Ankara 1. İdare Mahkemesinde görülen duruşmaya, Cihaner, Avukatı Turgut Kazan ile Adalet Bakanlığı yetkilileri ve Osman Şanal’ın avukatı Süleyman Sanlı katıldı.

Turgut Kazan, Cihaner’in yürüttüğü İsmailağa cemaati soruşturmasını "yetki kendisinde olduğu" gerekçesiyle alan Erzurum Özel Yetkili Savcısı Osman Şanal hakkında soruşturma açılması istemiyle Adalet Bakanlığına yaptıkları başvurunun cevap verilmeksizin reddedildiğini, bu nedenle Bakanlık işleminin iptali istemiyle dava açtıklarını anımsattı.

Adalet Bakanlığının, davanın görüleceği Ankara 1. İdare Mahkemesi Başkan Vekili Gürsel Özkan hakkında, reddi hakim talebinde bulunduğunu söyleyen Kazan, bu talebin mahkeme tarafından kabul edildiğini, bu nedenle yeni heyetle davanın bugün görüşüldüğünü ifade etti.

Kazan, davayı 2009 yılı Aralık ayında açtıklarını anımsatarak, "Eğer yargı sistemimiz sağlıklı işleseydi, Türkiye’de ilk defa bir adliye basılmayacak, ilk defa bir Başsavcı gözaltına alınmayacaktı" dedi.

Cihaner’in yürüttüğü soruşturmanın siyasal iktidara yakın çevreleri ilgilendirdiğini, bu nedenle iktidarın kapısının çalındığını ileri süren Kazan, bu yolla soruşturma durdurulamayınca "yeni bir oyun oynandığını" savundu.

İlhan Cihaner’in yürüttüğü soruşturmayla ilgili gelen isimsiz ihbar mektubunda, soruşturma kapsamında gözaltına alınan şüphelilerin "Anayasal düzeni zorla yıkmayı amaçladıklarının" belirtildiğini, bu ihbar mektubu üzerine de özel yetkili savcı Şanal’ın soruşturmanın Ceza Muhakemesi Kanununun 250. maddesi gereği kendi yetkisi alanına girdiğini iddia ettiğini anlattı.

İsmailağa Cemaati ile ilgili yürütülen soruşturmanın örgütlü suç kapsamında olduğunu ve özel yetkili savcıların görev alanına girmediğini savunan Kazan, "Buna rağmen savcı Osman Şanal, kendini her şeyin üzerinde sandığı için Valiliğe yazı yazarak, Erzincan Başsavcısının yetkisinin tarafından kaldırıldığını, operasyonlara izin verilmemesini istemiştir. Bu inanılmaz bir olaydır. 49 yıllık meslek hayatımda böyle bir olay görmedim. Ben dehşet duydum, herkesin dehşet duyması gerekir" diye konuştu.

Savcı Şanal’ın, Adalet Bakanlığınca korunduğunu da ileri süren Kazan, Osman Şanal hakkında soruşturma açılması gerektiğini belirterek, "Erzurum-Erzincan hattında bir oyun oynanmıştır. Böyle bir şey hukukun sonu olur, ona göre karar verin" dedi.

Osman Şanal’ın avukatı Süleyman Sanlı da İlhan Cihaner’in söz konusu soruşturmayı tüm özel yetkili savcılardan gizlediğini, soruşturmanın hukuka aykırı olduğunu ileri sürdü.

Hiçbir kamu görevlisinin "cemaatten emir alarak görev yapmayacağını" belirten Sanlı, soruşturmanın Ceza Muhakemesi Kanunu 250. madde kapsamında özel yetkili savcılığın görev alanında olduğunu, bu nedenle Osman Şanal’ın hukuka uygun hareket ettiğini savundu.

Şanal hakkında şu ana kadar açılmış herhangi bir dava bulunmadığını ancak Cihaner’in Yargıtayda yargılandığını belirten Sanlı, "Bakanlık müvekkilim hakkında soruşturma izni vermiyorsa takdir hakkını kullanmıştır" dedi.

-CİHANER’İN AÇIKLAMASI-

İlhan Cihaner de yürüttüğü soruşturma kapsamında, İsmailağa cemaatinin, "Erzincan’da okul öncesi çocuklara izinsiz din eğitimi verdiğini, izinsiz yardım adı altında para topladığını, bu paraların zimmete geçtiğini ve bunun örgütlü biçimde her ilde yapıldığını tespit ettiklerini" anlattı.

"Soruşturmayı gizli yürütmekle" suçlandığını belirten Cihaner, "Soruşturmalar gizli yürütülür, gazetelerde ilan edilmez. Soruşturma evresinde bilgilerin sızmaması doğrudur. Ben de bu nedenle gizli yürüttüm" dedi.

Kendisi ile özel yetkili savcılık arasında yetki tartışması çıkınca Bakanlığa yazı yazdığını anımsatan Cihaner, "Özel yetkili savcı Osman Şanal’ın yetkimi kaldırmaya yetkisi olup olmadığını sordum. Herhangi bir cevap verilmedi" dedi.

Cihaner, soruşturmaya hangi savcılık başlamışsa o savcılığın devam edeceğini belirterek, şöyle devam etti:

"Ben 1.5 yıldır soruşturmayı yürütüyordum. Belki takipsizlik kararı verecektim. Madem bu soruşturma hukuka aykırıydı, o halde neden şüpheliler ’anayasal düzeni zorla yıkmaya teşebbüs’ suçuyla suçlandılar. Soruşturma Erzurum’a geçtikten sonra tek bir soruşturma işlemi yapılmamıştır. Göstermelik 1-2 yerde arama yapılmıştır. Asıl suç delillerinin bulunacağı İstanbul’da ve Erzurum’da etkin bir soruşturma yürütülmemiştir. Çocukların cinsel tacizi, Adalet Bakanının ve bazı siyasilerin davaya etki etme çabaları, ihaleye fesat suçları, bunların hiçbiri soruşturulmamıştır. 10-12 tane zavallı Erzurum ve Erzincanlı’ya anayasal düzeni zorla değiştirmekten dava açılmıştır."

Soruşturmayı özel yetkili savcılığa bağlayacak isimsiz ihbar mektubu dışında herhangi bir delil bulunmadığını söyleyen Cihaner, "Soruşturma Erzurum’a geçirilerek ört bas edilmiştir. Orada birçok suç unsuru vardı. Çocukların cinsel istismarından tutun, İstanbul’da bir medresede çocukların çıplak fotoğraflarının çekilip aleyhlerinde kullanıldığına dair yazışmalar vardı. Bunlara bakılmamıştır. Gizlilik diye bir şey bırakılmamıştır. Gerek bu soruşturmada gerekse Fethullah Gülen ile ilgili yürütülen soruşturmada yetki ve görev sorunu çözülmeden gözaltına alınıp insanlar bırakılmıştır" diye konuştu.




AA