Fetullahçı Terör Örgütü tarafından organize edilen 15 Temmuz Darbe Girişiminde Emniyet Genel Müdürlüğü'nün “herkes görev yerine geçsin, kalkışmaya karşı dirensin” şeklindeki talimatlarına uymadıkları ve silahlı kalkışmanın yaşandığı gece FETÖ adına hizmet ettikleri iddia edilen 29 polisin yargılanmasına yarın başlanıyor.

 İstanbul 22'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianamede aralarında amir, pilot, komiser ve komiser yardımcılarının da bulunduğu sanık polislerin, darbeci askerlerin eylemleri doğrultusunda hareket ettikleri, görev yerlerine çağrılmalarına rağmen görevlerinin gereği yapmadıkları, FETÖ'ye yardım ettikleri, amir konumundakilerin kendi emri altındakileri kalkışmaya karşı durmamaları için yönlendirdiği, direnmeye gelen vatandaşları dağıtmaya çalıştıkları iddia ediliyor. 

HUBER KÖŞKÜNE SEVK EDİLECEK TİMİ GÖTÜRMEYEN 3 PİLOT İDDİANAMEDE

İddianamede, 3 helikopter pilotu sanığa, darbe girişimi gecesi, Özel Harekat Müdürü tarafından Cumhurbaşkanını korumak üzere Özel Harekat Timi'nin Huber Köşkü'ne sevk edilmesi talimatı verdiği ancak bu 3 sanığın, “Özel Harekatçıları oraya götürürsek bu darbeciler bizi asar, ben darbenin tarafı olamam” diyerek talimatı yerine getirmedikleri ve helikopteri kaldırmadıkları belirtiliyor. Sanıkların kendilerine verilen görevi yapmamaları üzerine Özel Harekat Timleri'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı korumak üzere neredeyse tamamı kapalı olan kara yoluyla gitmek zorunda kaldıklarına iddianamede yer veriliyor.

 Polislerin büyük çoğunluğu FETÖ'nün kriptolu haberleşme programı "Bylock" kullandıklarının, sosyal medyada darbeye karşı durdurulmaması yönünde paylaşımlar yaptıkları, darbeden haberdar olmadıklarını öne süren sanıkların telefon kayıtlarındaki incelemelerde defalarca çağrılmalarına rağmen görev yerlerine gitmediklerinin tespit ediliği belirtiliyor. 

SANIKLAR HAKKINDA İSTENEN CEZALAR

 İddianamede, 21 polisin, "Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek", "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etmek" ile "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçlarından 3'er kez ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılması isteniyor.

İddianamede, diğer 8 polisin ise "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları talep ediliyor.

TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK DURUŞMA SALONU

 Silivri Cezaevi Kampüsü karşısında 2013'te Türkiye'nin en büyük duruşma salonu olarak yapılan 5 katlı bina, 17 bin metrekarelik alanda bulunuyor. İlk olarak İstanbul'da KCK ile DHKP-C davalarının görüldüğü binadaki büyük salon, yaklaşık 2 yıldır kullanılmıyordu. 

 Binada, duruşma salonları, nezarethane, basın odası, kafeterya, baro odası, müzakere odaları, hakim-savcı odaları ve yemekhane yer alıyor. Küçük duruşma salonunun da yer aldığı binadaki büyük salon, 420 tutuklu, 580 avukat, 227 izleyici, 30 basın mensubu kapasiteli olarak yapıldı. 

Küçük duruşma salonu ise 146 tutuklu, 136 avukat, 96 izleyici alabiliyor. Binanın bodrum katında ayrıca erkek ve kadın tutuklu bekleme odası ve jandarma bekleme odası bulunuyor.

FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin soruşturmalar sonucu açılan davaların, İstanbul Adalet Sarayındaki salonların küçük olması ve güvenlik gerekçesiyle Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun karşısında bulunan duruşma salonunda yapılması kararlaştırıldı.