ANKARA Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, FETÖ’nün özellikle 12 Eylül 1980 sonrasında ciddi hiçbir araştırma ve soruşturmaya konu edilmediği belirtildi. İddianamede, “Örgütün nihai amacı sorgulanmamış, dini ılımlı bir cemaat denilerek geçiştirilmiştir. Devletin her kurumu bu örgütün faaliyetlerinden işkillenip araştırmak yerine ‘ihanet etmezler’ anlayışı ile hareket etmiş, uyuşturulmuş ve uyutulmuştur” tespiti yapıldı. 

90 ÖĞRENCİ ATILDI
FETÖ yapılanmasına ilişkin ilk resmi soruşturmanın Mayıs 1982 tarihinde Kuleli Askeri Lisesi’nde yapıldığının anlatıldığı iddianamede özetle şöyle denildi: “90 civarında öğrenci okuldan atılmıştır. Takip eden yıllarda da FETÖ’ye yönelik olarak askeri okullarda birçok benzeri soruşturma yürütülmüş ve FETÖ mensubu olduğuna dair somut bulgu edinilen öğrencilerin okullarıyla ilişikleri kesilmiştir. Soruşturma geçirmiş olmasına rağmen hakkında yeterli kanaat edinilemeyen bazı öğrenciler, yaşlarının küçük olması nedeniyle ilişikleri kesilmeden, ceza verilerek veya ikaz edilerek TSK’ya kazandırılmaya çalışılmıştır. Bu öğrencilerin tamamının 15 Temmuz darbe girişiminde general veya albay rütbesiyle ön saflarda yer aldığı tespit edilmiştir. 1980’li yıllarda askeri okullarda yürütülen soruşturmalara muhatap olmuş, Şener Topuç, Murat Yetgin, Erdem Kargın, Hidayet Arı, Mehmet Nuri Başol, Eyüp Gürler ve daha birçoğu bu kişiler arasındadır. 

KADROLARIN İÇİ BOŞALTILDI
TSK bünyesindeki askeri okullarda 2008 yılından itibaren mesleki bilgi, tecrübe ve yeterliliğe sahip nitelikli personelin hemen hemen tamamının okullar dışındaki başka kadrolara atanmaları suretiyle askeri okulların öğretmen kadrolarının içi boşaltılmış; boşaltılan kadrolara örgüt mensuplarının dış kaynaktan alımı ve atamaları yapılmıştır. 2008 yılında Hv.K.K.’na devredilen Işıklar Askerî Lisesi‘nde Hv.K.K.’na devrolunan 78 öğretmen subayın müteakip dönemde çeşitli gerekçeler ile okuldan uzaklaştırılarak yerlerine kısa süre içinde açık öğretim mezunu dahil öğretmen teğmen rütbesinde subayların atanması örnektir.

KÜRESEL GÜÇLER
ABD tarafından 21 Mart 1999 günü ülkesine kabul edilen Fetullah Gülen ve ona bağlı cemaatin amacı, devlete sızıp onu ele geçirmek ve küresel güçlerle işbirliği içinde yönetmekten ibarettir. Cemaatin arkasındaki ABD, küresel güçler açığa çıkmıştır. (...) Devletin bu yapıyla etkin mücadeleye başlaması sonrasında, kadroları tasfiye sürecine giren Fetullahçı Terör Örgütü, yabancı dostlarının da bilgisi ve yardımı dahilinde, örgüt mensuplarının istilasına uğrayan milli ordumuzu kullanarak, 15 Temmuz gecesi darbe girişiminde bulunmak suretiyle ihanette sınır tanımadığını göstermiştir.”

MİLLETE KURŞUN SIKAN ASKERE DÖNÜŞTÜLER
TSK’nın 1985 - 86 yıllarında yapmış olduğu soruşturmalardan sonra, Gülen üzerinden gelen emirler gereği; askeri okullara giren FETÖ mensuplarında namaz üçe indirilmiş, namazların ima ile kılınması sağlanmış, ramazanda oruç tutmak yasaklanmış, FETÖ mensubu askeri personelin her türlü melaneti işlemesi istenerek; başlangıcında dindar olan bu insanlar tereyağının bozulması misali zehir haline gelmiş, abilik yapanların emriyle bozulmaları sağlanmış, sonunda milletine kurşun sıkan  askerler konumuna düşürülmüşlerdir.

Mesut Hasan BENLİ/Hürriyet