KCK'ya yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, 77'si tutuklu 204 sanık hakkında açılan davanın 68. duruşması başladı

İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi dışında oluşturulan büyük salonda görülen duruşmaya, eski BDP İstanbul İl Başkanı Mustafa Avcı ile yazar Ragıp Zarakolu'nun oğlu Cihan Deniz Zarakolu'nun da aralarında bulunduğu 77 tutuklu sanık ile 4 tutuksuz sanık katıldı.

Mahkeme Başkanı Kazım Kahyaoğlu, tutuksuz sanıkların savunmalarının alınmasıyla duruşmanın devam edeceğini söyledi.

 Tutuksuz sanıkların savunmalarına geçilmeden önce söz alan tutuklu sanık Nihat Oğraş, bütün arkadaşlarıyla bu yargılamaların politik olduğunu daha önce söylediklerini hatırlatarak, "Suç olmamasına rağmen 'KCK' adı altında tutuklamalar yapılmasına karar verildi. Kürtlerin siyasi gelişimi durdurulmaya ve illegalize edilmeye çalışıldı. Başbakanın danışmanı 'Milli orduya kumpas kuruldu' dedi. En büyük kumpas Kürtlere kuruldu" diye konuştu.

 Kurgulanmış davalar ve mesnetsiz iddialarla 10 bine yakın Kürt siyasetçisinin tutuklandığını ileri süren Oğraş, yargının taraflı ve bağımlı bir durumda olduğunu, özel yetkili mahkemelerde "cemaat hegomanyası"nın olduğunu iddia etti.

“RESMİ DEVLETİN Mİ, YOKSA PARALEL DEVLETİN Mİ YARGISISINIZ?”
Sanık Oğraş, her yer için demokrasi ve özgürlük istediklerini belirterek, "Şüpheleniyoruz ve size sormak istiyoruz; resmi devletin yargısı mısınız, yoksa paralel devletin, örgütün, çetenin yargısı mısınız?" dedi. Duruşma salonundaki izleyiciler, Oğraş'ın sözlerini alkışladı.

Bunun üzerine mahkeme başkanı Kahyaoğlu, "Biz taleplerinizi söylemeniz için size söz verdik. Burası şov programı değil. Siz şova hazırlanmışsınız belli. Seyircilerin tamamı dışarı çıkarılsın" diye konuştu.

DAHA SONRA AVUKATLAR VE SANIKLAR DA SALONDAN ÇIKARILDI
 Duruşmada yaşanan gerginlik izleyenlerin çıkarılmasından sonra da devam etti. Sanık avukatlarından Fırat Epözdemir duruşma salonunda yaşananlara ilişkin hurriyet.com.tr’ye yaşananlara ilişkin şu bilgileri verdi:

Duruşmanın öğleden önceki bölümünde, bazı sanık yakınlarının alkışlamaları sonrası mahkeme, sanık yakınlarını salondan çıkardı. Daha sonra ben savunma yaparken, mikrofonum kapatıldı. Bunun nedeni ise, benim mahkeme heyetine yönelik sözlerimdi. Benden sonra savunma yapan avukat arkadaşımın da sözü kesilince, biz de burada durmanın anlamı yok diyerek salonu terk ediyorduk. Tam o sırada mahkeme heyeti, duruşmanın düzenini bozan avukatların dışarı çıkarılmasını istedi. Bu çağrı sonrası sanıklarda açıklamayı alkışlarla protesto edince, mahkeme heyeti tüm sanıkları salondan çıkardı ve salon tamamen boşaltıldı.