Almanya’daki en büyük bağış dolandırıcılığı davası Deniz Feneri e.V’nin kilit ismi ve Kanal 7’nin muhasebecisi Firdevsi Ermiş, soruşturmanın Türkiye ayağını yürüten Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nda gizlice ifade verdi.

Deniz Feneri e.V. soruşturmasını yürüten özel ekibin başkanı Başkomiser Alexander Böhm, Milliyet’e yaptığı açıklamada, Ermiş’in “bir süre önce bilgileri ve onayları dahilinde Türkiye’ye giderek savcılığa ifade verdiği”ni doğruladı.

Ermiş’in Türkiye’ye gitmeden önce, savcılıktan tutuklanmayacağına dair güvence istediği öğrenildi. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Nadi Türkaslan ve ekibi, kritik bilgilere sahip Deniz Feneri e.V, Euro 7 GmbH ve diğer şirketlerin muhasebesini yürüten Ermiş’e “Türkiye’ye geldiğin gibi, özgür biri olarak geri döneceksin” mesajı gönderdi.

 

“İftiracı” demişti

Verilen güvence üzerine, Alman polisi ve savcısına bilgi vererek, gizlice Frankfurt’tan Ankara’ya gelen Ermiş, savcılıkta bütün gün ifade verdi. Saatler süren ifadeden sonra Frankfurt’a geri dönen Ermiş, Türkiye seyahatini yakınlarına “Doktora çalışması için İstanbul’a gittim” sözleriyle açıkladı.

Türkiye’deki Deniz Feneri yöneticilerinin bildirileriyle suçlanarak doğrudan hedef alınan ve Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman tarafından “iftiracı olmak”la itham edilen Ermiş’e tutukluluğu sırasında susması ve bütün suçu üstlenmesi karşılığında maddi - manevi destek teklif edilmişti. 25 Nisan 2007’de Deniz Feneri e.V. ve Kanal 7 Int merkezine yüzlerce polisle yapılan baskınla gözaltına alınan Ermiş, bütün suçun kendisine yüklenmek istendiğini anlayınca Alman makamlarıyla işbirliğine karar vermişti.

 

İfadeleri davayı etkilemişti

Kanal 7 Müdürü Mehmet Gürhan ile Türkiye’deki yöneticilerin kendilerini kurtarmak için suçu bütünüyle kendi üzerine yükleyeceklerini düşünen Ermiş, gözaltındayken Kanal 7’nin tuttuğu Türk avukatı reddederek, Alman avukat Dr. Hanno Durth ile anlaşmış, Alman sorgu makamlarına gereken bütün bilgi ve belgeleri vermişti.

Almanya’da 17 Eylül 2008’de 3 kişinin suçlu bulunmasıyla sonuçlanan Deniz Feneri e.V. yargılamasında Ermiş de suçlu bulunmuş, 1 yıl 10 ay tecilli hapisle cezalandırılmıştı. Ermiş, soruşturma ve dava sürecinde ayrıntılı itirafları, Deniz Feneri e.V. ile ilgili ticari şirketlerde çifte muhasebe kayıtlarını içeren veri CD’sini ortaya çıkarması, kara para aklama ve kuryelik belgelerini açıklamalarıyla davanın seyrini belirlemişti.

İstanbul’daki Kanal 7 yöneticileri, davanın uzaması ve kamuoyunda ses getirmesi üzerine, yargılama süreci sırasında itiraflarda bulunarak suçun ortaya çıkarılmasını sağlayan Ermiş aleyhine sert açıklamalarda bulunmuştu. Mahkeme Hâkimi Dr. Jochen Müller ise, sözlü karar mütaalasında, Ermiş’in 3 zanlı arasında gerçekten pişmanlık duyan tek kişi olduğunu ve adalete yardımcı olarak vicdani sorumluluğunu yerine getirdiğini belirtmişti.

Deniz Feneri e.V. davasında eski dernek başkanı ve Kanal 7 Int Müdürü Mehmet Gürhan’a 5 yıl 10 ay, Deniz Feneri e.V’nin son başkanı Mehmet Taşkan’a da 2 yıl 9 ay hapis cezası verilmişti.

 

Çifte kayıtların CD’sini teslim etti

Deniz Feneri e.V yöneticilerinin hapis cezalarına çarptırıldığı davada Ermiş, Türkiye’de gizli bir yerde sakladığı çifte muhasebe kayıtlarını içeren CD’yi polise teslim ederek, toplanan bağış paralarının amaç dışı kullanıldığının belgelenmesine yardımcı olmuştu. Mahkemede, Deniz Feneri e.V ve bağış paraları ile kurulan şirketler arasında tutulan biri resmi, diğeri gayrı resmi iki ayrı muhasebe tutulduğu konusunda bilgiler veren Ermiş, Deniz Feneri e.V’nin 5 yıl içinde topladığı 42 milyon Avro'dan fazla bağış parasının kuryelerle Türkiye’ye nasıl taşındığını, hangi şirketlere aktarıldığını ve hangi şirketlerin kurulmasında kullanıldığını anlatmıştı.

Ermiş ayrıca, kuryelerle taşınan paraların kimler tarafından alınıp kimlere verildiğine dair gayri resmi muhasebe konusunda da önemli bilgiler vermişti.

CUMHURİYET