"KCK Türkiye Meclisi" ana davasının 28 Mart günü görülen karar duruşmasında 16 sanığı ’silahlı terör örgütü yöneticiliği’ suçundan 21 yıl, 95 sanığı ’terör örgütüne üye olmak’, ’terör örgütü propagandası yapmak’ ve ’Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet’ suçlarından 1 yıl ile 18 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezasına çarptıran ve 43 sanığı beraat ettiren Diyarbakır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi gerekçeli kararı,henüz sanık avukatlarına tebliğ edilmezken, kararın kitaplaştırılmak üzere matbaaya gönderildiği öğrenildi.

"KAMURAN YÜKSEK ORGANİZE ETİ"

Kararda PKK terör örgütü ve KCK yapılanmasına ilişkin ayrıntılı açıklamalar yapan mahkeme, KCK mali yapılanmasında yer alan bazı sanıkların, PKK terör örgütüne aktarılmak üzere bölgedeki işadamlarından para topladıkları ifade edildi. Tüm sanıklar hakkında ayrı ayrı değerlendirmelerin yapıldığı gerekçeli kararda, 21 yıl hapis cezasına çarptırılan DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek’in KCK/TM yapılanmasında üst düzey görevde olduğu ifade edildi. Yüksek’in PKK terör örgütü adına yapılan çalışmaları denetlemek için Diyarbakır’a geldiği belirtilen gerekçeli kararda şu ifadelere yer verildi:

"Yüksek’in kaldığı evde ele geçirilen bilgisayarın incelenmesinde 2009 yerel seçimleri ile ilgili ülke genelinde KCK/TM seçim komitelerince yürütülen çalışmalar ile kendileri dışındaki partilerin adayları hakkında topladıkları istihbari bilgilerin kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. KCK/TM Yerel Yönetimler Komitesince hazırlanan raporlar bulunmuş, bu raporlarda aday belirleme faaliyetleri detaylı belirtilmiştir. Aday belirlemelerde dava dosyası ayrılan KCK/TM yapılanmasının Türkiye sorumlusu olan ve Avrupa’da bulunan, hakkında yakalama kararı çıkarılan Sabri Ok ile irtibat halinde olduklarının yazılı şekilde kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Yüksek, metropollerde örgütün eylemlerini organize edip, örgütsel çalışma yürütmek için eleman temin ederek metropollere göndermiştir. Yüksek, Nevruz kutlamalarını organize eden örgüt mensuplarına talimat vererek kitlesel sokak eylemlerinin başlamasını ve güvenlik güçlerine karşı saldırıda bulunulmasını organize etmiştir. Seçim döneminde aldığı talimatlarla örgütün kriterleri doğrultusunda aday belirleme çalışmalarında bulunmuş, seçimlerde kendi istedikleri kişileri istedikleri yere aday göstererek bu adayın kazanması yönünde zemin hazırlanmasını organize etmiştir. Bu nedenle Yüksek’in ’terör örgütünü yönetme’ suçunu işlediği ve cezalandırılması gerektiği kanaatine varılmıştır."

"HATİP DİCLE ÇALIŞMALAR YÜRÜTTÜ"

Gerekçeli kararda, 9 yıl hapis cezasına çarptırılan Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı Hatip Dicle’nin KCK/TM yönetici ve üyeleriyle örgütsel ilişki içinde olduğu ifade edilirken, Dicle’nin terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan’ın, ’Dört Ayaklı Paradigması’ içinde bulunan Demokratik Toplum Kongresi’nin oluşturulmasında görev aldığı ifade edildi.

Hatip Dicle’nin Öcalan’ın etkisi altında bir kongre yapısının oluşturulmasında görev aldığını belirten mahkeme, Dicle’nin toplantılara gelecek kişilerin tespiti, davet edilmesi, ulaşım ve diğer masraflarının karşılanması ile DTK altında oluşturulan komisyonların işleyişinin tespitinde çalışmalar yürüttüğü vurgulandı. Kararda ayrıca Hatip Dicle’nin DTK ismi altında illegal faaliyetler yapılması ve Öcalan’ın talimatları doğrultusunda gerçekleştirilen daimi meclisi üyeleri arasında yer alarak örgütsel faaliyetlere katıldığı da ifade edildi.

"AHMET TÜRK EYLEM ÇAĞRISINA KATILDI"

Kararda, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Mardin eski Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün, terör örgütü PKK/KCK’nın 2012 yılındaki nevruz kutlamaları sırasında kendisinin amaçları doğrultusunda suçlar işlenmesi ve örgütün propagandasının yapılması için eylem çağrısına katılarak, etkinliğe gidip, konuşma yaptığı vurgulandı.

DAVANIN GEÇMİŞİ

2007 yılında Diyarbakır’da polise yapılan bir ihbar ile başlatılan KCK soruşturması yaklaşık 2 yıl devam etti. 14 Nisan 2009 tarihinde yapılan ilk operasyon ile birlikte 4 dalga halinde operasyonlar yapıldı. 4 ayrı operasyonda aralarında kapatılan DTP’nin yöneticileri, Belediye Başkanları, il genel meclis üyelerinin de bulunduğu 151 kişi gözaltına alınırken, bunlardan 103’ü tutuklandı. KCK operasyonlarının son ve en büyük dalgasında Diyarbakır başta olmak üzere İstanbul, Ankara, Siirt, Van, Şırnak, Batman, Şanlıurfa ve Mardin olmak üzere 9 ilde 25 Aralık 2009’da eş zamanlı operasyonlar düzenlendi. Operasyonda gözaltına alınan kişilerin Diyarbakır Adliyesi’ne getirilip tek sıra halinde dizilerek, elleri kelepçeli bir şekilde fotoğraflarının çekilmesi tartışmalara neden oldu.

Davanın iddianamesi, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde hazırlanan özel odada, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında meslekten ihraç edilen dönemin özel yetkili Cumhuriyet Savcısı İsmail Aksoy tarafından 7 ayda hazırlandı. Hazırlanan 7 bin 578 sayfalık iddianamede şüpheliler hakkında değişen oranlarda hapis cezası talep edildi. Dosyanın delilleri 500 klasörden oluşurken iddianame Özel Yetkili Diyarbakır 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Sanık sayısının fazlalığı nedeniyle Diyarbakır Adliyesi’ndeki boş alana, yeni bir salon yapıldı. Çelik ve betondan 600 metrekare alan üzerine inşa edilen 500 kişilik salonda ses sistemi ve hareketli kameralar da konuldu.

18 Ekim 2010 tarihinde başlayan dava sürecinde sanıkların Kürtçe savunma talebinin kabul edilmemesi sık sık krize neden oldu. Kürtçe savunma talebinin kabul edilmemesini protesto eden sanıklar ve avukatları duruşma salonunu terk etti. Mahkemenin suç duyurusu üzerine 103 avukat hakkında soruşturma açıldı. Kürtçe savunma taleplerinin kabul edilmemesi nedeniyle, sanıklar uzun süre ifade vermezken, çözüm süreci ile birlikte Kürtçe savunma hakkı tanınmasının ardından sanıklar 2013 yılından itibaren savunma yaptı.

Anayasa Mahkemesi’nin Mustafa Balbay kararı üzerine KCK ana davasında tutuklu olduğu sırada BDP’den milletvekili seçilen Şırnak Milletvekili Selma Irmak 2013 yılında tahliye edildi. Anayasa Mahkemesi’nin, tutukluluk süresini 5 yılla sınırlandıran kararı ardından, davada 5 yıla yakın bir süredir tutuklu olan sanıklar, 2014 yılında tahliye edildi.

22 SANIK FİRARİ

Özel Yetkili Mahkemelerin kapatılmasının ardından davanın yargılamasına 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Birleştirilen ve ayrılan dosyalarla birlikte davada sanık sayısı 154’e düştü. Mahkeme, davanın sürüncemede kalmaması için 22 firari sanığın dosyasının ayrılmasına karar verdi.

Bu arada yargılama sırasında milletvekili olan 8 sanığın dosyasının da ayrılmasına karar verildi. Mahkeme, 1 Kasım 2015 seçimlerinde HDP’den Milletvekili seçilen 8 sanığın dokunulmazlıklarının kaldırılması talebinde bulundu. Davanın soruşturma ve yargılamasında görev alan yargı mensuplarından 9 savcı ve 12 hakim FETÖ/PDY terör örgütü soruşturmaları nedeniyle meslekten ihraç edildi.

Dava ile ilgili 30 Nisan 2016 tarihinde son mütalaayı veren Cumhuriyet Savcısı Zeynel Abidil Ulu 15 Temmuz darbe girişimi ardından HSYK tarafından meslekten ihraç edildi. Kararın açıklandığı tarihe kadar dava 850 klasör ve 350 bin sayfa evraka ulaştı. Dava süresince sanıklardan Fadile Bayram, Mehmet Abbasoğlu, Seve Demir ve İlhan Diken ise hayatını kaybetti.

KCK Ana Davası’nda dosyaları ayrılan HDP milletvekilleri Osman Baydemir, Dirayet Taşdemir, Çağlar Demirel, Selma Irmak, Ahmet Yıldırım, Besime Konca, Alican Önlü ve Nadir Yıldırım’ın yargılamaları ise Diyarbakır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinde devam ediyor.