İSTANBUL - 12 Eylül’ün hemen ertesiydi. TKP/ML adlı yasadışı sol örgütün yöneticisi olduğu iddia edilen öğretmen Ali Ekber Yürek, Nisan 1981’de Kahramanmaraş Afşin’de bir evde gözaltına alındı. 25 Mayıs 1981’de, İstanbul’da yaşayan ağabeyi Mehmet Yürek, Afşin’e çağrıldı ve kardeşinin cesedi kendisine teslim edildi. Ağabey Mehmet Yürek’e göre kardeşinin dudakları, dişleri, el ve ayak parmakları, cinsel organı yanık ve çürükler içindeydi. Sol kolu, kaburgaları ve omzu kırıktı. Karın ve göğüs bölgesiyle sırt bölgesinin tamamına yakını siyah ile mor arası bir renkteydi. Yürek’e, kardeşinin ‘parkasının ipiyle kendisini asarak intihar ettiği’ söylendi. Fakat hücrenin yüksekliği bir metreydi. Ali Ekber’le yakalanan Kalender Hışır, genç öğretmenin iki hafta boyunca işkence gördüğünü, üzerine yüksekten kum torbaları atılarak öldürüldüğünü ileri sürdü. O tarihte, Ali Ekber’in ölümünü soruşturan Savcı Hüseyin Türker, doktorun ‘solunum yetmezliği’ teşhisine dayanarak takipsizlik verdi. Hışır’ın ifadeleri dikkate alınmadı.

Yeni soruşturma açıldı
Ağabey Yürek, kardeşinin ölümüyle dosyanın tekrar açılması için savcılığa başvurdu ve eski Adana Bölgesi Sıkıyönetim Komutanı Yusuf Haznedaroğlu, sorguya katılan asker ve polisler, doktor ve savcıdan şikâyetçi oldu. Darbeciler hakkındaki suçlama, 2011/150 soruşturma numarasıyla Ankara Özel Yetkili Başsavcılığı’nca yürütüldüğü için buraya gönderildi. Ali Ekber’in işkence sonucunda ölümüyle ilgili evraksa Afşin Başsavcılığı’na iletildi. Dosya, Savcı Mehmet Kuş’a düştü. Savcı Kuş, 2010/2459 sayılı dosyayı açtı. Önce Yürek’in ve bir tanığın ifadesini aldı. Yürek, kardeşinin mezarının açılıp kemiklerinin Adli Tıp’a gönderilebileceğini, soruşturmanın derinleştirileceğini, umutlu olduğunu söylüyor.(Radikal)