İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda görülen davanın bugünkü duruşmasına, gazeteciler Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay'ın da aralarında bulunduğu tutuklu 19 sanık katıldı. Tutuklu sanıklardan eski Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, emekli tuğgeneral Levent Ersöz, Levent Göktaş, İbrahim Özcan ve Oğuz Bulut ise duruşmaya gelmedi. Duruşmada, bu davada tutuksuz yargılanan ancak Odatv'ye yönelik yapılan aramaların ardından ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında tutuklanan Yalçın Küçük de hazır bulundu.

Tutuklu sanıklardan eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin, olayları tam olarak hatırlamadığı için yanlış şeyler söylediğini ve bunun da yanlış anlaşılmalara neden olduğunu belirterek, çapraz sorguda, sorulara cevap vermek istemediğini söyledi. Bunun üzerine savcılar Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın da soru yöneltme haklarının delillerin değerlendirilmesi aşamasında kullanacaklarını belirterek, Şahin'e soru sormadı.

Sanıklardan Mustafa Dönmez de Gölbaşı'nda mühimmat bulunmadan önce televizyonda gösterildiğini, sonra arama yapıldığını belirterek, dozerin sadece mühimmatı taşımak için kullanıldığını, bunların olay tutanağında açık olarak görüldüğünü savundu. Daha sonra, Şahin, üye hakim Hasan Hüseyin Özese'nin sorularını yanıtladı. Özese'nin özel timin nasıl kurulduğuna ilişkin sorusu üzerine Şahin, özel timin ASALA'nın Türkiye'deki eylemlerine karşı 1983 yılında kurulduğunu hatırlattı.

Tim kurulmadan önce Tuzla'da kurs gördüklerini ifade eden Şahin, ''Kurs hocanız olan Korkut Eken ile daha sonraki dönemde ilişkileriniz devam etti mi?'' sorusunu ''Kurs için Almanya'ya gittim. Daha sonra da Güneydoğu'ya gönderildik. Başımızda Susurluk'ta ölen Hüseyin Kocadağ vardı. 10-11 kişiydik. Şırnak-Eruh bölgesine gittik. 3 ay operasyonda kalıp bir ay Ankara'da dinleniyorduk. Dağlarda operasyon yapıldığı için sayımız artırıldı. Sonra Eken ile Şırnak'ta operasyon sırasında karşılaştık. Onların grupları ayrı bizimki ayrıydı. Sonra Eken öğretmen olarak özel tim kurslarına geldi'' diye cevaplandırdı.

Şahin, Eken'i en son Susurluk Davası sırasında mahkemede gördüğünü kaydetti.
Eken'in Ankara'daki özel tim kurslarının idari sorumlusu, kendisinin de eğitim ve öğretim sorumlusu olarak görev yaptığını belirten Şahin, ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında tutuklanan MİT mensubu Kaşif Kozinoğlu ile irtibatının ne olduğuna ilişkin soru üzerine ''Korkut Eken varken o da özel timde öğretmendi. Sonra ayrıldı. Onlar ayrı biz ayrı operasyonlara katıldık. 1-2 müşterek operasyonumuz oldu'' diye konuştu. Sinop, Nevşehir, Bitlis, Siirt, Ankara, İstanbul'da görev yaptığını belirten Şahin, sanıklardan Levent Ersöz'ü tanımadığını, ifade verdiği sırada gördüğünü, Mustafa Dönmez'i de mahkemede gördüğünü kaydetti.
 

'Susurluk'a neden karıştığımı bilmiyorum'

Özese'nin ''Neden Susurluk olayına karıştınız?'' sorusuna Şahin, ''Ben de bilmiyorum. Bugüne kadar bunun cevabını arıyorum'' yanıtını verdi. Şahin, ''Ayhan Çarkın ile ne zaman tanıştınız?'' sorusunu ise ''Özel tim kursu görmüş. 80'li yıllarda Diyarbakır'da çalışmış. Bilgisi Diyarbakır ile sınırlı, doğuyu bilmez, tanımaz. Kadıköy'deki operasyonda varmış onlar. 5 eve operasyon düzenlenmişti. 5'inci evden onlar sorumluydu. İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde görevliydi o zaman. Hüseyin Kocadağ, 'Eve giremediler, operasyonu sen yapacaksın' dedi. Oraya girdim ve vuruldum'' diye yanıtladı. Çarkın'ı bir dönem Ankara'ya da aldırdığını belirten Şahin, uyum sağlayamadığı için İstanbul'a döndüğünü söyledi.

Hüseyin Kocadağ ile özel timci olarak başından beri birlikte çalıştıklarını ifade eden Şahin, Kocadağ terfi ettikten sonra özel timden ayrıldığını, Kocadağ Ankara'da normal kadroya geçtikten sonra ilişkilerinin resmi olarak sürdüğünü bildirdi. Şahin, iş adamı Mehmet Özbay olarak tanıştırıldığı Abdullah Çatlı ile Susurluk kazasından 1,5 yıl öncesine kadar görüşmediğini, toplam 6-7 kez konuştuklarını ifade ederek, 1990'lı yılların başında İstanbul'a tayini çıkınca da Mehmet Ağar'ı tanıdığını söyledi. ''ABD Başkanı Bush'un korunması için İstanbul'a geldim. Sonra Ankara'ya göndermediler. İstanbul'a tayin oldum. Daire başkanvekili olarak Ankara'ya gittiğimde Ağar emniyet genel müdürüydü. Ast üst ilişkimiz oldu'' diye konuştu.

Sedat Bucak'ı Şanlıurfa'dan tanıdığını, o dönemde 15-16 devlet yanlısı aşiretle görüştüğünü belirten Şahin, ''Siyasiler yanlış yapıyordu. İnsanlarla konuşup dönüyordu'' dedi. ''Bu kişilerle Susurluk'tan önce en son ne zaman görüştün?'' sorusuna Şahin, ''Ankara'ya gittikten sonra Kocadağ ile ilişkim koptu'' yanıtını verdi. Susurluk kazası meydana geldiği zaman kendisinin Güneydoğu'da operasyonda olduğunu belirten Şahin, devamlı Elazığ ve ötesindeki bölgede olduğunu, Ankara'da çok az kaldığını söyledi.

Sami Hoştan ile isimlerini hatırlayamadığı 1-2 kişiyle de ilişkisi olmadığını ifade eden Şahin, Ömer Lütfi Topal cinayetiyle ilgili bilgisi olup olmadığına ilişkin soru üzerine, cinayetin ardından bazı özel timci polislerin İstanbul'da sorgulandığını belirtti. Şahin, ''Verilen belgede Ömer Lütfi Topal olayıyla ilişkileri tespit edilemediği belirtilerek bize teslim edildiler. Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, 'İnceleyin, bakın' diye emir verdi. Gidip onları aldık. İfadelerini aldık. Bize de İstanbul'dakinin aynısını söylediler. 'Bırakın' dediler, biz de bıraktık'' diye konuştu. Duruşma, Şahin'in çapraz sorgusuyla devam ediyor.


AA