İlyas AKENGİN / DİYARBAKIR (AHT)

Diyarbakır'da görülen JİTEM davasında "bıyık" polemiği yaşandı. Sanıklardan eski PKK itirafçısı Recep Tiril'in (Erkal) müdahil avukatlarından Tahir Elçi'nin gösterdiği fotoğrafın çekildiği tarihte "Askerdim" demesi üzerine Tahir Elçi, "Bu bıyıklarla mı askerlik yaptınız?" dedi. Sanık avukatlarının itirazı üzerine kısa süreli bıyık tartışması yaşandı.

Diyarbakır, Mardin, Batman ve Şırnak'ta çeşitli tarihlerde birden fazla adam öldürme, kundaklama ve bombalama eylemi gerçekleştirdikleri iddiasıyla yargılanan ve "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım, PKK itirafçısı Abdülkadir Aygan'nında aralarında bulunduğu 16 sanıklı "JİTEM" davasına devam edildi.

Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada İçişleri Bakanlığınca güvenlik gerekçesiyle kimlikleri değiştirilen tutuksuz sanıklardan Recep Erkal, Emel Berak, Erhan Berak ve Ahmet Turhan Altaylı hazır bulundu.

Mahkeme, duruşmaya katılan eski PKK itirafçıları sanıkların savunmalarını aldı. 15 sayfalık yazılı savunmasını mahkemeye sunan sanıklardan Recep Tiril (Erkal) müdahil avukatlarından Tahir Elçi'nin sorularını yanıtladı. Elçi'nin, İsveç'te yaşayan PKK itirafçısı Abdulkadir Aygan'ın anlatımlarının yer aldığı 'İtirafçı' isimli kitaptaki resimleri teşhis etmesini istediği sanık Recep Tiril, söz konusu fotoğrafın 1990'lı yıllarda çekildiğini söyledi. Tiril, fotoğrafta kendisinin yanı sıra, Halil Çelik, Çelik'in kayınpederi, ağabeyi Muhsin'in bulunduğunu, komutan olarak geçen kişinin ise Diyarbakır İl Merkez Jandarmada görevli Mithat veya Miktat olarak tanıdığı yüzbaşı olduğunu belirtti. Tiril, Abdulkadir Aygan ile birlikte faaliyetlerinin olmadığını savundu.

AVUKATTAN SANIĞA 'BIYIK' SORUSU

Tiril'in fotoğrafların çekildiği tarihte askerde olduğunu söylemesi üzerine Avukat Tahir Elçi, "Bu bıyıklarla mı askerlik yaptınız?" dedi. Sanık avukatlarının itirazı üzerine kısa süreli bıyık tartışması yaşandı. Ardından sanık Tiril, "Söz konusu fotoğrafı askerlik izin dönüşü çektiğimizi tahmin ediyorum. Ben izinden dönmüştüm o yüzden bıyıklıyımdır. Muhtemelen diğerleri de izin dönüşü oldukları için bıyıklıdırlar. Ayrıca benim askerlik yaptığım dönemde sivil hiçbir görevim yoktu. Askerlikten başka hiçbir şey yapmadım" cevabını verdi.

"AYGAN BASIN İŞLERİNE BAKIYORDU"

Mahkeme heyetinin hakkındaki suçlamaları anlattığı Saniye Emlük, (Emel Berak) savunmasında, sanıklardan hiçbirini tanımadığını söyledi. Sanıklardan Kemal Emlük'ün eşi olduğunu belirten Saniye Emlük, Abdulkadir Aygan'ı Aziz Turan ismiyle tanıdığını kaydetti. Suçlamaları reddeden Saniye Emlük, "Ben 1991 yılının 9. ayında Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı'nda göreve başladım, Aziz Turan da orada çalışıyordu. Aziz Turan genellikle tercümanlık ve basın yayın işlerinde çalışıyordu. Benim bildiğim hatırladığım bu kadardır, başka ne iş yaptığını da bilmiyorum" dedi.

"PKK'DAN AYRILAN İLK KADIN BENİM"

Terör örgütü PKK'ya 1983 yılında katıldığını, 1988 yılında ise örgütten ayrıldığını kaydeden Emlük, "Örgütten ilk ayrılan kadın ben olduğum için sürekli olarak örgüt tarafından hedef haline getirildim ve bu durum halen devam etmektedir. Ben örgütten ayrıldığım için hakkımda böylesi isnatlar atfedildiğini düşünüyorum. Ben daha önce bana tebligat yapılmadığı için duruşmaya gelememiştim, ancak ben tebligat yapılmadığı halde bu celse kendi isteğim ile duruşmaya geldim. Ben iddianamede iddia edilen kişileri öldürmedim. PKK terör örgütünden ayrılan ilk kadın olduğum için PKK tarafından hedef haline geldim, 3 kez suikast teşebbüsüne uğradım. Örgüt beni hedef yapmıştır, bu davada yargılanmamın sebebi de terör örgütünden ilk ayrılan kadın örgüt mensubu olmamdan dolayıdır" şeklinde konuştu.

"AYGAN EŞİNİ DÖVÜYORDU"

Sanık avukatlarından Hikmet İşler'in sorusu üzerine Abdulkadir Aygan ile aralarının bozuk olduğunu söyleyen Emlük şunları söyledi: "Abdulkadir Aygan bir Allah'a ısmarladık demeden gitti. Onun nedenini de anlatayım. O Burdur'a tayin olmadan önce bir gece bir baktım kapı çalınıyor. Kapının merceğinden bakınca başı yarılmış kadın gördüm. Kapıyı açıp açmamak konusunda tereddüt ettim. Sonra kadını kanlar içinde görünce kapıyı açtım ve baktım ki Abdulkadir Aygan'ın eşi Azize Turan. Kendisini içeri aldım pansuman yaptım. Kendisi bana Aziz Turan'ın her gün kendisini dövdüğünü, her gece alkol aldığını ve çok kaba davrandığını söyledi. Bayağı bir dert yandı. O gece birkaç saat bizde kaldı, sonra kendisini ikna ederek evine götürdüm."

MAHKEME BAŞKANI SANIĞI AZARLADI

Jandarma Bölge Komutanlığı'nda memur olarak görev yapan sanıklardan eski PKK itirafçısı Kemal Emlük (Erhan Berak) savunmasında, PKK'dan kendi isteğiyle ayrıldıktan sonra askere gittiğini ve Silvan'da askerlik yaptığını söyledi. Kemal Emlük, haklarındaki iddiaların PKK tarafından ortaya atıldığını ve PKK tarafından suçlandığını söyleyince mahkeme başkanından azar işitti. Mahkeme başkanı, "Hakkınızdaki iddianame Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlanmıştır. Suçlamalara cevap verin. Hakkınızda adam öldürme iddiası var. Bunu yargılıyoruz. Onlar mı hazırladı. Otur yerine" dedi.

Duruşma, Ahmet Cem Ersever'in yakınındaki isimler arasında gösterilen sanıklardan PKK itirafçısı ALİ Ozansoy'un (Ahmet Turan Altay) dinlenilmesiyle devam etti. Terör örgütü PKK'dan ayrıldıktan sonra 5 yıl yıl cezaevinde kaldığını anlatan Ozansoy, "Askerlik yaptığım Silvan'da Fethi Çetin, Hayrettin Toka, Abdulkadir Aygan ve Hüseyin Tilki'yi orada tanıdım. Askerliğimi tamamladıktan sonra Jandarma Genel Komutanlığına iş başvurusunda bulunarak, İstihbarat Şube Müdürlüğünde çalıştım. 1993 yılında istifa ettim. Çalıştığım dönemde herhangi bir yasa dışı faaliyette bulunmadım" diye konuştu.

CEM ERSEVER VE HANEFİ AVCI SORULARINI YANITLADI

Avukat Tahir Elçi'nin Cem Ersever ile Hanefi Avcı ile ilgili sorularını yanıtlayan Ozansoy şöyle konuştu: "Ben çalıştığım dönemde Cem Ersever Diyarbakır Jandarma İstihbarat Grup komutanıydı. Cem Ersever oradaki itirafçılardan zaman zaman örgüte ilişkin bilgiler alıyordu. Bana da birkaç defa örgütle ilgili sorular sordu. Cem Ersever ile askerlikten sonra herhangi bir ilişkim olmadı. Ben 1993 yılında ayrıldım. Cem Ersever ile daha sonra herhangi bir faaliyetim olmadı. Hanifi Avcı'yı tanırım. Hanifi Avcı ben teslim olduğum sırada Diyarbakır İstihbarat Şube Müdürü'ydü. Birkaç kez sorguma geldi. Maraş'lı olduğunu öğrendim, cezaevinde iken kendisine mektup da gönderdim. Hanifi Avcı ile Diyarbakır'dan ayrıldıktan sonra da zaman zaman görüştüm. Ancak bu görüşmelerim daha çok sohbet amaçlıydı, yoksa kendisi ile istihbarat içerisinde bir ilişkim olmadı."

"VEDAT AYDIN'I TANIMIYORUM"

HEP Diyarbakır İl Başkanı olduğu dönemde öldürülen Vedat Aydın cinayetinin sorulması üzerine sanık Ozansoy, "Vedat Aydın'ı tanımıyorum. İsmini basından duydum, Öldürülmesi olayı ile ilgili ilgim bulunmamaktadır. Aytekin Özer, Cem Ersever ile Vedat Aydın'ı evinden almadık. Vedat Aydın'ın cenazesi sırasında Diyarbakır'da büyük bir infial oldu. Büyük bir halk kitlesi toplandığı için biz de bundan haberdar olduk. Bizim birimimiz herhangi bir tertibat almadım. Benim JİTEM ile bir alakam yoktur. Bu yapılanma içerisinde ne askerlik yaptım ne de görev yaptım" ifadelerini kullandı.

AVUKAT TANIK OLDU

Saniye Emlük'ün sorgusu sürerken söz alan avukatlarından Habibe Deyar Danışman, vekili olduğu Zana ve Lokman Zuğurlu isimli kişilerin öldürülmeleri ile ilgili tanıklık yapmak istediğini belirterek, müdahil avukatlığından çekileceğini bildirdi. Mahkeme, Habibe Deyar Danışman'ın tanık olarak dinlenilmesi yönündeki talebi kabul etti.

Mahkeme heyeti, duruşmaya kısa bir ara verdikten sonra, adresleri tespit edilemediği için savunmaları alınamayan sanıklar Mahmut Yıldırım, Fırat Can Eren, İbrahim Babat, Mehmet Zahit Karadeniz, Lokman Gündüz ve Muhsin Gül hakkında yakalama emri düzenlenmesine karar verdi.