EN AZ 3 YIL GEREK

Görev yerleri değiştirildiği iddia edilen bu kişiler raporu hazırlamadan önce 15 günlük bir kursa gönderiliyorlar. Bu kursun sonrasında uzman unvanı veriliyor. Bunların uzman olmadığı bir soru önergesine yanıt veren Adalet Bakanı tarafından da kabul edilmişti. Belgedeki imzanın Dursun Çiçek’e ait olup olmadığının belirlenmediği şeklinde görüş bildiren 4 üye ise kurumda 10-15 yıldır, imza inceleme uzmanı olarak görev yapıyordu. Rapora muhalefet şerhi koyan uzmanlar baskı gördükleri yönünde açıklamalarda bulanarak, normal bir inceleme yapılmadığını belirtmişlerdi. O dönemde hazırlanan raporlar ile ilgili olarak suç duyurusunda bulunmuştuk. Dönemin Adli Tıp Kurumu Başkanı Haluk İnce savcılığa verdiği ifadesinde, bir kişinin belge inceleme uzmanı sayılabilmesi için kurumda en 3 yıl deneyiminin bulunması ya da 600 üzerinde belge incelemesi gerektiğini söylemişti. Aslında bu bir itiraftır.

TEK ALEYHE DELİLDİ

Dönüp baktığımızda uzman olmayan kişilerin verdiği raporlarla, babam ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. Dursun Çiçek dosyasındaki tek aleyhe delil bu şaibeli raporlardı. Bunun dışında hiçbir aleyhine delil olmamasına rağmen, mahkeme bu şaibeli raporları kabul etti. Mahkemenin raporlar üzerindeki şaibelerin giderilmesi yönünde bir kararı olmadı. Bizler, adli belge inceleme uzmanlarından bilimsel raporlar alarak dosyaya sunduk. Ancak dikkate alınmadı.

SAVCI ÖZ, NEDEN ZİYARET ETTİ

Ayrıca belirlediğimiz bir diğer usulsüzlük de soruşturma savcısı
olan Zekeriya Öz’ün teamüllere aykırı olarak, söz konusu rapor alınmadan önce bizzat Adli Tıp Kurumu’na giderek bir takım ziyaretlerde bulunmasıydı. Bu, normal bir durum değil. Dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin, bu ziyaretin yapıldığını da kabul etmişti. Şimdi sormak gerekiyor: Bu raporlara dayanılarak verilen cezalar ne olacak? Bunun hesabını kim verecek? Yeniden yargılama talebinde bulunurken, ek dilekçelerimizde bu durumları dile getireceğiz. Bu raporların şaibeli olduğunu yargılamayı yapan hâkimler bal gibi biliyorlardı.

O GÜN ALINAN 2 İSİM GÖREVLERİNE DÖNDÜ

“İRTİCA ile Mücadele Eylem Planı isimli belgedeki imza Dursun Çiçek’e aittir” diyen üyeler, Eyüp Kandemir, Gürol Berber, Bülent Özata, İsmail Çakır ve Lokman Başer’in görev yerleri değiştirildi. Üçlü kararname ile atanan Fizik İhtisas Dairesi Başkanı Bülent Üner ve Hacı Mehmet Akın’ın ise süreleri tamamlandıktan sonra görevlerinden alınacağı iddia edildi. Eylem planındaki imzanın “Çiçek’e ait olup olmadığı tespit edilemeyeceği” yönünde rapor veren üyeler Tuncay Çınar, Kağan Gürpınar, Uğur Günaydın ve Hasan Karasu’ydu. Üyeler Çınar ve Günaydın’ın yazdıkları muhalefet şerhlerinden sonra görev yerleri değiştirilirken, muhalefet şerhi koyan diğer üyeler Gürpınar ve Karasu ise dairelerinde kalmıştı. Çınar ve Günaydın tekrar görevlerine döndü.

ADALET BAKANLIĞI: PASİFİZE ETME YOK

Adalet Bakanlığı, “Adli Tıp Kurumu’nda bazı raportörlerin pasifize edilerek başka kurullara atandıkları” iddialarının gerçeği yansıtmadığını açıkladı. Bir gazetede “İmza Dursun Çiçek’in eli ürünüdür kararını veren 5 kişinin pasifize edilip başka kurullara atandıklarına” ilişkin haberin yer aldığı anımsatıldı. Açıklamada şunlar kaydedildi: “Haberde ismi geçen Eyüp Kandemir, Lokman Başer, Gürol Berber, Prof. Dr Bülent Üner ve Dr. Mehmet Akın ilgili dairelerinde çalışmalarına devam etmektedirler. Bülent Özata ve İsmail Çakır ise 2 yıla yakın süredir kurumdan ayrılmışlardır. ‘Belgedeki imza tespit edilemez diyen 4 üye’ olarak adlandırılan uzmanlardan Kağan Gürpınar yaklaşık 2 yıl kadar önce kurumdan ayrılarak üniversiteye geçmiş ve Hasan Karasu, Tuncay Çınar ve Uğur Günaydın ise çalışmalarına devam etmektedir.”