Hayati ARIKAN/AHT


Asliye ceza mahkemelerinin baktığı ekonomik suçlar kapsamındaki “karşılıksız çek” davalarının sulh ceza mahkemelerine verilmesi, adalet sistemini komaya soktu. İstanbul’daki bir davada 2012 yılının mart ayına duruşma günü verildi.

Büyükşehirlerde bulunan sulh ceza mahkemeleri, artan iş yükleri nedeniyle kilitlenme noktasına geldi. Dosyalar birikti, duruşma günlerinin arası giderek açıldı. Artık, 2011 yılına değil, 2012 yılına duruşma günü veriliyor. Adalet sistemindeki bu vahim durumun son örneklerinden biri İstanbul’da yaşandı.

6 BİN 554’ÜNCÜ DAVA
Şişli’de Aktif Alüminyum ve Cam Sanayi Şirketi,Tuncay Pala’dan aldığı 26 Şubat 2009 keşide tarihli çekin bankada karşılığı olmadığı gerekçesiyle Şişli Cumhuriyet Savcılığı’na şikayette bulundu. Cumhuriyet Savcısı Adnan Ömeroğlu,Tuncay Pala hakkında 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanun’a muhalefet suçundan 15 Nisan 2010 tarihinde dava açtı. Şişli 2. Sulh Ceza Mahkemesi’ne düşen dava, esas defterine mahkemenin baktığı 6 bin 554. Dava olarak kaydedildi. Mahkeme, davanın taraflarına ilki duruşmanın 23 Mart 2012 tarihinde saat 10:55’te yapılacağını tebligat ile bildirdi.

YETERSİZ MAHKEME
Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu ilke kararına göre Sulh ceza mahkemelerinin yıllık bin dosyayı sonuçlandırması gerekiyor; ama İstanbul’da mahkemelerdeki dosya sayısı bunun en az 5 katına çıkmış durumda. Hukukçular, sulh ceza mahkemelerinin “komada”olduğunu belirterek, acilen yeni mahkemelerin açılması gerektiğini vurguluyor. Hakimlerin suçlanmaması gerektiğini ifade eden hukukçular, karşılıksız çek davalarının sulh ceza mahkemelerine verilmesinin ardından İstanbul’daki adliyelerde ek olarak bir veya iki tane sulh ceza mahkemesi açıldığını, ancak bunun da yeterli olmadığını belirtti. Basit suçlara bakan sulh ceza mahkemelerinde çek davalarının yanı sıra yoklama kaçağı gibi davalar da görülüyor.