatılması, diğeri de sigortadan doğan zararlar.

* Bir yandan bu mahkemeler sürerken bir yandan da Sigorta Genel Mürürlüğüne şikâyetler yapılıyor.

* İki yıla yakın süren yazışmalar ve mahkeme sürecinden sonra, durum Başbakanlıka iletiliyor. Çünkü yazılan raporlar ne şikâyetçiye ne de ilgili kurumlara iletilmiyor.

* Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER), Hazineden bilgi isteyince, müsteşarlık raporun hazırlandığını, ilgili sigorta şirketinin incelendiğini, raporun 20 Nisan 2010da Sigortacılık Genel Müdürlüğüne gereği yapılmak üzere teslim edildiği bilgisi veriliyor.

12 Ekim 2010da rapor kendisine verilmediği için İstanbul Cumhuriyet Başsavcığına giden Tepe, orada Hazine Müsteşarlığının ilgili sigorta şirketi ve genel müdürü hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, ilgili yöneticilerin de altışar bin lira cezaya çarptırıldığını öğreniyor.



Cumhuriyet