Mahkeme heyeti, operasyonun bütün safhalarının bulunduğu video ve kamera kayıtlarının İstanbul Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü ile Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığından istenmesine karar verdi.

Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, müştekiler Sakine Demir ve Hayriye Tavuk ile tarafların avukatları katıldı. 39 tutuksuz sanık duruşmaya katılmadı.

Müşteki Sakine Demir, olay günü C2 koğuşunda kaldığını, saat 05.00'te silah sesleriyle uyandıklarını, koğuşta 12 kişi kaldıklarını söyledi.

Demir, kaldıkları koğuşa gaz bombaları atıldığını ifade ederek, şöyle konuştu:
''Koğuşun içi duman doldu. Nefes almakta zorlanıyorduk. Aynı havalandırmayı paylaştığımız C1 koğuşuna da saldırı yapılıyordu, tavanları delinip gaz bombaları atılıyordu. Bir süre sonra koğuşun girişinde yangın çıktı. Biz de koğuşun yan tarafına geçtik. Sürekli ateş ediliyor, gaz bombaları atılıyordu. Sürünerek alt kata indik. Gaz bombalarından dolayı uzun süre kendimden geçmişim. Koğuştaki arkadaşlarla birlikte kendimizi havalandırmaya attık. Arkadaşlarımız yanmıştı, etleri sarkıyordu. Arkadaşların üzerlerine su döküp acılarını hafifletmeye çalıştık.''

7 yıldır hapiste olduğunu, iyi tanıdığı 6 arkadaşının yangında kaldığını belirten Demir, ''Askerler kafalarımıza kiremit atıyordu. Yanan yerlere değil üzerimize su döküyorlardı. Ateşi kendileri çıkardılar ama söndürmediler. 'Hayata dönüş' dediler ama katletmeye geldiler. Öğleden sonra 3 gibi hepimiz havalandırmadaydık. Yaralı arkadaşlarımızı korumaya çalıştık. Tek tek bizi sürükleyerek dışarı çıkarmaya çalıştılar. Zorla üzerimize silahlar doğrultarak dışarı çıkarmaya çalıştılar. Küfür ediyorlardı. Bizi ring araçlarına bindirdiler'' şeklinde konuştu.

Ring araçlarının çok soğuk olduğunu, saat 15.00'dan 21.00'a kadar ring aracında bekletildiklerini belirten Demir, tuvalet taleplerini kabul etmediklerini, bazı arkadaşlarının ihtiyaçlarını ring aracında karşıladığını kaydetti.

Demir, araçlarla Bakırköy Cezaevine gittiklerini ifade ederek, ''Cezaevinde bizi hücrelere koydular ve orada kaldık. Başta Genelkurmay Başkanlığı, Adalet Bakanlığı olmak üzere sorumluların yargılanmasını istiyorum'' diye konuştu.

Mahkeme Başkanı Hayri Özdal, tanıklar Hidayet Yorgancı ve Mehmet Yavuz için yazılan talimatlara cevap geldiğini belirtti.

Katılanlar vekili Ömer Kavili, tanıkların beyanlarının mahkeme tarafından alınması gerektiğini söyledi.

Katılanlar vekili Hasan Fehmi Demir, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'nın cezaevi müdürleri ve diğer savcılarla birlikte operasyon öncesi ve sonrasını anlatan tutanakların bulunduğu defterin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından, fiilen görev aldıkları anlaşılan Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı personelinin görev ve açık kimliklerinin Genelkurmay Başkanlığından istenmesini talep etti.

Demir, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığınca imzalanan üçlü protokolün ilgili bakanlıklara sorulmasını, operasyona katılan birliklerin komutanlarının kuvvet komutanlıklarına sundukları raporların Jandarma Genel Komutanlığından istenmesini ve 19 Aralık 2000'de olay tespit tutanağında sicil numaraları bulunan, fakat isimleri yer almayan jandarma görevlilerinin açık kimliklerinin ve rütbelerinin Jandarma Genel Komutanlığına sorulmasını istedi.

Katılanlar vekili Several Ballıkaya, sanıklar hakkında vareste kararının kaldırılmasını ve mağdurların ifadelerinin mahkeme huzurunda alınmasını talep etti.

Cumhuriyet Savcısı İsmail Kaçar, bir kısım sanıkların duruşmalardan da vareste tutulmaları kararının kaldırılması talebinin reddini ve diğer taleplerin değerlendirilmesinin mahkeme heyetinin takdirine bırakılmasını istedi.

Mahkeme heyeti, talepleri değerlendirmek için ara verdiği sırada, avukat Ömer Kavili ve Cumhuriyet Savcısı İsmail Başar arasında tartışma yaşandı.

Avukat Ömer Kavili, savcı mahkeme salonunundan çıkmadığı sürece salonda kalacağını belirtti.

Mahkeme heyetinin araya girilmesiyle tartışma sona erdi.

Ara karar

Mahkeme heyeti, 19 Aralık 2000'de Bayrampaşa Cezaevinde düzenlenen operasyonla ilgili kayıtlar varsa bir suretinin gönderilmesi için FOX TV ve Shov TV'ye yazı yazılmasına, Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığındaki ''Tufan'' isimli müdahale planın bir suretinin ve operasyon öncesi ve sonrasını anlatan tutanakların bulunduğu defterin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından istenmesine karar verdi.

Fiilen görev aldıkları anlaşılan Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı personelinin görev ve açık kimliklerinin Genelkurmay Başkanlığından, müdahale planında açıkça yazılı olduğu için de İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğünden ve Jandarma Genel Komutanlığından sorulması için müzekkere yazılmasına karar veren mahkeme heyeti, üçlü protokolün bir suretinin gönderilmesi için İçişleri, Adalet ve Sağlık bakanlıklarına yazı yazılmasına hükmetti.

Mahkeme heyeti, operasyona katılan birliklerin komutanlarının kuvvet komutanlıklarına sundukları rapor var ise bir suretinin gönderilmesini ve olay tespit tutanağında sicil numaraları bulunan fakat isimleri yer almayan jandarma görevlilerinin açık kimlikleri ile rütbelerinin bildirilmesi için Jandarma Genel Komutanlığına yazı yazılmasına karar verdi.

Operasyonun bütün safhalarının bulunduğu video ve kamera kayıtlarının İstanbul Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü ile Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığından istenmesine hükmeden mahkeme heyeti, operasyon sırasında kullanılan silahların niteliklerinin sorulması için Jandarma Genel Komutanlığına yazı yazılmasına karar verdi.

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın da izleyenler arasında yer aldığı duruşma, eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.

Bu arada, İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER), 19 Aralık 2000'de, Bayrampaşa Cezaevi'ndeki 12 tutuklu ve hükümlünün hayatını kaybettiği, 55 kişinin yaralandığı ''Hayata Dönüş'' operasyonuyla ilgili olarak Bakırköy Adliyesine gelerek yetkililer hakkında suç duyurusunda bulundu.

Halk Cephesi üyesi bir grup da Bakırköy Adliyesine gelerek duruşmayı protesto etti.

Duruşmadan sonra basın açıklaması yapan avukat Oya Aslan, gerçeklerin bir bir açığa çıktığını, 6 yıl boyunca soruşturma açılmadığını belirterek, ''Zeki Bingöl de yazdığı bir kitapta benzer şeyler söylemişti. Van'da ifade veren bir astsubay da envanterlerinde bulunmayan silahlarla operasyon yapıldığını söyledi. Mahkemeden kullanılan bombaların ve silahların ne olduğunun ve Tufan Planı'nda Tufan 3, Tufan 4, Tufan 5 kod adıyla geçen kişilerin asıl adlarının ne olduğunun sorulmasını istedik. Mahkeme, büyük çoğunlukla taleplerimizi kabul etti. Tufan Planı'nda operasyonun bütün ayrıntıları kayıt altına alındı deniliyordu ama bu kayıtların hiçbiri dosyaya eklenmedi. İlgili kurumlar cevap verirse Türkiye tarihinde önemli bir dönem aydınlatılacak'' diye konuştu.


AA